Kastamonu Gezilecek Yerler

Yazımızın en başından beri her fırsatta da dile getirdiğimiz gibi Kastamonu doğal güzellikleri, tarihî zenginlikleri ve sahip olduğu manevi değerleri ile kesinlikle görülmeye değer bir ilimizdir. Yazımızda sizin için gezilecek yerleri derledik. Her duraktan detaylıca bahsedemesek de elimizden geldiğince sizlere aktarmaya çalıştık. Yolunuz Kastamonu’ya düştüyse buraları görmeden şehirden ayrılmayın.

Kastamonu Gezilecek Yerler

Kastamonu’yu gezerken milattan öncesinden başlayıp günümüze gelene kadar çok farklı dönemlerden geçeceğiniz kuşkusuz. MÖ 65 yılından kalma bulguları ile dikkat çeken Pompoiopolis Antik Kenti bu yolculuğun başlangıç noktası olacak, Kastamonu Kalesi, Evkaya Mezarları, Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri Külliyesi, Nasurullah Camii, Saat Kulesi, Kastamonu Arkeoloji Müzesi, Liva Paşa Konağı Etnografya Müzesi ve Kastamonu Konakları ile devam edecektir. Küre Dağı Milli Parkı, Ilgaz Dağı Milli Parkı, İncekaya Kanyonu, Ilgarin Mağarası ve Gideros Koyu ise doğal güzellikler arasında öne çıkan yerler. Yazımızın devamında tüm bu yerler ile ilgili detayları bulabilirsiniz.

Kastamonu Kalesi

195725,kastamonu-kalesi.png

Yaklaşık 110 metrelik bir tepenin zirvesinde yer alan Kastamonu Kalesi şehir merkezinden görünen, size büyülü bir şehirde olduğunuzu her daim hatırlatan bir sembol gibidir. 12. yüzyılda Kommenler Hanedanlığı tarafından inşa edilmiştir. İnşa edildiği dönemlerde şehri saran surları olduğu düşünülse de günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilmiş sur kalıntıları maalesef yoktur. Yapımında Orta Çağ Son Dönem Bizans mimarisi özelliklerini barındırmışsa da, tarih süreçleri içerisinde farklı beylikler döneminde tadilatlardan geçmesi, farklı mimari izler barındırmasına sebep olmuştur. Yapımında taş, harç ve ahşap hatıllar da kullanılmıştır. Güvenlik amacıyla 15 büyük burç ve kule vardır. Kastamonu Kalesi’nin içinde kuşatmalarda sığınak olması ve dışarıdan erzak alımında kullanılması amacıyla bulunan bir de dehliz vardır. Kale Osmanlı döneminde bir dönem terk edilmiş ve ardından 1943 depremini geçirmiştir. Başlıca bu iki faktörün etkisiyle ayakta durması güçleşmeye başlamıştır. Bunu fark eden yetkililer 2005 yılında kaleyi restore etmiştir.

Evkaya Mezarları

100263,evkayakastamonu.png

Şehir merkezinde yer alan ve Kastamonu’daki en eski kaya mezar olarak bilinen tarihî yapıdır. 8 metrelik bir kaya bloğunun oyularak kaya mezarlığına çevrilmesi ile oluşturulmuştur. Bazı kaynaklarda MÖ 7. yüzyılın başlarında Pafyagonyalılar tarafından açık hava kutsal tapınım alanı olarak inşa edildiği söylenmektedir. Kaya Mezarı’nda üç giriş ve içerisinde de sandukalar bulunur. Evkaya Mezarları’nda 3’ü anıtsal olmakla beraber 8 kaya mezarı vardır. Yapının ön cephesindeki alınlıkta bulunan ‘’Potnea Theron’’ yani ’’Hayvanlar Hakimesi Tanrıça’’ betimlemesi oldukça ilgi çekmektedir. Mezar odalarının içerisinde ölüler için kullanılmış sedirleri görmek insanın içerisinde biraz olsun ürperti yaratabilir. Evkaya Mezarları Kastamonu Valiliği’nin 2002 yılında gerçekleştirdiği çalışmalar neticesinde turizme kazandırılmıştır.

Gideros Koyu

Gideros Koyu, Kastamonu’nun en batıdaki ilçesi Cide'de yer alan ve kartpostal gibi bir görünüme sahip olan koydur.

Batı Karadeniz’in en güzel yerlerinden olan Gideros Koyu, sessiz, sakin ve doğa ile iç içe bir tatil için aklınıza ilk gelmesi gereken yerler arasında bulunur. Koy ile ilgili zamanında burada Amazon kadınlarının yaşadığından tutun bu güzel koyun korsanlara saklanma alanı olduğuna kadar çok fazla rivayet dillerde dolanmaktadır. Fakat gerçek olan bir bilgi vardır ki o da Gideros Koyu’nun örneklerine Karadeniz Bölgesi’nde çok az rastlandığıdır. Bu da coğrafi sebeplere dayanmaktadır.

Devamını Oku

Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri Külliyesi

Şehir merkezinde bulunan külliye şehirdeki inanç turizminin merkezi konumundadır. Külliye içerisinde cami, asa suyu, türbe, kütüphane, şadırvan, dergâh konakları ve mezarlık bulunmaktadır. Külliyede birden çok yapının bulunması nedeniyle yapımı 1470 yılından 1650 yılına kadar sürmüştür diyebiliriz. Külliyenin türbesinde en büyüğü Şeyh Şabah-ı Veli Hazretleri’ne ait olmak üzere 16 adet sanduka yer almaktadır. Cami içerisindeki vaaz kürsüsü ve minber kapısı sedef kakmalı işçilikleri büyüleyici görünmektedir. Ayrıca külliye içerisinde bulunan Asa Suyu’nun zamanında Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri’nin asasını yere vurmak suretiyle çıkmasına vesile olduğu rivayet edilir. Her mevsim aynı yoğunlukta akan suya halk arasında ‘’ebuzemzem’’ denmektedir. Suyun şifalı olduğuna inanılır, yöre halkı ramazanda oruçlarını açmak için bu sudan içtikleri de söylenmektedir. Dergâh konakları ise günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.

Nasurullah Camii ve Şadırvanı

96229,nasrullah-kulliyesi-1.png

Nasurullah Camii, Kastamonu Osmanlı İmparatorluğu himayesine girdikten sonra burada inşa edilmiş ilk anıtsal yapı olma özelliğini taşımaktadır. II. Beyazıd’ın hüküm sürdüğü devrin sonlarına yakın bir dönemde, Nasurullah Kadı tarafından cami, şadırvan ve köprü olarak yaptırılmıştır. 1506 senesinde ilk yapıların inşa edilmesinden sonra, 1746 senesindeki çalışma ile yapıya 3 kubbe daha eklenerek kubbe sayısı 9’a çıkarılmıştır. Mimarî güzelliğinin yanında caminin içerisinde de hat sanatının güzide örnekleri bulunmaktadır. Bir rivayete göre külliye içerisinde bulunan şadırvandan su içen kişinin, Kastamonu’ya herhangi bir sebepten ötürü tekrar döneceğine inanılır. Bu doğru mudur bilinmez ama caminin manevi olarak bir özelliği daha bilinmektedir. Milli Mücadele yıllarında, ünlü şairimiz Mehmet Akif Ersoy bu kubbelerin altında vaazlar vermiş, halkı mücadeleye çağırmıştır. Ayrıca milli marşımız olan İstiklal Marşı da meclisten önce ilk kez burada okunmuştur.

Saat Kulesi

Saat-Kulesi.jpg

Şehrin sembolü haline gelmiş ve yüz yılı aşkın süredir de tarihe tanıklık eden yapıdır. Saat Kulesi şehir merkezinde, Saray Üstü Tepesi’nde yer almaktadır. Osmanlı son devri mimarî özelliklerini taşıyan saatin boyu yaklaşık olarak 13 metredir. Dönemin valisi Abdurrahman Paşa’nın girişimleri ile 26 Ağustos 1885 yılında Kastamonu Saat Kulesi’nin temelleri atılmıştır. Manuel kurmalı çalışma prensibine sahip saatin 12 saatte bir kurulması gerekmekteydi. Saat Kulesi ile ilgili dilden dile dolaşan bir efsane şehirde hala anlatılmaktadır. Efsane şu ki, bu saat zamanında İstanbul’da Topkapı Sarayı’nın sahil tarafındaki Sarayburnu’ndaymış. Gongu vakitsiz çalan saat yüzünden padişahın hamile cariyelerinden biri korkup çocuğunu yitirmiş. Bunu duyan padişah da sinirlenerek saati sürgün etmiş. Saat de o dönem bu vesile ile Kastamonu’ya gelmiş. Saat gerçekten sürgün müdür değil midir bilemeyiz ama bulunduğu tepeden hem saat kulesini hem de şehir manzarasını görmenizi öneririz.

Liva Paşa Konağı Etnografya Müzesi

Şehir merkezinde bulunan Liva Paşa Etnografya Müzesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun sivil mimarisinin güzide örneklerinden biridir. 1879-1881 yılları arasında Kastamonu’da Mir Liva olarak görev yapan Sadık Paşa tarafından yaptırılmıştır. Konak 4 katlıdır. Bodrum, zemin kat, ardından kışlık kat denilen ikinci kat ve yazlık kat denilen üçüncü kattan oluşur. Günümüzde zemin kat şehrin tarihî fotoğraflarının sergilendiği bir alan olarak kullanılmaktadır. Kışlık kat olarak anılan ikinci katta ise yörenin kültürel ve etnik değerlerini konuklara sergilenmektedir. Türlü desen ve işlemelerin yanı sıra yörenin zanaatları da bu katta sergilenmektedir. Yazlık kat olarak anılan üçüncü katta ise konak ve eski kent yaşamını anlatabilmek amacıyla odalarda bulunun canlandırmalar ile konuklarını beklemektedir. Müze içerisinde Kasaba Köyü Mahmut Bey Cami’ye ait bir kapı da sergilenmektedir ki muhteşem bir sanat örneği olarak Kastamonu’nun en değerli eserlerinin başında gelir. Müze 1997 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilmiştir. Müzeye giriş5 TL olup Müzekart+ sahibiyseniz ücret ödemeden kartınızla giriş yapabilirsiniz.

Kastamonu Arkeoloji Müzesi

Kastamonu Arkeoloji Müzesi şehir merkezinde yer alan, Türk ve dünya müzeciliği adına çok nadide eserler barındıran bir müzedir.1945 yılında depo olarak hizmet hayatına başlamış ve 1951 yılında resmen Arkeoloji Müzesi olarak faaliyete geçmiştir. Eser sayısı bakımından ülkenin önde gelen müzelerindendir. 50 binin üzerinde eser sergilenmektedir. Müze kendi arasında üç ana bölüme ayrılmıştır. Birinci bölüm taş eserler bölümü olarak anılır ve Satryheykeli en önemli eserlerinden biridir. İkinci bölüm ise Mustafa Kemal Atatürk ve Şapka İnkılâbı ile alakalı eserler sergilenmektedir. Üçüncü bölümde ise tarih süreçleri içerisinden, Kastamonu ve yakın çevresinden elde edilmiş eserler sergilenmektedir. Bu bölümde yer alan ve Hititler döneminde dinsel ritüellerde kullanılmak üzere yapılmış çanaklardan birindeki bir betimleme; henüz ülkemizdeki hiçbir Hitit dönemi eserinde görülmemiştir. Ayrıca bu bölümde yer alan sorguçlu miğferli asker heykelciği Türkiye’deki ve hatta dünyadaki müzelerde eşine az rastlanır bir eserdir. Yine Hitit döneminde camdan üretilmiş bir deniz kabuğu örneği de dünya arkeolojisi adına çok enderdir. Müzeye giriş ücretsizdir.

Pompeiopolis Antik Kenti

99750,pompeipolis.png

Kastamonu merkezine 41 kilometre uzaklıkta yer alan antik kent Taşköprü ilçesi sınırları içerisindedir. Pompeiopolis Antik Kenti günümüzde Zımbıllı Tepe Höyüğü ismiyle de anılmaktadır. Höyüğün bu adı eteklerinde kurulduğu tepeden aldığı kuşkusuzdur. Kent MÖ 65-64 yıllarında Romalı General Gnaeus Pompeius bölgeyi ele geçirmiş ve şehri sıfırdan kurmuştur. Roma döneminde sıfırdan kurulmuş bir kent olma özelliği ile önem taşıyan antik kentlerdendir. Paphlagonia’nın başkenti olan Pompeiopolis döneme ilişkin somut kanıtları günümüze taşımaya devam etmektedir. Pompeiopopolis dönemin kent yapısı ve mimarisi ile ilgili günümüze ışık tutmaktadır. Antik Kent 1818 yılında bir Fransız tarafından keşfedilmiş olsa da sistematik bir şekilde, çok uluslu bir ekiple kazı çalışmaları günümüzde hala devam etmektedir.

Kastamonu Konakları

98844,kastamonu-konaklari.png

Başta Kastamonu şehir merkezi olmak üzere İnebolu ve Taşköprü ilçelerinde bu sivil mimari örneklerine sıkça rastlanılmaktadır. Şehrin coğrafi özelliğindeki karakteristik faktörlerden ve bölgedeki beşeri çeşitlikten dolayı konakların yapılışında uygulanan teknik ve tasarımlar oldukça çeşitlidir. Hemen her yapının ön cephesinde farklı mimarî çalışmalar yer alsa da ‘’Kastamonu Konağı’’ denebilecek karakterde de yapılar oluşmuştur. Bu mimarî eserler yüzlerce yıllık kültür birikiminin adeta bir yansımasıdır. Konakların mimarisinin yanı sıra yapılış zihniyeti de Anadolu insanının sahip olduğu hoşgörünün izlerini derinden taşımaktadır. Yeni bir konak yapılırken, komşuların manzarasına, güneşine, gölgesine ve kullanım alanlarına bir engel teşkil etmemesi için gerekli özenin gösterildiği bilinir. Konaklar ahşap ve üç katlıdır. Çatılarda yöreye özgü marla (arduvaz) taşı kullanılmıştır. Bu taş ince ve düz yapısı sayesinde hem yalıtım sağlar hem de Karadeniz’in güçlü rüzgârlarına karşı iyi bir direnç sağlar. Bodrum katlar da ısı yalıtımı ve rutubeti önlemek adına taştan yapılmış bölümlerdendir. Konaklar genel olarak yüksek tavanlı, çokça pencerelidir ve zamanında kalabalık yaşandığı için odalara mümkün olduğunca müstakil giriş imkânı da sağlanmıştır. Günümüzde birçok konak otel ve restoran olarak ve tarihî dokularına sadık kalarak hizmet vermektedir.

Küre Dağları Milli Parkı

kure-daglari-milli-parki_1447244015_Ff.jpg

Kastamonu, Küre Dağı Milli Parkı’nı Bartın ile paylaşıyor. 37.753 hektarlık alan 2000 yılında Milli Park olarak ilan edildi. Bölge eşsiz bitkisel çeşitliliğinin yanı sıra karstik yapıya sahip olup, kanyon, şelale, dolin, mağara gibi birçok coğrafi oluşuma da ev sahipliği yapıyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Küre Dağı Milli Parkı ‘’Türkiye’nin Dünyaya Armağanı’’ olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Küre Dağları Türkiye’nin ilk Panparkı’dır. Bölgede dünyanın en derin 2. kanyonu olan Valla Kanyonu, 10 metreden dökülen ve döküldüğü yerde muazzam bir gölet oluşturan Ilıca Şelalesi ve Prehistorik döneme ait bulguları da içerisinde barındıran, dünyanın en büyük 4. mağarası olma özelliği taşıyan Ilgarini Mağarası da yer almaktadır. Valla Kanyonu teknik açıdan oldukça zor bir kanyon olup deneyimsiz ziyaretçilerin geçmeyi denemesi büyük bir risk teşkil etmektedir. Valla Kanyonu yaklaşık 10 kilometre uzunluğundadır ve 800-1.200 metre arasında değişen yükseltide kayalık uçurumlara sahiptir. Ilgarini Mağarası’nın ise uzunluğu yaklaşık olarak 850 metre olup, derinliği 250 metredir. İçerisinde Roma ve Bizans döneminden izler taşımaktadır.

Ilgaz Dağları Milli Parkı

Kastamonu Ilgaz Dağı Milli Parkı’nı Çankırı ile paylaşmaktadır. Bölge çok çeşitli hayvan ve bitki türlerini barındırması açısından oldukça önemli alanlardan biridir. Ilgaz Dağları’nda tespit edilen 300’ü aşkın bitki çeşidinden yaklaşık 65 adedi endemik olmakla birlikte sadece Ilgaz Dağları’nda görülmesi alanı bu anlamda daha da değerli kılmaktadır. Ilgaz Dağı Milli Parkı ayrıca kış sporları için kullanılan tesislere de sahiptir. Bölgede biri 800 metre diğeri 1.500 metre olmak üzere iki adet kayak pisti, bir telesiyej ve bir de teleski vardır. Konaklama yapmak isteyen ziyaretçilerin hizmetinde bulunan Mili Park sınırı içerisinde yedi, dışında ise bir adet tesis bulunmaktadır. Kış mevsimi dışında da doğa yürüyüşleri yapmak için Mili Parkı ziyaret edebilir, bu eşsiz doğanın keyfini yazın da sürebilirsiniz. Yalnız gezintiye çıkarken vahşi doğada olduğunuzu unutmayıp gerekli önlemleri almanızı özellikle öneririz.

Ilgaz Kayak Merkezi

Ilgaz Kayak Merkezi, Kastamonu ve Çankırı illerinin sınırında konumlanan Ilgaz Sıradağları üzerindeki bir kayak merkezidir. Ilgaz Millî Parkı içindeki bu kayak merkezi aralık ve nisan ayları arasında hizmet verir. Beyazın huzur verici atmosferi eşliğinde bir kış tatili düşünüyorsanız, güzel ve uygun pistlerde kayak yapabileceğiniz Ilgaz Kayak Merkezi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Ilgaz Kayak Merkezi


Ilgaz Kayak Merkezi Hakkında Bilgi 
Devamını Oku

Taşköprü

Taşköprü, Eflani Çayı üzerinde bulunmaktadır. Yapım tarihi bilinmeyen köprü, Konarı Köyü’nün 200 metre kuzeyinde bulunmaktadır.

Devamını Oku

Mahmutbey Camii

Mahmutbey Camii, Kastamonu’da bulunan ve Candaroğulları Beyliği döneminden kalmış olan tarihî bir camidir. 1366 senesinde inşa edilen tarihî caminin içi tamamen ahşaptan meydana gelir. Hiçbir şekilde metal çivi ve aksam kullanılmaması özelliği ile Türkiye’deki ender örnekleri arasında bulunan Mahmutbey Camii’ni görmek isterseniz sarımsak cenneti Kastamonu’ya bir gezi yapabilirsiniz. Çevreyi iyice gezmek ve daha çok yeri görmek isterseniz bahar ve yaz aylarını tercih etmek için sizin için daha iyi olabilir.

Kastamonu Mahmutbey Camii

Mahmutbey Camii Hakkında Bilgi
Devamını Oku
Lokasyon Sayfasında Detayı Göster
Kapalı