Dünya Kupası Coşkusu: Rio de Janeiro

Sabah uyanıp çantamı alıp doğrudan metroyla Maracana Stadı'na gidiyorum. Sokaklar, yollar, insanlar rengarenk Rio’da maç daha doğrusu Dünya Kupası çeyrek finali çok büyük olay gerçekten de... Bugün Fransa-Almanya oynayacak.

Her yerde, her ülkeden insanlar gelmiş buraya bu heyecanı yaşamak için =)

Burada tanıdık yüzler de varmış bak =)

Yaklaşık 6 ay öncesinde bilet alamadığım için (ki buna bilet alamamak değil, satışa çıkmasıyla birlikte 30 dk bilet sisteminde sıra bekleyip 30 dk sonunda “Biletler Tükendi.” uyarısıyla karşılaşmak diyelim) mecburen girişte bilet soracağım. Metrodan çıkıp stada giden yolda insanlar toplaşmışlar, dans ediyorlar, tezahürat ediyorlar. Festival gibi bir görüntü. Ellerinde pankartlar sadece takımları desteklemiyorlar. Bazılarında “I need ticket” yazıyor.

Bazıları da pankartlar, kağıtlar tutarak bilet sattıklarını söylüyorlar. Tabii biletleri fiyatları 1500-2000 USD olunca almak çok mantıklı gelmiyor =) Kaldı ki bu biletlerin gerçek olup olmadığı da belli değil. Tabi şansımızı farklı yöntemlerle denemek lazım.

Tüm cesaretim ve özgüvenimle kontrol noktalarına doğru ilerliyorum. Minik bir araştırma sonucunda toplam 3 kontrol noktasını olduğunu öğreniyorum. Birinci ve ikinci kontrol noktasında sadece biletin gözle kontrolü yapıyorlar. Üçüncüsünde de zaten biletin barkodunu okutup geçiyorsun. Birinci kontrolu çaktırmadan kalabalığının arasına karışarak biletim varmış gibi geçiyorum. İkinci kontrolde daha sıkı. Birazcık ileride yine biletlere bakıyorlar.

Orada da aklıma bir şey geliyor. Kibar polis memuru teyzeye babamın kardeşlerimle içeri girdiğini ve birbirimizi kaybettiğimizi söylüyorum. Ben de burda kaldım onları bulmalıyım diyerekten ikinci kontrol noktasını da geçiyorum =) 2000 USD veremeyeceğimize göre yapacak başka birşey yok. Dünya Kupası uğruna neler yapıyor insan =)

Geldik son kontrole. Burada biletin barkotunu okutarak ilerlemelisiniz. Bu seferde basından biriyle muhabbet kurarak “Basın Bölümü”ne yöneliyorum. Onun kartıyla geçiyorum. =) Son anda görevli gelip uyarıyor ve tekrar dışarı çıkmak zorunda kalıyorum =( Ve boynu bükük şekilde kaderime razı oluyorum.

Stadın dibinde olup da girememek üzüntü veriyor ama bir yandan da yüzleri rengarenk boyalı dans eden eğlenceli insanlar her yerde.

Bütün bunlar olurken haber yapmaya çalışan, röportaj yapmaya çalışan haberciler çılgın taraftarlar tarafından trolleniyorlar. Brezilya, Almanya, Arjantin, İngiltere ve Fransızlar tarafları ağırlıkta. Şahane bir ortam var.

En geyikleri de Almanya bu grupta. Alman disiplinin yanında Alman eğlence tarzları da görmeye değer. Onlarla da hemen ahbap oluyoruz. Bir anda kendimi onlarla Almanca tezahürat ederken buluyorum. =)

https://youtu.be/H_TkGyhVh_8

Her şeye rağmen o insanları görmek ve stada bu kadar yaklaşmak heyecan vericiydi.

Maç başlamadan 30 dk önce metroya atlayıp Copacabana’ya FIFA Fan Fest’e gidiyorum. Burada lokalllerle maç seyretmek büyük zevk. Gerçi gün içinde çok sıcak ola havanın etkisiyle Ipanema’da sakin bir caféye geçiyorum. Mekanın adı ”Cantinho de Ipanema". Ipanema’da yorulduğunuzda dinlemek, ucuz ama enfes tatlar tatmak için ideal bir yer burası. Ipanema gibi bir bölgede normalde böyle tatlar için çok daha fazla verirsiniz.

Başka bir akşamda Brezilya-Kolombiya maçını seyretmeye Copacabana’ya gidiyorum. FIFA Fan Fest’in gerçekte nasıl bir şey olduğu konusunda şimdiden birşey oluşmaya başladı aklımda. Metro istasyonu tıklım tıkış, tüm Rio nerdeyse toplaşmış buraya gelmiş.

FIFA Fan Fest alanına vardığımda işte budur diyorum. Unutulmaz bir maç akıllara kazınacak bu akşam.

Dev bir ekran, yan tarafta deniz yüzbinlerce insan, insanların üstünde bir bulut tabakası ve inanılmaz bir tutku futbol. Futbol niye bu kadar önemli burda diye düşünüyorum ister istemez. Gerçi niye olmasın ki? Bir Brezilyalı arkadaşım anlatmıştı. “Brezilya'da en popüler spor voleyboldur.” demişti bana. Eeeee futbola noldu diye sorduğumda da “Haaa futbol mu futbol dindir burada” demişti. Düşünün hastanesi, okulu olmayan köylerde futbol sahaları var. Ipanema, Copacabana, Leblon vs. gibi sahillerde insanlar voleybolu sadece ayakları ile oynuyorlar. Futbol oynayanlar yani bundan para kazananlar çok saygı görüyorlar toplumda. Böyle bir kültürden Neymarların çıkmaması imkansız.

Maç başlıyor. Herkes coşkulu, bir şeyler içiyorlar, tezahürat ediyorlar. Ama barışçıl herkes. Arasıra az sayıda Kolombiyalılara rastlıyorsunuz. Birbirine laf atıyorlar ama kavga yok. Eğleniyorlar. Gerçi bu maçta İspanyolca birçok küfür de öğrendim =) Ve Brezilya’nın gol attığı an. Ortalık yıkılıyor: 
https://youtu.be/a203w8g0xXc
 Güney Amerika turuna kuzeyden başlamak yerine güneyden Brezilya’dan başlamanın gerçekten de doğru bir karar olduğunu tekrar anlıyorum. 

Yazılarımı http://www.fulltimehedonist.com/'dan da okuyabilirsiniz. 

 

 

Can Kazım Beyhan

Yazar Hakkında

Can Kazım Beyhan

http://www.fulltimehedonist.com/Belki de en zor işlerinden birisi insanin kendini tanımlaması, anlatması.Kısaca kendimi sürekli yeninin ve bilinm