Milli Bir Mücadele'nin Doğum Yeri: Samsun

Milli Mücadele’nin doğum yerindeyiz bu hafta. Öyle ya şurada 19 Mayıs’a ne kaldı… Bir ülkenin tarihini tümüyle değiştirmiş bir şehir Samsun. Cumhuriyet tarihinde önemli yere sahip olan Samsun, Milli Mücadele’yi başlatmak amacıyla İstanbul’dan Bandırma Vapuru’yla yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Kurtuluş Savaşı’nın fiili olarak başladığı yer. İşte bu zorlu sürecin bir nevi başlangıç noktası olan Samsun, bugün hâlâ Atatürk’ün Şehri olarak anılıyor.

Şehrin merkezini oluşturan 19 Mayıs ilçesi, Gazi Caddesi, Cumhuriyet Bulvarı, Atatürk Parkı, sahildeki Bandırma Vapuru’nun replikası, Atatürk’ün at üzerinde figüre edildiği meşhur heykeli, hepsi Atatürk’ü işaret ediyor. Samsun’da gittiğiniz her yer, gördüğünüz her şey Mustafa Kemal Atatürk’ü referans alıyor. Zaten şehrin girişinde de “Atatürk’ün şehri Samsun’a hoş geldiniz” yazıyor.

Şehir merkezinde yapacağınız turistik geziyi ana hatlarıyla ikiye ayırabilirsiniz: Doğupark ve Batıpark. Şehrin doğu sahil şeridi olan Doğupark’ta Mustafa Kemal’in Samsun’a ilk ayak bastığı yer olan Tütün İskelesi yer alıyor. İskelede Kurtuluş Savaşı’nın simgelerinden Bandırma Vapuru da temsili olarak bulunuyor. Aslına sadık kalarak yeniden tasarlanmış olan vapur, 2003 yılından bu yana müze olarak hizmet veriyor. İçinde Atatürk ve Samsun’a birlikte geldiği 18 arkadaşının balmumu heykelleri var. Bununla birlikte Atatürk’ün fotoğrafları, kişisel eşyaları ve el yazmaları da bulunuyor. Vapurun hemen yanında ise çocuklu gezginler için bir hayvanat bahçesi var.  

Şehrin batı sahilini oluşturan Batıpark’ta kısa bir teleferik yolculuğu bekliyor sizi. Bu teleferiklerle muhteşem bir şehir manzarası sunan Amisos Tepesi’ne çıkmak mümkün. Buraya çıkmışken manzaranın tadını çıkarmak üzere Amisos Kafe’de dinlenebilirsiniz.

Amisos ikinci ve üçüncü derece arkeolojik sit alanı. M.Ö. 6. yüzyılda Miletoslular tarafından yerleşim alanı olarak kullanıldığı düşünülen Amisos Antik Kenti’nden çıkan eserleri Samsun Arkeoloji Müzesi’nde görebilirsiniz. Müzenin en dikkat çekici eserlerinden biri de ana salonda ziyaretçileri karşılayan ve Roma İmparatoru Alexander Severus tarafından yaptırılmış, Troya Savaşı’nı tasvir eden mozaik. Müzede Amisos Antik Kent buluntularının yanı sıra farklı dönemlerden, farklı türlerde pek çok eser bulunuyor.

Tepedeki tümülüsleri de gördükten sonra teleferikle tekrar aşağı inip bölgenin tarihi ve kültürel değerleri açısından önem taşıyan Amazonları yakından tanımak amacıyla Amazon Köyü’ne kısa bir yolculuk yapabilirsiniz. Efsanevi kadın savaşçılar olarak bilinen Amazonlar vaktiyle Thermedon Çayı yakınlarında kurdukları Temiskyra kentinde yaşamışlar. Bu kadın savaşçıları anmak amacıyla her yıl Terme ilçesinde bir de festival düzenleniyor.

Şehirde kısıtlı vakti olanlar için şimdiye kadar anlattıklarımız ideal bir rota. Ancak daha fazla vakti olanlar için birkaç önerimiz daha var. Bunlardan biri de Gazi Müzesi. Müze binası, 1902 yılında inşa edilmiş ve uzun süre Mantika Palas adında bir otel olarak hizmet vermiş. Bugünlerde Gazi Müzesi’ne dönüşmesinin sebebi ise Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ilk geldiğinde burada konaklayıp Milli Mücadele’nin tohumlarını burada atmış olması. Atatürk Parkı’nda bulunan Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel’in 1931 yılında yaptığı Atatürk’ün meşhur at üzerindeki heykeli de Samsun’da görebileceğiniz eserler arasında. Kale Mahallesi’nde bulunan ve şehrin en büyük camisi olan Büyük Camii ziyaret edilebilecek yapılardan. Eski adıyla Çiftlik ama şimdilerde İstiklal Caddesi olarak anılan cadde ise şehirde alışveriş yapabileceğiniz en popüler nokta.

Samsun’daki seyahatini biraz daha uzatmak isteyenler için şehir merkezi dışında da bir takım önerilerimiz var.Samsun merkeze yalnızca 15 kilometre uzaklıkta olan Tekkeköy Mağaraları’nın tarihinin Eski Taş Çağı’na dek uzandığı tahmin ediliyor. Karadeniz Bölgesi’nin en eski yerleşim bölgesi olduğu düşünülen mağaraların çevresinde Hitit Yolu, Frig Kalesi kalıntıları ve eski Rum evleri de bulunuyor.

Şehir merkezinden yapacağınız kısa bir yolculukla ulaşabileceğiniz bir başka yer ise Akalan Kalesi. Çatmaoluk ve Kulacadağ köyleri arasında bulunan kalenin inşaasının Demir Çağı’na dek gittiğini gösteren araştırmalar var. Şehirden biraz daha uzaklaşmayı arzu edenler ise mutlaka Yakakent’e uğramalı. Merkeze 84 kilometre uzaklıktaki bu ilçede yapılacak en önemli şey bir balık restoranında oturup günbatımını izlemek.

Samsun’a yolu düşmüş gezginlerin görmeden dönmek istemeyecekleri bir nokta da Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti. Samsun’a 50 kilometre uzaklıkta bulunan Kızılırmak Deltası, doğaseverlerin hayran olacağı bir yer. Özellikle kış aylarında deltanın ev sahipliği yaptığı binlerce kuşu görebilirsiniz. Yaklaşık 325 türdeki kuşlar arasında yalnızca bu deltada görebileceğiniz türler de var.

Ladik ve Havza ilçelerindeki kaplıcalar da Türkiye’nin önemli kaplıcaları arasında. Dolayısıyla şifa arayanlar için de uygun bir rota Samsun.

Samsun’da ne yenir? Söz konusu Samsun yemekleriyse akla ilk gelen yemek pide oluyor elbette. Batıda bizim Karadeniz Pidesi adıyla andığımız pide, işin aslında Samsun Pidesi. Bunun için Samsun’daki en uygun adres ise Matasyon yolundaki Körfez Pide Restoranı. Restoran, lezzetli pidelerinin yanı sıra denize sıfır mekanıyla da keyifli bir yemek vadediyor.

Bir de döner var tabii. Şehir içinde pek çok et restoranıyla karşılaşacaksınız Samsun’da. İstiklal Caddesi’ndeki Ulutan Et Lokantası döner için en doğru adreslerden biri. Tandır içinse İkizler Tandır’ı tercih edebilirsiniz.

Samsun mutfağının ana yemeklerinden içli mantı, keşkek ve tiriti de es geçmemek lazım. Özellikle de kaz etiyle yapılan tiriti buralara kadar gelmişken mutlaka tatmanızı öneriyoruz. Öte yandan Karadeniz mutfağının bel kemikleri kara lahana çorbası, hamsili pilav, mısır ekmeği ve daha nicelerinin de en güzel örneklerini Samsun’da yiyebilirsiniz. Tatlı olarak ise bir tür baklava çeşidi olan kocakarı gerdanını denemelisiniz.