Amalfi'nin İlk İncisi: Vietri Sul Mare

Seramik döşeli bir İtalya kasabası...

'Denizin üstündeki Vietri' anlamına gelen Vietri sul Mare yerine Vietri diye bahsedeceğiz "Amalfi'nin ilk incisi"nden. Uzatmaya gerek yok. 

Dileyen, Salerno limanına 40 dakikalık uzaklıkta bulunan ve Vezüv Yanardağı'nın lavlarını kusmasından 1700 yıl sonra (18. yüzyılın ortalarında) keşfedilen Pompei'yi ziyaret edebilir. 

Dileyen, limandan birkaç dakika uzaklıktaki şehir merkezine gider. Mağaza gezer, ara sokaklarına dalar; dolaşır.

Dileyense Amalfi kasabasına gidip o meşhur, uzun merdivenli St. Andrea Katedrali'ne uğrayıp İstanbul'dan getirilen bronz kapısı önünde fotoğraf çektirebilir; civarında tekne turu yapabilir...

Yukarıdaki seçeneklerden Salerno şehir gezintisini saymazsak; diğer ikisini, 2004 yılında Socrates projesi kapsamında lisemizden küçük bir grupla gerçekleştirdiğimiz bir haftalık okul gezimizde ziyadesiyle gezip görmüştüm. Dolayısıyla kısıtlı vaktimizde yeni bir yer görmek işime gelir. Kuzen de seramik sanatçısı olunca karar verildi. İlk hedefimiz VİETRİ! İleri! 

Limandan 20 dakikalık bir otobüs yolculuğuyla vardık Amalfi'nin ilk incisine. Sahi, niye ikidir "inci" diyorum buraya?Aslında Vietrililerin tabiri bu. Amalfi kıyısı, doğudaki Vietri'den batıdaki Positano'ya kadar uzanan 40 km'lik bir şerit olduğundan ve doğu yaka başlangıcı simgelediğinden (ya da Vietrililerin işine öyle geldiğinden) mütevellit "ilk inci" olup çıkıvermiş bu minnacık kasaba.


Seramik döşeli bir seramik fabrikası

Ama siz inci kısmına fazla takılmayın zira Vietri deyince "Seramik" ve "Limon" gelmeli aklınıza. Limon da limoncello'yla kucaklaşır, araya da "San Giovanni Battista Kilisesi"ni alırsa Vietri'yle ilgili kabataslak bir harita çizilmiş olur bilinçaltınıza. 

San Giovanni Battista Kilisesi'ni aklımda nasıl tutayım? Niye tutayım? Hem bana ne canım! derseniz hakkınız var. Çünkü yarın sorsanız ben de unutacağım adını. O yüzden kubbesi seramik döşeli 300 yıllık kilise dersek daha faydalı olacak sanıyorum. 


San Giovanni Battista Kilisesi

Hani seramik döşeli kasaba demiştim ya ta en başta? Sırf kilisenin kubbesi olsa yine iyi; Vietri'nin sokaklarını sürterken nereye baksanız seramik üzerine rengârenk tasvir ve motiflerle karşılaşacaksınız çünkü. Köşe başındaki bir duvar, yol kenarındaki masa ve sandalyeler, Vietri girişteki mavi ve yeşile açılan 'pencere' önüne dizilmiş saksılar, vazolar, deniz kızı heykeli de safi seramik. Pencere dediğim aslında ağaçlar ve denizle bezeli bir manzara. Aşiyandaymışsınız gibi bakıyorsunuz Amalfi'nin geri kalanına bu muhteşem pencereden...

Ha derseniz ki pencereden bakmak yetmez denizine de girip çimeceğim, kim tutar sizi. Birkaç kilometre daha kıvrılıverin aşağı. Marina di Vietri'de serinleyin, güneşleyin; gelin. Yalnız, sakın ola bikininizle çıkmayın çarşı pazarına. Adamlar ciddi ciddi yasak koymuş, ona göre.


Vietri'nin yerel ürünleri

Sizi bilmem de biz sokaklarına ve ufacık dükkânlarına kaptırdık kendimizi. Turistliğin hakkını verip her yanını fotoğraflamadan da edemedik tabii.

Ama gezmek, dolaşmak, görsellemek de bir yere kadar. Hava sıcak, yorulduk da azıcık. Oturup bi dondurma yemeyelim mi yani? A, pardon: Gelato. Mekân olarak Bar Ariston'u tavsiye edebilirim. Bir de Stracciatella + limonlu dondurmasını...

Buraya kadar gelmişken ne alalım peki? 

- Yemelik + İçmelik: Limonlu şeker (şeker dediğime bakma, arada çaktırmadan gerçek limon yemiş hissiyatı yaratıyor). Limoncello. Yerel fırınından tedarik edebileceğiniz Taralli al naspro adlı limonlu kurabiyemsi vs. 

- Hediyelik eşya: Aklınıza gelebilecek her türlü Seramik eşya. Pulcinella (Napoli kukla tiyatrosunun meşhur karakteri) motifleri, magnetleri vs. 


Limonlu kurabiye

İsterseniz kavun büyüklüğündeki limonlardan da alabilirsiniz. Ama benim yaptığım gibi iki tanesine yapışıp fotoğraf çekinmek varken o yükü taşımak niye?!

Sevdik mi Vietri'yi?Evet!

60 km uzaklıktaki Napoli tarafından çıkmışsanız yola; zamanınız varsa ve o daracık dönemeçli yolları bize vız gelir derseniz, Vietri kucağını açmış sizi bekler.

Zaten yola kıyı şeridinin doğu yakasından çıkmışsanız, burayı es geçmek ayıp olur. 

Duymasın Amalfi'nin ilk incisi!   

Tuğçe Kayıtmaz

Yazar Hakkında

Tuğçe Kayıtmaz

Mesleğine tutkun bir garip tercüman. Hayatın anlamını "oku, ye, gez" olarak görüyor. Görselleştirmeye olan sevdasını fotograf çekerek ve bir miktar çiziktirerek dışa vuruyor.