Ege'nin Cennet Koylarından Biri: Alavara Koyu

Son yıllarda oldukça popüler olan, Can Yücel’in en güzel şiirlerini yazdığı köyü, Muğla’nın şirin ilçesi Datça’ya, dostlarımı ziyarete geldim. Ege’nin mavi sularının Akdeniz’in tuzlu sularıyla kucaklaştığı, ünlü sanatçıların adı verilmiş harika koylarının lacivertine, denize uzanan çamların yeşilinin karıştığı şipşirin bir ilçe. Kumluk Koyu gündüz plaj akşamları ise balıkçı restoranlarıyla canlı, neşeli, renkli. Datça denince benim aklıma hemen Datça bademi gelir, hele de buz üstünde ikram edilen iri nurlu bademine doyum olmaz, şimdi tam da zamanı, hatta bitmek üzere. Kıpkırmızı domatesinin lezzeti, balı, doğal ürünleri de ile de hayli ün salmış. 

1

Dostlarımı ziyaret için birkaç senedir gelmediğim Datça’dayım. Son günlerde harika koylarından biri gazetelerde bazı üzücü haberlere konu olunca ilgimizi çekti. Adı şimdiye kadar pek duyulmamış, bakir, yeşil mi yeşil, el değmemiş, üstelik de SİT Alanı.. yani “korunmasında kamu yararı bulunan alan” kategorisinde bir koy. 

Haberler şöyleydi “Alavara koyu yapılaşmaya açıldı..” sık duyduğumuz ve hepimizi üzen haberlerden biri bu son yıllarda. Kıyılarımız hızla betonlaşıyor, gerek tabii afetler gerek insan eliyle yeşilimiz büyük ölçüde yok oldu.. Kesilen bir ağacın bir tek dalı bile yüreğimize ok gibi saplanıyor. 

2

Gezginci ruhu.. yeşile olan tutku.. gidip görelim istedik, düştük yollara. Sora sora Datça - Marmaris arasında toprak bir yola saptık, Gökova körfezine doğru çok kötü bir yolda ilerliyoruz. Kötü derken gerçekten kötü, toprak ve taşlı yol zaman zaman hayli zorluyor bizi. Binek arabalarına göre değil, jip gerekliymiş. Ama dönmek yok, gidip görmeye kararlıyız. 

Bir müddet sonra toprak yol çatallaşıyor, soracak kimsecikler yok etrafta, Google haritadan vazgeçtik telefonlar bile çekmiyor. Tahmin yürüterek ilerlerken karşımıza kara kara sevimli bir keçi sürüsü çıkıyor, çoban kardeşten yol tarifi alıyoruz.  Yanlış yoldan saptığımızı, ana yolun daha ilerisindeki toprak yolun daha iyi olduğunu söylüyor. Laf aramızda yolun kötü olmasına biraz da memnun oluyorum, ulaşım ne kadar zor olursa koy o kadar bakir kalır diye düşünüyorum. Gerçi yer yer çitlerle, kalın yüksek duvarlarla çevrili yerlerin sayısı az değildi...

Badem ve zeytin ağaçları, çamlar arasından dağ yoluna tırmanışımızdan bir müddet sonra tepe bir noktada Gökova’nın harika laciverti önümüze seriliveriyor. Yol kötü de olsa yemyeşil bir doğadan ağır ağır ilerleyerek, fotoğraf çekerek sahile ulaşıyoruz. 

3

Yolun kötü olması birçok aileye sorun olmamış ki kıyı boyu sayısız araçlar ağaçların altına park etmiş, mangallar yakılmış.. İçim cız etti, Gökova’nın dinmez rüzgarı her an bir tehlike yaratabilir, itfaiye ye haber vermek olası değil verilse de itfaiye bu yollardan zor ulaşır buraya. 

Olumsuzluklar yerine güzelliklerinden bahsedelim derseniz, gerçekten de çok güzel cennet gibi bir koy, sahil ve deniz tamamen kum. Buraya ulaşmadan geçtiğimizin sahil ve küçük koylar ise oldukça taşlık, hatta denizin içinde yer alan büyük kayaları uzaktan bile seçebilirsiniz.

Bu koya denizden de ulaşmak olası elbette, koy oldukça korunaklı ancak salması uzun olan yelkenliler için pek uygun görünmüyor. Kıyıya fazla yaklaşamazlar, açıkta ise gece rüzgar alacakları için yarayabilir, kalamam riskli.

Naçizane düşüncem, dileğim bu koyun bakir kalması, denizcilere bırakalım, kuşlara, martılara bırakalım, doğada hepimiz kadar onların da yaşam hakkı var. Her koyda yeşili yok ederek betona dönüştürürsek torunlarımıza kupkuru bir ülke bırakacağız.

4

Alavara Koyu'na gelmeden hemen önce yer alan ‘Eski Liman’ ise antik dönemlerden kalma bir liman olması nedeniyle bu ismi almış.

Alavara Koyu'na, Emecik köyünden sonra orman içinden kötü ve arabalar için hiç uygun olmayan bir yoldan ulaşılıyor. Doğa yürüyüşü için uygun, bırakalım da hep doğal kalsın. 

Güzel ülkemizin kıyılarına kıymayalım..

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.