Varanasi ve Saranath Tapınağı

Saranath Tapınağı, Varanasi’deki en önemli Budist noktası. Buda’nın 6 yıl boyunca banyan ağacının altında oturup aydınlandıktan sonra döndüğünde, öğretilerini ilk paylaştığı yer burası olduğundan özel bir öneme sahip.

Moğollar 12. yüzyılda buraya geldiklerinde, Saranath Tapınağı ve çevresini ciddi anlamda tahrip etmişler. Srilanka’nın da desteği ile yeniden inşa edilmiş.

Bu tapınağın girişinde, Buda’nın ailesinden ayrılarak 6 yıl bir banyan ağacının altında oturması, ardından aydınlanması ve daha sonra öğretilerini yayması sırasıyla resmedilmiş.

Asıl adı Prens Siddhartha Gautama olan Buda’nın asıl doğum yeri Lumbini diye bir kent. Buda’nın babası bu bölgenin kralıymış. Annesinin adı ise Maya. Buda’nın doğumundan önce annesi Maya, beyaz bir fil gördüğünü söylemiş. Beyaz filin anlamı Yunanca’da şans anlamına geliyormuş.

Buda doğduğu gibi 7 adım atarak hemen bir lotus çiçeğinin üstüne basmış. Bu bebeğin normal bir bebek olmadığını anlayan rahip ona Siddhartha adını vermiş. Daha sonra Siddhartha sarayda çok lüks bir hayat yaşamaya başlamış.

Ardından biriyle evleniyor ve bir oğlu oluyor. Fakat Prens Siddhartha sarayın içinde yaşadığı sürece hayatın anlamını bulamadığını fark ediyor. 29 yaşında ise saraydan ayrılıyor. Sarayın şöforlerinden birini çağırıyor ve soruyor “lütfen bana söyler misin, hayatın anlamı, gerçeği nedir?” Adam “hayat sadece karmaşa ve acıdır” diyor. Prens Siddhartha düşünmeye başlıyor. Doğuyoruz, ölüyoruz... Ama hayatın gerçeğini bulamıyoruz… Hayatın gerçeğini aramak için bir ata binerek saraydan kaçıyor. Bir banyan ağacının altına oturup meditasyon yapmaya başlıyor. Tabii yemek ve suya ihtiyacı var, ama yemiyor ve içmiyor. Bu şekilde hiç beslenmeden aydınlığa ulaşabileceğini düşünüyor. 1-2 yıl hiç yemek yemeden sadece meditasyon yaparak hayatta kaldığına inanıyorlar. Vücudu gıdasızlıktan bitkin duruma düşüyor. Bir gün bir köylü kızın sunduğu yemek ile Prens Siddhartha tekrar beslenmeye başlıyor. 4-5 yıl daha banyan ağacının altında meditasyona devam ettikten sonra 35 yaşında aydınlanma yaşıyor.

Aydınlanma tüm kötü duygulardan arınmayı içeriyor. Aydınlanmada fark ettiği şeylerden biri, “hayat aslında acı çekmektir” oluyor. Çünkü çok fazla arzu, aslında beraberinde acıyı getirir. Kısaca acı çekmek istemiyorsan, arzularını dizginleyeceksin.

Genel olarak Budizm’de 8 tane kural var; iyi meditasyon yapmak, iyi düşünmek, iyi huy sahibi olmak, iyi davranmak, iyi konuşmak, iyi düşünmek, iyi hissetmek, iyi şeyler yapmak. Sonuç olarak iyi insan olmak.

Nirvana’ya varmış olan Buda her zaman yan yatmış şekilde resmediliyor. Nirvana’ya ulaşmış olduğu için çok mutlu olduğundan yüzünde herhangi bir üzgünlük ifadesi yok.

Tapınak dışında Buda’nın daha önce altında oturup meditasyon yaptığı ağaçlardan biri varmış. Tabii ağaç çoktan ölmüş ve yerine yenisini dikmişler. Bu ağaç 1932 senesinde dikilmiş. Tapınak ise 1931’de restore edilmiş. Ağaç aynı ağaç olmasa da, önemi büyük.

Altında da Vietnam, Japonya, Srilanka, Myanmar, Tibet gibi tüm Budist ülkeler tarafından gönderilmiş tablalarda yazıtlar bulunuyor. Myanmar alfabesini ilk defa gördük. Gerçekten çok ilginç, tüm harfler yuvarlak.

Budizm ile Hinduizm arasındaki farkı anlatıyor rehberimiz Daya... Buda, sonuçta Hindu bir aileden geliyor. Ama Hinduizm’de kast sistemi var. Dolayısıyla en alt kast sistemindeki insanlar çok mutsuzdu, hiç bir hakları yoktu. Buda’nın da kast sistemine karşı çıkması ile Hindistan’da Budizm yayıldı. Özellikle alt kast sistemine mensup insanlar tarafından Budizm çok tercih edildi ve kolayca benimsendi. Sonra baktılar ki, Hinduizm geriliyor, Hindular da Budizm’i, Hinduizm’in bir kolu olarak görmeyi tercih ettiler. Sonuçta Buda, Hindu bir aileden geliyor. Aynı zamanda Vishnu’nun 9. Reakarnasyonu olduğuna inanıyorlar.

Buda’nın ilk öğretisini verdiği ağacın altındayız.

MÖ 3.yy’da Hindistan’ın eski krallarından Aşoka’nın anısına burayı yaptırıyor. Burada bir de Kalinga savaşı diye bir savaş olmuş. Çok fazla insan ölmüş. Zaten bunun sonucunda Aşoka da Hindu iken, Budist olmaya karar vermiş. Çünkü Aşoka da barışı savunan bir kralmış. Budizm’i Hinduizm’e göre daha barışçıl bir din olarak değerlendirmiş zamanında.

Büyük bir alanın ortasında gördüğümüz stupa 2.300 senelik.

Budizm’de 3 tarz stupa var. İlki buna benzer büyük yapılardan oluşuyor. Buda, burada ilk öğretisini verdiğinden dolayı onun adına yapılmış bir stupa. Gerçeklik stupası denilen bir başka stupa tipi daha var. Yere yapılmış bir beton ve küçük düz yuvarlak çıkıntılardan oluşuyor. Dünyada yaklaşık 8.000 tane mevcut.

Buradaki büyük stupa, tamamen taştan yapılmış. Boyu 42,8 metre, çapı 20 metre. Yani oldukça büyük. Dış tarafındaki taşlar üzerinde restorasyon yapılmış.

Zamanında bu bölgeyi, bir kasaba olarak kullanıyorlarmış. Şu anda tam bir harabe denebilir. Bir kısmı milattan sonra yapılmış. 11.yy’da Moğollar’ın buraya girmesi ve Müslüman orduların tahribatıyla harabeye dönmüş. Aslında amaçları mücevher gibi değerli bir şeyler bulmakmış, ama hiçbir şey bulamamışlar, sadece yıkıp döktükleri ile kalmışlar.

Eskiden tapınak olarak kullanılan, şu anda ise harabe olan bu bölgeye insanlar hala tapınmaya geliyorlar. Burası aslında Budizmin Kabe’si gibi bir yer.

Hinduizm ile Budizm arası en büyük fark kast sistemi. Budizm kast sistemini reddediyor. Tabii bu durumda kast sistemine göre en alt sınıfta olan insanlar Budizm’e yöneliyor. Çünkü Budizm’de herkes eşit. Bu arada Budizm çok popülerleşiyor. Bunun üzerine Hindular da bu dini sahiplenerek bizim dinimizin bir parçası diyorlar. Malum, yoksa din elden gidecek. Budizm aslında bir din olmaktan ziyade bir felsefe. Budistler, Hindular kendilerini bu şekilde kabullenince kendi tapınaklarını da açıyorlar Hindular’a. O nedenle zaten hepsi iç içe geçmiş, birbirine çok yakın iki din beraber geçiniyorlar sonuçta. Aynı şekilde Hindular da Budistler’i kırmamak adına tapınaklarına Buda heykelleri yerleştiriyorlar.Varanasi'de konaklamak isterseniz Blox Hostel ve Marigold P. Guest House uygun fiyatlı ve merkezi konumu ile tercih edilebilir. 

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.