Türk Edebiyatı'nın denizcileri diyebileceğimiz Azra Erhat ve Halikarnas Balıkçısı nam-ı diğer Cevat Şakir’in literatüre kazandırdığı günümüzde de turizmin olmazsa olmazı, mavi yolculuk sevdalılarını heyecanlandıracak olan bir diğer rotamıza doğru yola çıkıyoruz.Sıradaki durağımız birçoğumuzun vazgeçilmez tatil ve mavi tur noktalarından biri olan tarihi ve muhteşem doğasıyla bizi cezbeden Marmaris’in, 45 km uzağında Hisarönü Körfezi’nde yer alan saklı cennet Selimiye köyü. Selimiye artık bir mahalle fakat bizim aklımızda köy olarak yer edindi ve bu şekilde bahsetmeye devam edeceğiz yazımızın geri kalanında. Selimiye’yi özel kılan bazı detaylar arasında Türkiye’nin önde gelen limanlarından biri olan Sığliman koyunun ev sahibi olması, mavi turun duraklarından biri olan zeytin ağaçlarıyla bezeli olan tam anlamıyla masallardan fırlamış diyebileceğimiz Kamelya Adası’nı kucaklamasını örnek verebiliriz. Tüketici bir topluma dönüştüğümüz ve her şeyden kısa sürede sıkıldığımız şu günlerde dokusunu koruyan nadir tatil beldelerinden biri Selimiye. Her ne kadar Marmaris’e 45 km gibi yakın bir mesafede olsa da yıllarca ulaşımın zor olması sebebiyle saklı kalmış ;günümüzde yollarda iyileştirme çalışmaları yapılsa da Marmaris’ten yaklaşık 50 dakika gibi bir sürede ulaşabiliyorsunuz. Yani Selimiye’ye ulaşmak biraz özveri ve sabır istiyor fakat sonucunda tecrübe edeceğiniz güzellikler ve denizin uçsuz bucaksız maviliğine kavuşacak olmanın düşüncesi bu özverinin tatlı bir telaşa dönüşmesini sağlıyor. Yerel halk geçimini balıkçılık, arıcılık ve zeytincilikle sağlıyor, son yıllarda turizm de bu pastadan kendine bir dilim ayırmış. Bunun yanı sıra, yakın illerin gürültüsünden ve kalabalığından kaçıp Selimiye’ye yerleşen kişi sayısı ise azımsanmayacak derecede. Buraya sonradan yerleşen bu kişiler de oldukça uyumlu, eğitimli insanlar olduklarından yerel halkla çoktan kaynaşmışlar ve Selimiye’yi hep birlikte sahiplenmişler. Selimiye’nin tarihi dokusunu ve doğal güzelliklerini korumaya oldukça özen gösteriyorlar bu da Selimiye’nin yozlaşmadan turizmle iç içe olmasına katkı sağlıyor.
Biraz zamanda yolculuk yapıp geriye doğru gittiğimizde ise yerel halkın Bulgaristan kökenli olduğunu geçimini balıkçılıkla sağladığını, köyün eski isminin Losta olduğunu, bölgenin bir ara da Kızılköy olarak adlandırıldığını öğreniyoruz. Osmanlı Devleti’nin hakimiyetiyle de köyün yeni ismi Osmanlı padişahı I. Selim’in isminden esinlenilerek Selimiye olarak değişiyor ve o günden bugüne Selimiye bu ismiyle varlığını sürdürüyor. İsmi ne kadar değişse de Selimiye yüzyıllardır muhteşem doğasıyla insanlığı büyülemeye devam ediyor.
Konaklama için sahil şeridinde birçok butik otel var. Sahil şeridi derken zaten 2 km bir mesafeden bahsediyoruz. İşte Selimiye öylesine ufak bir yer ve her şey ayağınızın altında, iç içe. Butik otelleri ise cıvıl cıvıl kafeler ve restoranlar takip ediyor.Genciyle, yaşlısıyla; esnafıyla, çalışanıyla sizi oldukça samimi bir ortam bekliyor. Denizin masmavi ve sakinleştirici manzarasını kahvenizi yudumlayarak izlemek, deniz suyunun hafif dalgalarla bileklerinize değmesi bütün stresinizi alıp götürecek. Günümüzde rahatlamak için çıktığımız tatillerde bile kalabalıktan ve gürültüden yakınıyoruz. Kalabalıktan kaçıp kafa dinlemek isterken kendimizi bir diğer kalabalığın içinde her şeyin endüstriyelleşmiş bir hale geldiği yeni nesil tatil anlayışının içinde buluyoruz maalesef. Fakat Selimiye bu bahsettiğimiz olumsuzluklardan oldukça uzakta. Tatil deyince aklımızda beliren o huzur ve dinginliği tamamen karşılıyor. Selimiye’nin bu güzelliklerinden bahsettikten sonra yazımızın devamında sizi Selimiye’nin masmavi denizini, civardaki ve daha uzaktaki koyları günlük ya da daha uzun süreli keşfedebileceğiniz denizin en güzel yerlerinde yüzebileceğiniz ve güneşin tadını çıkarabileceğiniz başka mavi tur rotalarıyla devam edeceğiz.
Sabah erken saatlerde başlayan günübirlik turları tercih ederseniz turlar sabah 9-10 gibi başlıyor ve akşam 6 saatlerinde tamamlanıyor. Bu günübirlik turlarda volkanik kayalardan meydana gelen çıkıntılarıyla birer dişe benzeyen ismini de buradan alan Dişlice Adası’na uğruyorsunuz. Bir başka söylentiye göre aşıklar kimse görmesin diye bu girintilerin arasında buluşuyorlarmış. Bu sebeple de adanın bir diğer ismi Aşk Adası olarak biliniyor. Bir sonraki durak ise övgüyle bahsettiğimiz Kamelya (Kameriye) Adası. Adada ne zaman yapıldığı kesin bilinmeyen yıkılmış bir manastırdan geriye kalan bir şapel bulunuyor. Manastır korumaya alınmış fakat doğanın etkisiyle zamanla tahrip olmuş ve bakıma ihtiyacı var manastırın bugünlerde. En ilgi çekici olan kısım ise manastırın avlusundaki zikzak şeklindeki farklı motiflerin yer aldığı mozaikler. Bir de adanın asıl sahipleri olan dağ keçileri var burada, zeytin ağaçlarının arasında gezip duruyorlar. Manastırdan geriye kalanların arasından denizin masmavi güzelliğini seyredip serin ve berrak sularına kendinizi atabilirsiniz. Rotamıza devam ederken kendimizi Bencik Koyu’nda buluyoruz. Bu koy sert rüzgarlara kapalı olduğundan dolayı turların uğrak yeri olma özelliğine sahip. Buradan sonraki durak ise Tavşan Adası. Bu turla Datça ve Yunanistan’ın güzel adalarından biri olan Simi’ye de uzaktan bir merhaba diyebiliyorsunuz. Günübirlik bu tur kısa soluklu dinlenmeye ve yakın civardaki doğal ve tarihi yerleri keşfetmek için güzel bir rotaya sahip. Özellikle kalabalık aileler için de ailenin minik üyeleriyle birlikte denizin altındaki dünyayı keşfetme imkânı sağlayan zengin bir denize sahip bu koylar.
Asıl mavi tur alternatifleri arasında Marmaris çıkışlı olan güzel Selimiye’nin dahil olduğu, başından sonuna dopdolu bir rota var. Bu sürede teknenin uğradığı birbirinden güzel tatil beldeleri var. Marmaris’in dillere destan güzelliğini mavi turların vazgeçilmez noktası olduğunu, zengin doğal ve tarihi dokusunu bilmeyenimiz yok. Daha önceki Marmaris mavi tur yazımızda da ayrıntılı olarak bahsetmiştik Marmaris’ten. Bu güzellik Selimiye’yi de içinde bulundurduğu rotayla harika bir mavi tur deneyimine imkân sağlıyor. İlk gün Marmaris’ten yola çıkılıyor ve rota Serçe-Bozukkale’ye çevriliyor. Serçe koyu 11. yy’dan kalma Bizans Batığı’na ev sahipliği yapıyor. Batık, Bodrum Müzesi’nde sergileniyor. Üçüncü durak ise tarihteki birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, zamanın ticaret ve kültür merkezi günümüzün ise favori turizm merkezlerinden biri olan Datçavar. Elliden fazla koyu 235 kilometrelik sahil şeridiyle mavi turun vazgeçilmez duraklarından biri Datça. Daha sonra ziyaret edeceğiniz Bencik Koyu ise, Hisarönü Körfezi’yle Gökova Körfezi’ni ayıran yarımadanın en dar yerinde Hisarönü tarafına yakın olan bir koydur. Koyun manzarası nefesinizi kesmeye yetecek türden. Hisarönü’nden içeri doğru ilerlendiğinde Selimiye’ye varılıyor ve minik sahilde ufak bir yürüyüş fırsatı doğuyor ardından Kamelya Adası’nda geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarak, adanın eski sahiplerinden kalan şapelin bahçesinde hala varlığını sürdüren ve eski insanların yaptıklarına karşı olan merakımızı ve şaşkınlığımızı perçinleyen farklı desenlerdeki mozaikler bizi karşılıyor. Manastırdan arda kalan duvardan denizin büyüleyen maviliğini izleyip sonrasında da kendinizi serin, mavi sulara bırakabilirsiniz. Deniz altındaki dünya da birçok canlıya ev sahipliği yapıyor, siz de bu dünyayı da görmek istiyorsanız şnorkelinizi ve paletlerinizi de yanınıza almayı unutmayın ve bu büyülü dünyanın tadını çıkarın. Küçük adaların cenneti olan Selimiye’de bir başka durak ise kimine göre aşıkların sığınağı olan Aşk Adası, coğrafi gerçeklerle konuşanlar içinse Dişlice Adası. Kendinizi bu görkemli doğa harikasından serin sulara bırakabilir ya da kameranıza sarılarak fotoğraf galerinize yeni fotoğraflar ekleyebilirsiniz.
Her durağı birbirinden güzel olan Selimiye’nin de en güzel noktalarıyla içinde yer aldığı bu mavi tur deneyimlenmesi gereken eşsiz bir tatil alternatifi. Halikarnas Balıkçısı ile hayatımıza giren mavi yolculuk bugün ülkemizin en güzel köşelerini keşfetmemizi sağlıyor. Selimiye de bunlardan biri olarak yıllardır kendini çok iyi şekilde muhafaza eden saklı bir cennet. Bu saklı cenneti sevdiklerinizle birlikte en güzel şekilde keşfetmek için de günlük ya da haftalık mavi turlar fazlasıyla avantajlı. Bunun için tek yapmanız gereken yola çıkmak. Geziyle kalın.
