Makedonya Krallığı’nın veliahtı Büyük İskender’di. Babası bir sonraki eşiyle sarayda hayatını sürdürürken İskender ve annesini başka bir şehre gönderir ve İskender tamamen babasından uzakta, iyi bir eğitim alarak yetişir.
Annesi, II. Philip’in öldürülmesi sonrasında, oğlunun başa geçmesi için tüm imkânlara sahiptir. Üvey kardeşi öldürülünce İskender başa geçer. Tüm sahil şehirlerini Makedonya Krallığı’na bağlar. O günden sonra akli dengesini bozduğu söylenir ve 33 yaşında hayatını kaybeder. 20 yılını at üstünde geçirmiştir.
Makedonya Cumhuriyeti, Balkanların geride kalmış ülkelerinden birisi. İşsizliğin en yüksek, endüstri ve üretimin en düşük olduğu ülkedir. Halk bu ismi kabul etmiyor şu günlerde. Fayra ismini kabul ediyor. AB, Makedonya hükümetiyle görüşüp adlarını değiştirdikleri takdirde AB’ye girmeye onay verdiğini söyler. Makedonya bu günlerde isim değişikliği için referanduma gitmiştir, Cumhurbaşkanının onayı beklenmektedir.
Çok fazla sayıda Türk yaşamakta Makedonya’da ama Makedonyalı Türk denmesine kızıyorlar, Makedon Türkü denmesini istiyorlar.
Başkenti Üsküp. Aynı zamanda Yahya Kemal Beyatlı’nın doğduğu şehir. 1386 yılında Timurtaş Paşa tarafından fethedilmiştir. Para birimi dinar ve yaklaşık olarak 1 euro 61 dinardır.
Üsküp’ün bir diğer özelliği de Rahibe Teresa’nın doğduğu şehir olmasıdır.
Rahibe Teresa, Arnavut bir ailenin kızıdır, Katolik’tir. 1910 yılında Üsküp’te doğmuş, 1978 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülerek 1997 yılında hayatını kaybetmiştir. İyilik misyonerlerinin kurucusudur, hayatını iyilik yapmaya adamıştır. Hayatının büyük çoğunluğunu Afrika’da geçirir.
Şehir merkezindeki gezimize başladığımızda, eski bir tarihin içinde buluyoruz kendimizi. Bunlardan ilki Rahibe Teresa’nın doğduğu yerin çerçeve içine alınmış olarak şehir merkezinde bir noktada konumlanmış olmasıdır.
Merkez, Üsküp Meydan ve etkinlik alanı. Aynı zamanda 1991 yılında bu meydanda bağımsızlık ilan edilmiş. Şehir tam anlamıyla tarihî eser içermekte olup çok fazla sayıda heykel bulunmaktadır. Ancak ben sadece birkaç tanesine değineceğim.
En çok para harcanan Büyük İskender heykelidir. Normal orduların mızrak uzunluğu 4 metre iken, Mısır’dan Hindistan’a uzanan İskender ordusunun mızrak uzunluğu 8 metredir. Babası II. Philip’in ise yumruğunu kaldırmış halde heykeli bulunmaktadır.
Ulusal müze ve tarihî opera binası da önemli eserler arasındadır. Şehrin birçok yerinde de Halk Bankası’nın şubesi var.
Taşköprü, şehri ikiye ayırır. 15. yüzyılda II. Murat tarafından yapımına başlanmış, Fatih Sultan Mehmet tarafından tamamlanmıştır. Bir tarafı eski Türk çarşısı, yani Osmanlı tarafıdır.
15. yüzyıldan kalma çift kubbeli Davutpaşa Hamamı da bu bölgede yer alıyor. Davutpaşa, o dönemin sadrazamıydı. Çift kubbeli olmasının sebebi ise hem kadın hem de erkeklere aynı anda hizmet veriyor olmasıdır. Tek kubbeli olanları da vardır, belirli günler erkeklere, belirli günle kadınlara hizmet vermektedir. Çift kubbeli olanların iki farklı girişi bulunuyor ancak bu yapı günümüzde sanat galerisi olarak kullanılıyor.
Osmanlı döneminden kalan eserlerin sadece %4’ü günümüze kadar gelmiştir. Bunlardan biri de 15. yüzyılda yapılmış Muratpaşa Camii’dir. 1963 yılında 7,5 şiddetinde bir deprem olmuş, bu depremde minaresi yıkılmış ve daha sonra restore edilmiştir. Türkler için önemli bir camidir, çünkü Cuma vaazları Türkçe verilmektedir.
Osmanlı Çarşısı’nda turumuza devam ederken bir döviz bürosu çıkıyor karşımıza. Sahibi Türk ve TL kabul ediyor, çünkü elinizdeki euro’ları çoğu dükkân almıyor. Hemen yanında ise bir pastane var, Acıbadem kurabiyesi meşhurmuş. İçinde kaymak kıvamında bir malzeme var ve bizimkinden biraz daha tatlı geldi bana. Tüm dünyadan biraların bulunduğu bir bira fabrikası ve Atatürkçü Düşünce Derneği de Osmanlı tarafında bulunuyor.