Tüm yol boyunca mı gidilir pembenin elli tonunda zakkumlar eşliğinde… Aydın´dan itibaren çiçeklerle bezenmiş yollarda sürüyor yolculuk, gözümüz daha yeşil ve maviye doymaya başlamadan pembelerle şenlenmişti bile. :)
Daha o sırada bebekli bir tatil için haziran ayında Datça tatili planlamanın yanlış bir karar olduğunun farkında olmayan masum tatilcilerdendik…
Datça´da nerelerde yenir, nerelerde yüzülür, nerelerde kalınır kısmına geçmeden önce bebekli tatil yapacaklar için sıcağı sıcağına iki önerim olacak:
İstanbul´dan Datça´ya araba ile ulaşacaksanız, sizin de bizim gibi bir gece Akhisar´da Palm City Hotel´de konaklayarak yolculuğu 2 bölüm halinde tamamlamanızı öneririm. Yoksa molalarla beraber 16 saate yakın sürüyor yolculuk. Hele bir de bizimki gibi araba koltuğuna oturmayan versiyon bir bebeğiniz varsa, baya zorlayıcı olacaktır… Bizi baya rahatlattı kendi deneyimimiz olarak. :)
Datça´da deniz suyu temmuz ayından önce ısınmıyormuş, eğer bebeğiniz/çocuğunuz da denize girebilsin istiyorsanız gideceğiniz ayı bu bilgi eşliğinde yeniden değerlendirmenizde kesinlikle fayda var. :)
Bu küçük önerilerden sonra gelelim gezimizin detaylarına… Yolculuğunuzu önerim üzerine konaklamalı olarak ikiye böldüyseniz Akhisar´dan sabahın erken saatlerinde çıktığınızda, hem kahvaltı yapmak hem de ilk molanızı vermek için işte size harika bir öneri: Aydın´ı geçtikten sonra Çine yolunda bulunan Edis Dinlenme Tesisi. Hem kahvaltısı güzel hem de çocuklara yönelik oyalayıcı pek çok oyuncak var, bisikletten salıncağa kadar… Bebekli tatil yapanlar için bulunmaz nimet gibi geliyor araba yolculuğundan sonra :)
Datça´da nerede konaklamalı kısmı biraz göreceli… Bugünkü aklım olsaydı, suyun buz gibi olacağını bilseydim, o zaman kesinlikle Datça Merkez'de bir pansiyon seçerdim. Ama aylar önce nerede kalacağımız konusunu internet sitelerinde araştırırken, öncelikli kriterim ''deniz kenarı olsun ki sabah erkenden kalkıp kuzucuk ile babası mışıl mışıl uyurken denize girebileyim'' idi. Bunu sağlayacak öyle uygun bir fiyatta otel bulmuştum ki, Datça Merkez'de kalsam o fiyata bir yer bulamayacağımdan hemen rezervasyonumuzu yapmıştım Adaburnu Gölmar Otel´e. Her şey dahil konsept olan bir otel. Zaten oldum olası sevmem her şey dahil otelleri. Ama gün içinde orada vakit geçirmeyeceğimizi ve sürekli gezeceğimizi düşünerek, en azından yüzümü yıkamadan suya atlayabileceğim düşüncesi beni çok heyecanlandırmıştı. Ne bileyim o zamanlarda Ekin´i virajlı yollarda gittiğimiz zaman yol tutacağını ve kusacağını, gezebilsek dahi deniz çok soğuk olacağı için sabah -denize girmek ne kelime- günün en sıcak saatlerinde bile Ekin´i denize sokamayacağımızı, otelin önündeki denizin yüzmek için o kadar güzel olmadığını...
Neyse her işte bir hayır vardır diyerek devam ettik, ilk gün bir tür şok atlatarak, otelin ücretini iade almayı deneyip Kaş´a geçmeyi dahi düşünerek... Ama bir yandan o yorgunluğun üstüne midesi yolculuğa yenik düşen kuzumuz ile 400-500 km ilave yol nasıl yapacağız, diğer yandan bu soğukta Ekin´i denize nasıl sokacağız düşünceleri arasında gidip gelirken otel ücretinin iadesini alamayacağımızı öğrenince kaderimize razı olduk ve kalmaya karar verdik. Neyse ki ikinci günden itibaren tatilimizin tadını çıkarabildik. :)
Siz siz olun eğer çok çok aşırı uygun bir fiyat yakalamadıysanız ve önceliğiniz denize girmek, lezzetli yemek yemek ise Adaburnu Gölmar Otel´de kalmayın. Genelde hiçbir yeri kötülemek ya da ekmek teknesini baltalamak istemem ama verdikleri yemekler baya kötüydü. Fakat bunun yanında tesis gayet güzel, tesisin hakkını vermek lazım o ayrı... Gerçi biz ilk günümüz hariç sabah kahvaltı dahi etmeden başka diyarlara gitmeye çalışıyorduk, nispeten daha az virajlı yollar seçerek. Tabii ki kuzumuzu da düşünmemiz lazım. :)
Datça´da nerelerde yüzülür kısmı derya deniz… Bilimum bük uzantılı koyların hepsi çok güzel; Ovabükü, Palamutbükü, Hayıtbükü ve bu yollarda aralarda göreceğiniz tesissiz masmavi koylar… İstanbul´dan araç ile gitmenin en büyük avantajı burada zaten, doyasıya dilediğiniz koyda mola verebilirsiniz. Ama bebekliler için bu nispeten biraz daha meşakatli tabii. Bizim seçimimiz 2 yaş bebek ile tesisli koylar yönünde oluyor bu aralar, az büyüsün belki çadırlı tatiller planlarız.
Bu büklerden sadece birini, Palamutbükü´nün suyunu, ilk günümüzde deneyimleme şansımız oldu ve ağzımızın payını aldık. Son 4 gündür aşırı rüzgar esiyormuş Datça´da ve bizim ilk günümüz de bu rüzgarlı havanın son gününe denk gelmişti. Su da bu serinlikten nasibini almış tabi, çivi gibiydi resmen. O an baya bir üzüldük, ''of keşke daha sıcak denizi olan bir yere gitseydik'' dedik. Ama ertesi gün toparladık sayılır durumu :)
Ekin´i yol tutması sebebiyle çok da uzaklara gitmeden yakınlarda bir yer deneyimleyelim istedik. Adaburnu Gölmar Otel´e yakın ama daha korunaklı bir koyu olan Perili Bay Resort´ta ikinci günümüzü geçirdik. Tesis çok güzel, denizin sıcaklığı da koy olmasından ötürü nispeten daha ılık. Her şey dahil konsept bir otel arıyorsanız burayı kesinlikle tasviye ederiz, yemekleri de gayet lezzetli. Günübirlik olarak da tesisten faydalanabiliyorsunuz.
3. günümüzü nispeten daha ılık sular keşfettiğimiz Datça merkeze yürüme mesafesinde olan Taşlık Plajı´nda geçirdik. Doğal kaplıcanın olduğu gölde yüzebilir, gölden akan suyun denizde birleştiği noktada ılık suyun tadını çıkarabilir ya da denize dalabilirsiniz. Akan suyun hemen kenarında bulunan Bondi Beach´de konumlandık 2 gün boyunca, en azından Ekin´i az da olsa suya sokmayı başarabildik burada. Yiyeceklerini de önereceğim bu mekan, akan su sesleri eşliğinde gayet keyifli…
Datça Merkez'de bir de Kumluk Plajı var, adından da anlaşılacağı üzere plajı kum. Orayı deneyimlemedik ancak bebekliler için uygun olabilir gibi geldi gözümüze… Ekin için taş, kum farketmediği için denize de sıcak akan su olması sebebiyle biz Taşlık Plajı'nı tercih ettik.
5. günümüzde, hazır Ekin de artık dinlenmişken, hadi dedik az yol yapalım ve Knidos´a gidelim… Datça´nın en güzel yanı, henüz çok keşfedilmemiş ve ultra şıkıdım şıkıdım tesislerin buralarda kurulmamış olmaması… Kaş´ta Hidayetin Koyu´nun eski halini bilenler ne demek istediğimi anlamıştır. Knidos işte tam o dediğim yerin eski hali gibi… Denizi mükemmel ama tabii ki serince. Eğer çok sıcaktan başınız dönmezse Knidos Antik Kenti´ni de gezebilirsiniz. Tek bir tesis var ama öyle şezlong vs. beklentiniz olmasın. Temel ihtiyaçlarınızı karşılayacak masa, sandalye, yemek ve tuvalet var, bu da yeter zaten. Umarım bozulmaz, bu şekilde kalır Knidos. Bir önerim; yanınızda mutlaka deniz ayakkabısı bulundurun.
Tatilimizin sonuna yaklaşırken keşfettiğimiz Kargı Plajı´nda da son 2 günümüzü cennet gibi bir yerde, Cennetköy´de geçiriyoruz. Burayı kesinlikle tavsiye ederim, hatta kahvaltısını da mutlaka deneyimleyin derim. :)
Nerede yemek yenir ile ilgili olarak da romantik, uzun saatler oturarak yemek yiyebileceğimiz yerlerden örnekler veremeyeceğim, malum bebeği olanlar anlar... Oysa ki sahilde çok keyifli balık restoranları var, ayağınızın kuma değeceği masalarda oturup bizim için siz deneyimlersiniz artık. :) Bizden gelen öneriler şöyle:
Ev yemeği seviyorsanız, Datça Merkez'de bulunan, önündeki kuyruktan neresi olduğunu kolayca anlayabileceğiniz Zekeriya Mutfağı mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri.
Datça Merkez'de bulunan otoparkın hemen yakınında bulunan Nokta Unlu Mamülleri´ndeki boyozun tadına mutlaka bakın.
Tüm gün yüzüp yüzüp karbonhidrat ihtiyacı hissediyorsanız Amisos Taş Fırın´ındaki pidelerden götürün. Hem lezzetli yemek yiyebilir hem de teras manzarasında oldukça keyifli dakikalar geçirebilirsiniz, tabii ki çocuğunuz size izin verirse…
Datça Merkez'in sahilinde bulunan, yine önündeki sıradan anlayacağınız meşhur dondurmacı Tekin Usta´da dondurma yiyebilirsiniz.
Datça – Marmaris yolu üzerinde, Datça Merkez'e aracınız ile 10-15 dakika mesafede bulunan Meşhur Köfteci Sami Usta´da köfte ve piyaz yemenizi şiddetle tavsiye ederiz. Hem yemekler çok güzel hem de ortam oldukça keyifli, bebekle gitmek için de ideal. Miniğiniz özgürce çimler üzerinde koştururken siz de ağzına köfteyi rahatça sıkıştırabilirsiniz, peşinden koşmak şartıyla... :)
Ve ''rakı-balık keyfi yapmak istiyorum ama bebekle de zor olabilir'' diyorsanız, Datça Merkez'de bulunan ve otoparka yakın Afiyet Balık Evi´ni tek geçer, mutlaka tavsiye ederiz.
Datça tatilimizden esintiler böyle... Yapılacak çok daha fazla şey var elbette, en başta tekne turu ile adanın etrafındaki güzel koyları gezmek. Ama biz bebekli tatil için bu kadarına yeter diyerek, bir başka zamana erteledik o keyfimizi de… Ancak Datça´ya giderseniz tekne turu elbette sizin yapılacaklar listenizde bulunsun.
Umarım keyifle okuduğunuz bir yazı olmuştur ve deneyimlerimizden sizlerin de faydalanabileceği birkaç nokta çıkarabilmişimdir. Bir sonraki gezimize kadar şimdilik hoşçakalın. :)