Kastamonu Hakkında Bilinmesi Gerekenler

kastamonukale.jpg__850x350_q85_crop_subsampling-2.jpg

Kastamonu, Karadeniz Bölgesi’nin batısında yer alır. İl merkezini kuzeyde İsfendiyar (Küre) Dağları, güneyde ise doğu batı uzantılı Ilgaz Dağları sarmaktadır. Sinop, Çorum, Çankırı, Bartın ve Karabük’e komşudur. Kastamonu bir sahil şehri olarak görünse de şehir merkezi iç kesimlerde yer alır. Cide, Doğanyurt, İnebolu, Bozkurt, Abana, Çatalzeytin ilçelerinin ise denize kıyısı vardır.

Kastamonu’nun bilinen tarihi Hitit İmparatorluğu ile başlar. Şehrin Türk hâkimiyetine girişi ise 1105 yılında Danişmentliler zamanında gerçekleşmiştir. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı sınırlarına katılana kadar farklı imparatorluk ve beylikler tarafından hâkimiyet altına alınmıştır. Şehrin tarihinin çok eskiye dayanması ve birçok medeniyete ev sahipliği yapması nedeniyle Pompeiopolis (Zımbıllı Tepe Höyüğü (MÖ 63-64. yüzyıl) ) ve Evkaya Mezarları(MÖ 7. yüzyıl) gibi kıymetli arkeolojik alanlara rastlamak mümkündür. Ayrıca Kastamonu, Milli Mücadele yıllarında Karadeniz’den gelen cephanelerin Anadolu’ya güvenli bir şekilde sevk edilmesi için önemli bir nokta olmuştur. Özellikle erkek kılığına girip Milli Mücadele’ye katılan, soğuk havaya ve yağan kara aldırmadan ceketini çıkarıp cephanelere örten, bunu gören ve ‘‘Neden montunu mermilere örttün? Üşümüyor musun?’’ diye soran Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya ‘’Bey, yüz bin kişi kurtulacak. Ben öleceğim de ne olacak?’’ diyen kahraman Türk kadınının, Halime Çavuş’un şehridir Kastamonu. İnebolu’dan Kastamonu’daki kışlaya kağnısıyla cephane taşırken ölen öküzünün yerine kendi geçip kağnısını çeken, yağış başlayınca mermiler ve kundaktaki bebeğinin üstüne kendini siper edip, şehit olan Şerife Bacı’nın topraklarıdır. Kastamonu Kurtuluş Savaşı’nda en çok şehit ve gazi veren illerimizin başında yer alır. Cumhuriyetin ilanından sonra ise Mustafa Kemal Atatürk’ün Ağustos 1925’te Kastamonu’da yaptığı Kıyafet ve Şapka İnkılâbı yakın tarihimizin önemli olaylarından biridir.

Evliyalar şehri olarak da bilinen Kastamonu’nun inanç turizminde de önemli bir yeri vardır. Selçuklular, Candaroğulları ve Osmanlı İmparatorluğu dönemleri şehirde Türk-İslam kültürünün hâkim olduğu dönemlerdir. Zaten Kastamonu’da bulunan tarihî yapıların çok büyük bir kısmı da Türk-İslam kültürünün egemen olduğu dönemlerden günümüze ulaşmıştır. Bilinen en eskisi 800 yıllık olan ve hâlâ kullanılan dinî yapılar sayesinde yerli ve yabancı turistlerin şehre olan ilgisi her geçen gün biraz daha artmaktadır. Şehrin en çok ziyaret edilen noktası ise Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri Külliyesi bir diğer adı ile Hazreti Pir Külliyesi’dir. Külliye kapsamında cami, türbe, kütüphane, dergâh, asa suyu ve şadırvan bulunmaktadır. En çok ziyaret edilen yapı Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi’dir. Osmanlının şehirde inşa ettiği ilk anıtsal eseri olma özelliğini taşıyan Nasurullah Camii bu özelliğinin yanı sıra Milli Mücadele yıllarında kıymetli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un mücadeleyi destekleyici konuşmalarını yaptığı ve sonrasında İstiklal Marşı’nı ilk kez okuduğu yer olma özelliğini taşır. Belirli birkaç cami ve türbe öne çıksa da Kastamonu il sınırlarında onlarca cami, külliye ve türbe bulunmaktadır.

Kastamonu tüm bu tarihî ve manevî değerlerinin yanında doğa turizmi için de eşine az rastlanır güzelliklere sahiptir. Küre Dağları Milli Parkı 2012 yılında sürdürülebilir turizm faaliyetleri ve iyi yönetilmesi sebebiyle PAN Parks Sertifikası almış olup Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın ise 13. Panpark’ı olmuştur. Ayrıca Ilgaz Dağı Milli Parkı da özellikle kış sporları adına önemli bir yere sahiptir. Ilgaz Dağı Milli Parkı sınırlarında iki adet kayak pisti bulunmaktadır. Doğa yürüyüşü, tırmanış, kayak gibi farklı macera sporların yapılabileceği bir bölgedir. Her iki Milli Park da pek çok endemik canlıya yaşam alanı oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra Kastamonu dünyanın en derin 2. kanyonu olan Valla Kanyonu, dünyanın en büyük 4. mağarası olan Ilgarin Mağarası, cam seyir terasına sahip İncekaya Kanyonu, 10 metrelik Ilıca Şelalesi ve İnebolu, Cide, Bozkurt ve Abana gibi eşsiz sahillere sahip bir doğa harikasıdır.

Kastamonu’da konaklar da oldukça fazladır. Sadece şehir merkezinde bulunan 350 konak bir asırdan uzun süredir ayakta durmaktadır. Şehir merkezinden sonra İnebolu ve Taşköprü ilçelerinde de tarihî konak yoğunluğu oldukça fazladır. Mimari olarak karakteristik özellikler taşıyan ve birbirinden farklı görünmesine karşın ‘’Kastamonu Konağı’’ olarak anılabilecek özellikte yapılar olma özelliğini barındırmaktadırlar.

Özetle Kastamonu tarihî, doğal, manevî ve mimarî olarak onlarca eşsiz güzelliğe ve tarih boyunca var olmuş çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış güzel ülkemizin muazzam bir köşesidir. Yılın farklı zamanlarında, birçok farklı etkinlik için ziyaret planı yapılabilecek, gelen konuklarına dört mevsim kucak açacak bir ilimizdir.
 

Tanıtım Videosu: