Paris Gezilecek Yerler

Louvre

Paris gezilecek yerler yazımızdaki ilk tavsiyemiz: Eğer planınız acele etmeden çevreyi dolaşmak ve birçok turistik yer görmek ise romantik ve huzur verici konumu ile Sen (Seine) Nehri mükemmel bir adres olacaktır. Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olarak her yıl 30 milyondan fazla turist Paris’in ağız sulandıran mutfağını ve elbette heyecan veren modasını görmeye gelir. Bunun dışında tarihi yapıları, özellikle müzeleri ve birbirinden etkileyici meydanları ile Paris gezilecek yerler içinde birçok seçenek vardır. 

Eyfel Kulesi (Eiffel Tower)

Eyfel Kulesi

Paris gezilecek yerler listemizdeki ikinci yer: Paris’in sembolü olan bu demir kuledir ve her yıl yaklaşık 6 milyon turist tarafından ziyaret edilir. Kule, Fransız Devrimi’nin yüzüncü yılı anısına düzenlenen 1889 Paris III. Evrensel Sergisi için Gustave Eiffel tarafından inşa edilmiştir. Yapımında 7.800 ton demir ve 18 bin ton çelik kullanılmıştır. Kulenin inşası 2 yıl 2 ay boyanması yaklaşık 4 yıl sürmüştür. Kulenin yapıldığı dönemlerde halk ve pek çok ünlü isim tarafından yapı onaylanmasa da 1898 Evrensel Sergisi için geçici olarak yapıldığı düşünülerek büyük tepkilere yol açmamış. Ancak sergi sonrası turistler tarafından ilgi gördüğü için yapı yıkılmadan günümüze kadar ayakta kalmıştır.

Kulede gerçekleşen en ilginç olay ise Parisli bir terzinin kendi üretimi olan pelerin ile buradan atlayıp ölmesi olmuştur. Bunun dışında kuleden atlayan paraşütçüler, kuleye tırmanan dağcılar da olmuştur. Kule 3 faklı bölümden oluşmaktadır. Bütün bölümlere asansör veya yürüyerek çıkabilmektedir. İlk bölümde kulenin tanıtımının yapıldığı bir müze yer almaktadır, ikinci bölümde Le Jules Verne Restaurant ve son bölümde seyir terası bulunmaktadır.

Eyfel Kulesi hakkında bazı teknik bilgiler;

  • Yükseklik: 300 metreden fazla
  • Ağırlık: 10,100 ton
  • Elementler: 12,000 demir kirişler ve 2.5 milyon perçinler.
  • Basamak: 1,665 basamak
  • Adres: La Tour Eiffel, Paris
  • Bilet: 2017 fiyatlarıyla 13,5 ve 15 EUR olarak değişmektedir.
  • Web sitesi

Louvre Müzesi

Louvre

Paris'te görülmesi gereken yerlerden bir diğeri ise Louvredünyanın en büyük müzelerinden biridir. Bünyesinde Mona Lisa, Venus de Milo gibi ünlü sanat eserlerini ve Rembrandt, Vermeer, Caravaggio gibi ünlü sanatçıların eserlerini barındırır. Bahçesinde 21 metre yüksekliğinde bir cam piramit görünümüne sahip anıt bulunmaktadır. Fransız hükümeti son beş yüzyıl içerisinde 35.000 resim, heykel ve sanat eserini toplamıştır. Süryani, Etruscan, Yunan, Kıpti ve İslam sanatı alanlarında övgü dolu eserlere sahiptir ve kronolojik açıdan tarih öncesinden 19. yüzyıla kadar uzanan geniş bir koleksiyonu vardır.
 
Louvre Müzesi’nde 3 adet kanat bulunmaktadır. Bunlar: Richelieu Kanadı, Sully Kanadı ve Denon Kanadı’dır. Bu kanatlarda her kat numaralanmış alanlar ile bölünmüştür ve katların planlarında renk kodlarıyla gösterilmiştir. Müze içinde Fransız Tabloları, Fransız Heykelleri, Antik Mısır, Antik Yunan, Doğu Sanatı, İtalyan Tabloları, İtalyan Heykelleri, Flemenk Resimleri, Objects d’Art ve İslam Sanatı gibi koleksiyonlar bulunmaktadır.

Müze tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır. Orta Çağ'dan günümüze kadar gelen, şuanda müze olarak kullanılan yapı o dönemlerde saldırılara karşı savunma amaçlı kale olarak yapılmış ve Napolyon'un etkisi ile daha sonradan müzeye dönüştürülmüştür.

  • Adres: Place du Louvre 1er, Paris
  • Toplu Taşıma: Palais Royal-Musée du Louvre metro durakları ile ulaşım sağlanmaktadır.
  • Açık olduğu saatler: Salı günleri kapalı. Pazartesi, Perşembe, Cumartesi, Pazar 09:00-18:00, geri kalan günler 09:00- 21:45 arası açık.
  • Bilet: 2017 fiyatlarıyla 12 EUR
  • Telefon: +33 1 40 20 53 17
  • Web sitesi

Sacré-Cœur Bazilikası

Sacré-Cœur

Sacré-Cœur, Montmartre tepesinde yer alan bir Roma Katolik bazilikasıdır. Kilise 1914 yılında açılmış ve ardından İsa’nın Kutsal Kalbi (the Sacred Heart of Jesus) olarak isimlendirilmesine karar verilmiştir. Paris’in en ünlü kiliselerinden biridir. Kilise 500 den fazla heykel içerir ve sıklıkla filmlerine sahne olur. Kubbesine çıkılarak Paris şehir manzarası seyretmek mümkündür. Şehrin en yüksek 2. yeri olduğu için manzara severlerin en çok ziyaret ettikleri noktalardan biridir. Paris’in en turistik yerlerinden biridir. Beyaz travertenli kilise şehrin birçok noktasından görülebilmektedir.
 
Kilise tarihi ise oldukça eskidir, Fransa-Prusya Savaşı’na dayanmaktadır. 1870 yılında Almanya’yı ele geçiren Prusya Fransa’yı tehdit etmeye başlamasının ardından Paris’te iki iş adamı da eğer Fransa, Prusya saldırılarından kurtulabilirse bir kilise yaptırmayı vaat etmişlerdir. Uzun süren savaş ve kuşatmaya rağmen iş adamları şehrin istiladan kurtuluşunu ve Sacre Coeur Bazilikası’nın yapımına başlangıcını görürler. Savaş sırasında ölen 58.000 askerin anısını taşıyan kilisenin yapımı 1914 yılında tamamlanmıştır ve rahipler 1885 yılından bu yana 24 saat boyunca, ölenlerin ruhları için dua ederler.
 
Tasarımı Paul Abadie’ye ait olan Sacre Coeur Bazilikası’nda yer alan önemli noktalar; kilisenin iç bölümünde yer alan Muhteşem İsa Mozaiği,Kriptanın Tonozları, Bronz Kapılar, Kubbe, Atlı Heykeller,İsa Heykeli ve 19 ton ağırlığındaki dünyanın en ağır çanlarından biri olan Çan Kulesi’dir.
 

  • Adres: Basilique du Sacré-Coeur, Paris/ Abbesses metro durağında indikten sonra füniküler aktarması ile gidilebilir.
  • Kubbeye çıkış ücreti: 2017 fiyatlarıyla 5 EUR
  • Web sitesi

Zafer Takı (Arc de Triomphe)

Arc de Triomphe

Zafer Takı İmparator Napolyon tarafından 1806 yılında dikilmiştir. 50 metre uzunluğuna sahip bu tak Paris’in en ünlü anıtıdır. Charles de Gaulle meydanının merkezinde Şenzelize (Champs-Élysées) Caddesi’nin batı kısmında konumlanmaktadır. Anıt direnen ve hayatını kaybeden Fransız devrimcilerinin ve Napolyon Savaşlarının anısına dikilmiştir. Tak, dünyanın en büyük döner kavşaklarından birinde yer almaktadır. Takı’nın ön yüzü ise şehrin en önemli caddesi olan Şanzelize’ye bakmaktadır. Zafer Takı’nın yüksekliği 50 metre, boyu 45 metre, eni ise 22 metredir.

Tak’ın tam altında Meçhul Askerin Mezarı bölümü bulunmaktadır. I. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden askerlerden birinin cenazesi bu bölüme gömülmüştür. Mezarın bulunduğu alanda “Burada, 1914-1918 yılları arasında babalarının toprakları için ölmüş olan Fransız askerleri yatmaktadır.” yazmaktadır. Mezarın en büyük özelliği ise bu alanda bulunan sönmeyen ateştir.  Meçhul askerinin defninden sonra yakılan ateş devamlı yanmaktadır. Ateş her akşam saat 18.30’da sembolik olarak canlandırılmaktadır. Ayrıca Seyir Terası adında bir bölümü de bulunmaktadır. Zafer Takı’nın en üst katına çıkılarak Paris manzarası seyredilebilmektedir. 284 basamaktan oluşan merdiven veya asansörle terasa çıkılabilmektedir.

  • Adres: l’Arc de Triomphe, Paris. “Charles de Gaulle Etoile” metro durağında inerek yapıya ulaşabilirsiniz.

Sen Nehri (La Seine)

La Seine

Dünya üzerinde en çok bilinen nehirlerden biri olan Sen Nehri, 776 km. uzunluğundadır. Sen Nehri, Fransa ve Paris’i tekne ile dolaşmak için büyük bir fırsat sunar. Şehri ikiye bölen Sen Nehri, Fransa’nın en uzun ikinci nehri olma özelliğine sahiptir. Fransa’nın önemli su yollarından biridir. Nehir Avrupa ülkelerinin bazı önemli nehirlerine kanallar ile bağlanmıştır. Seine Beteaux Mouches’de usul usul ilerleyen benzersiz uzun teknelerle unutulmaz bir gezi yapmak mümkündür. Seçim için birçok operatör bulunuyor, tekne güzergâhları hepsinde aynı ve eserleri yorumlamak üzere birçok dilde anons sistemleriyle donatılmış tekneler mevcuttur.

Nehir Burgonya’dan doğarak Manş Denizi’ne dökülmektedir. Nehrin üzerinde 37 adet köprü yer almaktadır. Bu köprülerden en eski olanı Yeni Köprü (Pont Neuf) köprüsüdür. Etrafta Sen Nehri tekne turları düzenleyen pek çok turizm acentaları mevcuttur. Sen Nehri’nde yapılan tur boyunca Paris’te yer alan pek çok önemli binanın önünden geçilmektedir. Sen Nehri tekne turları yemekli ve yemeksiz olmak üzere iki şekilde düzenlenmektedir. Şehri ziyaret eden pek çok turist bu tura katılmaktadır. Sen Nehri kıyısı boyunca yürüyüş parkurları, banklar, tekne kafe ve restoranlar mevcuttur. 

Versay Sarayı (Château de Versailles)

Château de Versailles

Paris’in 20 km. dışında bulunan Versay kasabası zengin banliyösü ve belediyesidir. Versay Sarayı da bu kasabada bulunmaktadır. 11. yüzyılda Versay bir kalenin ve Saint-Julien kilisesinin olduğu bir köydü. Günümüzde çoğunlukla Roma Katolik katedrali ile bilinir. Fransız Kralı XIV. Louis ve Napolyon yazları vakitlerinin çoğunu burada geçirirmiş. Versay Tarih Antlaşması 1919 yılında burada imzalanmıştır.

Versay Sarayı’nın en ilginç özelliği ise Fransız Devrim'i öncesi yapımında tuvalet ve banyoya yer verilmemiş olmasıdır. Sebebi ise o dönemdeki asilik anlayışı ile ihtiyaçların istenilen yerde giderilmesidir  Devrim'den sonra durum normale dönüp, ilk başta kralların daha sonra çalışanların da kullanabileceği tuvalet ve banyolar yapılmaya başlanmıştır.
 
Halen Avrupa'nın en büyük sarayı unvanını koruyan Versay 6 hektarı aşan büyüklüğü ile, 2.300 odalıdır. Versay Sarayı 1 Ocak, 1 Mayıs, 15 Mayıs, 25 Aralık tarihlerinde kapalı, Pazartesi hariç her gün ziyaret edilebilmektedir. Ayrıca saray Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarının ilk pazar günü ücretsiz olarak gezilebilmektedir.

  • Adres: Versailles, Paris
  • Telefon: +33 1 30 83 78 00
  • Web sitesi

Notre Dame Katedrali (Notre-Dame de Paris)

Notre-Dame de Paris

170 yılda yapılan Paris’in en çok ziyaret edilen mekanı Notre Dame, her yıl 10 milyon ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Burası her zaman şehrin dini merkezi olmuştur; Keltler zamanında bu bölge kutsal kabul edilmiş ve Romalılar buraya bir tapınak inşa etmiştir, daha sonra bir Hristiyan bazilikası inşa edilmiştir. Bugünkü yapıdan önce Notre Dame Katedrali bir Romanesk kilisesiydi. Katedralin esas ününe kavuşturan eser, Victor Hugo'nun Notre Dame Kamburu'dur. 

Gotik bir başyapıt olan Notre Dame Katedrali 1345 yılında tamamlanmıştır. 128 metre boyutundaki ve 2 tane 69 metre yüksekliğinde kulesi bulunan Notre Dame Katedrali, Nisan 2019'da büyük bir yangın geçirmiştir. Bu yüzden şu anda ziyarete kapalıdır. Çıkan yangınla katedralin ana kulesi ve bütün çatısı çökmüştür. Yeniden inşası için şu anda 5 yıl hedeflenmiştir.

Katedral başta Paris olmak üzere Fransa’nın en önemli dini yapısıdır. Notre Dame’ın esas kapısının önünde yer alan “Orta Yol”, “Kilometre sıfır” olarak geçmektedir. Yani burası şehrin merkezi olarak kabul edilmektedir. Katedralin bir kulesinde 13 ton ağırlığındaki Emanuelle Çanı yer almaktadır.

  • Adres: 6 Place du Parvis Notre Dame 4e, Paris/ Cite ve St. Michel metro duraklarından ulaşım sağlanabilmektedir.
  • Açık olduğu saatler: Katedral Pzt–Cuma: 07:45 - 18:45. Kuleler: 10:00- 18.30
  • Kuleler için: 2017 fiyatıyla giriş ücreti 8.5 EUR
  • Web sitesi

Ancak Nisan 2019'da geçirdiği yangından dolayı Notre Dame Katedrali, şu anda ziyaretçi kabul etmemektedir.

Panthéon

Panthéon

Yapı 1764 yılında mimar Soufflot tarafından inşa edilmiştir ve 1791 de dekonstrüksiye edilmiştir. Paris'in Quartier Latin bölgesinde bulunan bir yapıdır. Roma'daki Pantheon'dan esinlenilmiş sütunlu ön yüzüyle neoklasik mimarinin en erken örneklerindendir. Eskiden kilise olarak kullanılan yapı şuanda birçok ünlü ismin mezarlarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu isimler arasında Voltaire (1791), Jean-Jacques Rousseau (1794), Joseph-Louis Lagrange (1813), Jacques-Germain Soufflot, Panthéon'un mimarı (1829), Victor Hugo (1885), Émile Zola (1908), Pierre Curie (1995), Marie Curie (1995) ve Alexandre Dumas (2002) bulunmaktadır.
 
Paris'te kubbesi ile ünlenen şehir manzarasını seyredebileceğiniz noktalardan bir diğeridir. Yapının önemli bölümleri arasında; Foucault Sarkacı, Azize Genevieve'nin Freskleri ve Kripta yer almaktadır. Panthéon salı günleri hariç haftanın her günü saat 10.00'da açılmaktadır. Ekim-mart ayları arası 18.00'e, Nisan-eylül ayları arasında ise 18.30'a kadar gezilebilmektedir. Panthéon' 1 Ocak, 1 Mayıs ve 25 Aralık günlerinde kapalıdır.

  • Adres: Place du Panthéon, Paris/ Jussieu, Cardinal Lemoine metro duraklarından ulaşım sağlanabilir.
  • Giriş ücreti: 2017 fiyatlarıyla 8€
  • Telefon: +33 1 44 32 18 00
  • Web sitesi

Orsay Müzesi (Musée d’Orsay)

Musée d’Orsay

Orsay Müzesi Orta Çağ’ın önemli sanat akımlarından biri olan İzlenimcilik (empresyonizm) akımının eserlerini çatısı altında saklamaktadır. Paris'in en önemli müzelerinden olan Orsay Müzesi başlarda Paris Evrensel Sergisi için tren istasyonu olarak yapılmıştır son hali ile müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1848-1914 yılları arasındaki Avrupa tablolarını, heykelleri ve fotoğraflarını müzede görmek mümkündür. Günümüzde Orsay Müzesi şehrin en önemli müzelerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Müzesi’nde, Edouard Manet, Claude Monet, Paul Cezanne ve Vincent van Gogh gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini inceleyebilme şansı vardır. Cehennem Kapıları (Rodin), Kırda Yemek (Manet), Moulin de la Galette’te Dans (Renoir), Mavi Nilüferler (Claude Monet) ve La Belle Angele (Paul Gauguin) müzede sergilenen en önemli eserlerdendir.

  • Adres: 62 rue de Lille, 7th Arr, Paris / “Solferino” metro durağını ya da “Musee d’Orsay” RER durağını kullanarak müzeye ulaşabilirsiniz.
  • Açık Olduğu Saatler: Pazartesileri kapalı, Salı-Pazar 9.30-18.00, perşembeleri 21.45'e kadar açıktır. 1 Ocak, 1 Mayıs ve 25 Aralık’ta kapalıdır.
  • Bilet: 2017 fiyatlarıyla 12 EUR
  • Telefon: +33 1 40 49 48 14
  • Web sitesi

Lüksemburg Bahçesi (Jardin du Luxembourg)

Jardin du Luxembourg

Lüksemburg Bahçesi, Paris’in ünlü yeşil alanlarından biridir. Fransız senatosuna ait olmasıyla beraber Paris’in en büyük ikinci parkı olma özelliğini taşır.  Burası insanları seyretmenin en eğlenceli yerlerinden biridir, her tip insanı mutlaka bulacaksınız öyle ki; aileler, felsefe kitapları ile öğrenciler, koşucular, yürüyüş yapan politikacılar, satranç oynayanlar ve el ele tutuşan âşıklar…
 
Park 25 hektarlık bir alana sahiptir. 17. yüzyılda Kraliçe Marie de Medicis için yaptırılmıştır. Bahçenin köşesinde bugün Fransız Senatosu’na ev sahipliği yapan Palais du Luxembourg bulunmaktadır. Bahçe ve saray Kraliçe tarafından Floransa mimarine uygun şekilde yaptırılmıştır. Lüksemburg Bahçesi’nin tam ortasında, sekizgen biçiminde bir göl bulunmaktadır. Ayrıca bu göl üzerinde kiralayıp kullanabileceğiniz model botlar bulunmaktadır. Parkta dikkat çeken diğer noktalardan biri de heykellerdir. Ayrıca parkta açık hava kafesi, bando sahnesi, tenis kortları ve kukla tiyatrosu yer almaktadır.

  • Adres: Jardin du Luxembourg, Paris /  “Odeon” metro durağı ya da “Luxembourg” RER durağını kullanarak buraya ulaşabilirsiniz.
  • Web sitesi
  •  

Disneyland Paris

Disneyland Paris

Disneyland ilk olarak Walt Disney tarafından ABD’de California, Anaheim’de 17 Temmuz 1955 yılında kurulmuştur. Disneyland tamamen Disney temalı bir eğlence parkıdır. 12 Nisan 1992’de Birleşik Devletler sınırları dışındaki ikinci Disneyland Euro Disney S.C.A tarafından Paris’te kurulmuştur. Kompleks iki tema park, birçok otel, bir alışveriş merkezi, restoran, eğlence merkezi ve bir de golf kursundan oluşmaktadır.
 
Disneyland’de Disney karakterleriyle Disney stüdyolarını da yakından inceleme fırsatı bulunmaktadır. Disneyland Paris, iki bin hektarlık bir alana kurulmuş, iki park ve yedi otel yerleşkesinden meydana gelen bir yerdir. Paris Disneyland, 1991’de Eurodisney adıyla açılan ve temelde Disneyland Park ve Walt Disney Studios Park olmak üzere iki temel eğlence parkından oluşmaktadır. Ayrıca bu parklarla birlikte yedi otelin bulunduğu alan, Disney Village, yetişkin ve çocuklar için golf sahalarıyla Golf Disneyland ve çevresinde pek çok aktivite alanının yer aldığı yapay bir göl olan Lake Disney olmak üzere toplam beş bölümden meydana gelmektedir.

  • Ulaşım: RER A hattı, Chessy durağından sağlanmaktadır.
  • Ücret: Gün ve park sayısına bağlı olarak fiyatlar değişmektedir. Yetişkinler için 2017 fiyatlarıyla 62 EUR, indirimli 56 EUR. Oldukça kalabalık bir ziyaret noktası olduğu için fastpass bileti alınması önerilir bu şekilde çoğu yere beklemeden giriş yapılabilmektedir. 
  • Ayrıntılı bilgi ve rezarvasyona buradan ulaşabilirsiniz.

Şanzelize Caddesi (Champs- Élysées)

Champs- Élysées

Şanzelize Caddesi, Paris’in en ünlü yerlerinden biridir. Burası Concorde Meydanı’ndan Charles de Gaulle’ye 2 km. uzunluğunda bir gezi yolu sunmaktadır. Cadde, Louis XIV’nin bahçıvanı Andre Le Notre tarafından Tuileries Bahçesi manzarasını genişletmek için 1667 yılında yapılmış ve yıllar içinde sürekli gelişmiştir. Dünyanın en bilindik caddeleri arasında yer alan Şanzelize Caddesi 2 kilometre uzunluğundadır. Caddenin bir ucunda Zafer Takı bulunurken, diğer ucu şehrin ünlü meydanı Concorde’a uzanmaktadır. Zafer Takı’nın seyir terasına çıkarak Şanzelize Caddesi’nin manzarası izlenebilmektedir. Caddenin iki yakasında kestane ağaçları uzanmaktadır. Şanzelize Caddesi’de sokak lambaları dikkat çekmektedir. Birbirinden güzel ve estetik sokak lambaları 1838 yılında Fransız mimar Jacques Hittorff tarafından tasarlanmıştır. Bu nedenle cadde günüz olduğu kadar gece de bambaşka bir havaya bürünmektedir.

14 Temmuz Fransız Ulusal Günü (Bastille Day) ve yeni yıl etkinlikleri burada kutlanır. Temmuz ayında Fransa Bisiklet Turu ( Tour de France) final aşamaları burada yer alır. Ayrıca cadde üzerinde birbirinden ünlü mağazalar, sinemalar, turistik dükkanlar, restoran ve kafeler de yer almaktadır. Cadde Paris’in en prestijli alışveriş caddesi olarak anılmaktadır. Avenue des Champs-Élysées adresinde bulunan caddeye metro ile ulaşmak mümkündür. Charles de Gaulle – Étoile, George V, Franklin D. Roosevelt ve Champs-Élysées – Clemenceau metro durakları cadde üzerinde yer almaktadır.

Concorde Meydanı (Place de la Concorde)

Place de la Concorde

Concorde Meydanı Paris’in en büyük meydanıdır. Sekizgen yapıdaki meydan, 8. bölgede 84,000 m² büyüklüğündedir. Tuileries Bahçeleri ile Şanzelize Caddesi arasında yer almaktadır. Kral XV. Louis’in emriyle yapılan meydan XV. Louis Meydanı adını almıştır. 1755-1765 yılları arasında Mimar Jacques-Ange Gabriel’in çalışmaları sonucunda tamamlanmıştır.

Concorde Meydanı birçok nedenden ötürü tarihi önem taşır. II. Dünya Savaşı sırasında birçok kurtuluş mücadelesine sahne olmuştur. Fransız Devrimi sırasında, meydanın ortasında XVI. Louis ile beraber bir çok ünlü şahıs idam edilmiş 21 Ocak 1793, Marie Antoinette 16 Kasım 1793, ve devrimci Robespierre idam edilen isimlerden bazılarıdır. Meydan 1795 yılında günümüzdeki adını almıştır. Meydanda yaşanılanları unutturması için 1836 yılında Luksor Tapınağı’ndan getirilen 23 metre uzunluğundaki Dikilitaş eklenmiştir. Ardından meydana iki adet çeşme ve Fransız kentlerini simgeleyen sekiz adet heykel eklenmiştir. Kleopatra’nın İğneleri (Cleopatra’s needles), Mısır valisi Mohammed Ali’den Louis Philippe'ye bir armağandır.

Günümüzde şehrin en hareketli noktalarından biri olan meydan, her 14 Temmuz günü Şanzelize Caddesi’nde düzenlenen geçit törenlerinin zirveye ulaştığı yer olarak bilinmektedir. Place de Concorde, 8th arr. Paris adresinde yer alan meydana metro ile ulaşmak mümkündür.  Metroyla Concorde  durağında inilerek meydana ulaşılabilir.

Pont Neuf

Pont Neuf

Pont Neuf anlamı “Yeni Köprü” ve ironik olarak Paris’te Sen Nehri üzerindeki en eski köprü. Köprünün yapıldığı tarih olan 16. yüzyılda Sen Nehri’ni geçmek için sadece iki adet köprü kullanılmaktaydı. Bu iki köprü de artık sağlamlığını yitirmeye başlaması ve üzerinden kalabalık bir topluluk geçince tehlike yaratmaya başlaması üzerine Kral III. Henry’nin emri ile kötü durumdaki önceki köprünün yerine 1578’de inşa edilmiştir. Köprünün ismi döneminde yer alan diğer köprülerden ayrılması için Kral III. Henry tarafından Yeni Köprü olarak verilmiştir. Sonrasında köprünün üzerine Kral III. Henry’nin heykeli dikilmiş ancak Fransız devrimi sırasında bu heykel yıkılmıştır. Fakat daha sonra tekrar yenilenmiştir. Ayrıca bu köprü döneminde diğer köprülerden farklı olarak üzerinde ev olmayan, müstakil ilk köprüdür.
 
Bugün 278 metre uzunluğuna ve 28 metre genişliğine sahiptir. Köprü, üzerinden izlenen manzara ile de ünlüdür ve Paris’te görülmesi gereken yerler arasında sayılmaktadır. Köprü, Unesco tarafından 1991 yılında dünya tarihi mirası listesine eklenmiştir. Pont Neuf, Paris’in 1. ve 6. bölgelerini birleştiren köprüdür. Köprü Ile de la Cite adacığının batı ucunda yer almaktadır. Köprü üzerinde Sen Nehri manzarasını seyretmek için oturma bölümleri yer almaktadır. Köprü üzerinden karşı tarafa bakıldığında Pont des Arts görünmektedir. Pont Neuf'e metro ile 7 numaralı hattın "Pont Neuf" istasyonunda inilerek ulaşılmaktadır.

Pére Lachaise Mezarlığı

Pére Lachaise Paris’in en büyük, dünyanın en tanınmış ve en çok ziyaret edilen mezarlığıdır. Paris’te turistler tarafından en çok gezilen on yerden biridir. 1804'te açılan ve yaklaşık 44 hektarlık devasa mezarlık içinde bulunan heykeller nedeniyle de açık hava müzesini andırmaktadır. Napolyon tarafından kurulan mezarlığın mimarı Alexandre Théodore Brongniart’dir. İlk olarak küçük bir kızın gömüldüğü bir törenle açılmış fakat şehrin çok dışında kaldığı için başta pek rağbet görmemiştir. Mezarlığın adının duyulmaya başlanması ise ünlü Fransız şair ve yazar La Fontaine ve ünlü oyun yazarı Molière’in mezarlarının mezarlık yöneticileri tarafından buraya taşınmasıyla olmuştur.

Geçtiğimiz 200 yıl içinde Edith Piaf, Oscar Wilde, Camille Pissarro, Marcel Proust, Moliére, Max Ernst, Maria Callas ve Jim Morrison gibi Fransız yaşamını zenginleştiren birçok yerli ve yabancı ünlünün mezarı burada bulunmaktadır. Türkiye’den sürgünde vefat eden iki ünlü sanatçı, Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın mezarı da burada bulunmaktadır. Mezarlığın eski ve yeni olmak üzere iki bölümü vardır. Mezarlığın ana kapısına 2 no’lu metro hattında Philippe Auguste İstasyonu’ndan ulaşılabilmektedir. 3 no’lu metro hattında bulunun Gembetta İstasyonu’ndan da ulaşılabilmektedir. Daha detaylı bilgi için web sitesi ziyaret edilebilir.

Le Marais

Paris’in en hareketli yerlerinden biri Le Marais’dir. 17. yüzyılın en güzel mimari eserlerine ev sahipliği yapması ile birlikte elit bir semt olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca semtte birçok müze, sanat galerisi ve tarihi siteler yer almaktadır. Paris’in en eski meydanı Place des Vosges ve Victor Hugo’nun konutu burada yer almaktadır.
 
Fransızca bataklık anlamına gelen Marais adını da eskiden buranın bataklık olmasından almıştır. Önce tarıma açılmış daha sonra da Place des Vosges'un yapılıp aristokratların o civara yerleşmesi ile bölge dikkat çekici hale gelmiştir. Bölge yapısı bakımından eski Paris hakkında bilgi verir. Dar ve labirent gibi olan sokakları, bitişik evleri Paris’in şimdiki geniş bulvarlarından oldukça farklıdır. Bir kısmı 3. bir kısmı 4. arroindissement sınırları içinde yer alan Le Marais, özellikle gay ve yahudi nüfusunun yoğun olarak bulunduğu bölgedir. Çok sayıda sinagog ya da yahudi kültür merkezleri yer almaktadır.
 
Yeme içme konusunda Paris'in en çok seçenek sunan bölgelerinden biridir. Bölgede çok sayıda falafel dükkanı bulunmaktadır. Ayrıca Casa San Pablo, Au Rendez-Vous Des Amis, Le Voltigeur, Robert et Louise gibi dükkanlar da yeme içme konusunda tercih edilebilecek seçenekler arasındadır. Bölgede alışveriş için de çok sayıda dükkan mevcuttur.
 
Le Marais’in dar sokaklarında kafeler, restoranlar, değişik objelerin satıldığı dükkanlar, küçük butikler, kitapçılar yer almaktadır. Ayrıca Paris Tarihi Müzesi denilebilecek Musée Carnavalet de bu bölgededir. Bunun yanı sıra bölgede görülebilecek diğer yerler, Picasso Müzesi, Ulusal Arşiv Müzesi, Place des Vosges, Victor Hugo'nun Evi, Saint Paul Kilisesi, Village Saint Paul, Hôtel de Sully, İsveç Kültür Merkezi’dir. Bölgeye 1 numaralı metro hattının “St. Paul" durağında inerek ulaşmak, aynı şekilde 1 ya da 11 numaralı metro hatlarının "Hôtel de Ville" durağında ve 1, 5, 8 numaralı hatların "Bastille" durağında inerek ulaşmak mümkün. 11 numaralı hattın "Rambuteau" durağında ya da 8 numaralı hattın "Chemin Vert" durağında inerek ulaşmak da mümkündür.

Montmartre

Montmartre

Paris’in en yüksek noktasını oluşturan Montmartre Tepesi, 130 metrelik bir tepenin üstünde yükselen Sacré-Coeur Bazilikası ile en popüler tarihi yer olma özelliğini taşımaktadır. Eyfel Kulesi’nin ardından en yüksek izleme platformu Sacre Coeur’un Kubbesi’dir. Paris manzarası buradan seyredilebilmektedir. Ünlü kafeleri ve film stüdyoları mevcuttur. “Amélie” filmi bu bölgede çekilmiştir. Bunların dışında Moulin Rouge gece kulübü ve Lapin Agile gibi ünlü mekânlara da sahiptir. Burada Pablo Picasso, Salvador Dali, Vincent Van Gogh, Pierre-Auguste Renoir ve Maurice Utrillo gibi çok sayıda ünlü sanatçı yaşamıştır.
 
Şehrin en ünlü meydanlarından Place du Tertre, özellikle güzel havalarda çok canlı olmaktadır. Burada sanatçıların özgün Paris çalışmaları izlenebilmektedir. Sokak ressamları, karikatüristleri vardır birçok ünlü sanatçı da çalışmalarını burada yapmıştır bu nedenle buraya Ressamlar Tepesi de denir. Montmartre’de yer alan en ünlü yerler arasında Musee de Montmartre, gece kulübü Au Lapin Agile, Espace Dali Montmartre ve St-Pierre de Montmartre sayılmaktadır.
 
Günümüzde pek çok sanatçı ve yazar bölgeyi terk etmiş, gece hayatı da cazibesini yitirmiş olsa da Montmartre halen Paris’in en gözde semtlerinden biridir. Buraya ulaşmak için birkaç çeşit yol bulunmaktadır. “Anvers” veya “Pigel” metro  duraklarından daha sonra fünikülere binerek bölgeye ulaşmak mümkündür. Ayrıca metro duraklarının olduğu yerden kalkan “The Little Train of Montmartre” adlı turistik araçlar vardır.
 

Paris Yeraltı Mezarları (Catacombes of Paris)

Paris’te gezilecek en ilginç yerlerden biri Paris Yeraltı Mezarları (Catacombes of Paris)’dır. Catacombes yeraltı mezarlığı anlamına gelmektedir. Burası sarı kalker taşının çıkarıldığı eski taş ocaklarındandır. Normalde kilometrelerce uzunluğunda tüneller olsa da günümüzde 2 kilometrelik bir bölümü gezilebilmektedir.
 
Paris'in pek çok bölgesinde yüzlerce yıl ölülerin gömüldüğü mezarlıkların, zaman içinde salgın hastalıkların kaynağı olarak görülmeye başlanması üzerine gelen şikayetler nedeniyle 9 Kasım 1785'te alınan bir karar sonucunda boşaltılmasına karar verilmiştir. Boşaltılan ilk mezarlık ise Innocents (Masumlar) Mezarlığı olmuştur. Innocents Mezarlığı'ndan çıkarılan kemikler bugün Denfert-Rochereau'nun altında bulunan taş ocaklarına taşınmıştır. O dönemde Paris sınırları içinde kalan çok sayıda mezarlık istimlak edilerek ölülerin hepsi buraya taşınmıştır.
 
Buraya girmek için uzun kuyruklar oluşmaktadır. Ziyaretçiler içeriye 200'erli gruplar halinde alınmaktadır. Önce Denfert-Rochereau Meydanı'nın ortasındaki parktaki küçük binanın yanındaki yeşil kulübeden içeri girildikten sonra, biletiniz yoksa bilet alıyorsunuz bilet 2017 fiyatlarıyla 12€’dur. Ardından tünellere inmek için daracık, dönen merdivenlerden 130 basamak inilmektedir. Milyonlarca kemik, tek tek dizilmiş, tüneller boyunca çeşitli kompozisyonlar halinde düzenlenmiştir. Paris Yeraltı Mezarları’na Denfert-Rochereau'ya 4 ya da 6 numaralı metro ile gidilebileceği gibi RER-B ile de ulaşılabilmektedir. Catacombes'un girişi metro - RER istasyonunun, Orly Havaalanı'na kalkan otobüs OrlyBus durağının tam karşısındaki ortadaki yeşil adada bulunmaktadır.

Espace Dalí

Espace Dalí, Salvador Dalí’nin eserlerine özellikle heykellerine ve gravürlerine ayrılmış sürekli bir sergidir. Paris'in Montmartre semtindeki Place du Tertre'nin yakınında yer alan müzede, yaklaşık 300 orijinal eser bulunmaktadır. Koleksiyon, Dalí’nin en tanınmış sürrealist tablolarının üç boyutlu heykellerini içermektedir. Ayrıca çocuklar için düzenlenen yaratıcı atölyelerde Salvador Dalí’nin sanatını tanıma fırsatı sağlanmaktadır.

Müzenin bitişiğinde iki sanat galerisi bulunmaktadır: Galerie Dalí, sanatçının eserlerini (heykeller, gravürler ve litografiler) bir araya getirmektedir; çağdaş sanatçının eserlerini gösteren Galerie Montmartre de bulunmaktadır. Ayrıca orijinal eserler buradan satın alınabilmektedir. Oldukça küçük bir müze olduğundan gezmesi fazla vakit almamaktadır. Giriş fiyatı ise 2017 fiyatlarıyla 11 Euro’dur.

  • Adres: 11 Rue Poulbot, Paris
  • Telefon: +33 1 42 64 40 10
  • Web sitesi

Paris Ulusal Doğa Tarihi Müzesi (Muséum National D'histoire Natürelle)

Bilimsel araştırma üniteleri, müze, eğitim kurumları gibi birimleri içerisinde barındıran tesisin rolü, doğa hakkında daha fazla bilgilenmek ve onu korumaktır. Eşsiz koleksiyonların bilim ile yollarının kesişmesini sağlayan müzenin bir diğer rolü de aktivitelerini Fransa kapsamında 13 alanda yaygınlaştırmaktır. 2 kilometrelik bir alana yayılmış müzenin tarihi kalbi, pek çok laboratuvarı, sergileri, hayvanat bahçesini ve eğitimsel alanını içinde bulunduran Jardin des Plantes Botanik Bahçesi’nde yer alıyor.

Devamını Oku

Expiatoire Şapeli

Karanlık bir geçmişi olan Expiatoire Şapeli, Kral Louis XVI ve Kraliçe Marie Antoinette’ın Concorde Meydanı’nda giyotinle idam edildikten sonra 1973’te gömüldüğü alana yapılmıştır. Neoklasik tarzdaki bu muhteşem şapelin hikayesi, tarihe ışık tutar nitelikte. Görülmeye değer anıt, Paris’in kalbinde asil bir aileye adanmış bir anıt olma özelliğini taşıyor.

Expiatoire Şapeli, Eski Rejim’i ve Fransız İhtilali’ni anmak amacıyla Restorasyon Dönemi boyunca inşa edilmiştir. Louis XVIII’in isteği üzerine, kralın resmi mimari olarak atadığı Pierre Francois Leonard Fontaine tarafından yapılmıştır. Paris’in karanlık yönlerinden birini temsil eden şapel, başkentin en gizli anahtarlarından birisi sayılır. Expiatoire Şapeli’ni görüp tarihin siyah sayfalarına şahitlik edebilirsiniz.

Devamını Oku

Petite Ceinture (Eski Demiryolu Hattı)

Başlığa bakıp “Paris’e gelmişken eski bir demiryolu hattında ne işim var benim?” demeyin. Bu bölge, 9. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş, Marshalların Bulvarları’nın içinde Paris’i çevreleyen eski bir demiryolu hattı. Bu hat Paris’i çepeçevre kuşatıyor desek yanlış olmaz, 32 kilometrelik uzunluğa sahip.

Tren hattının meşhur Sanayi Devrimi’yle organik bir bağı bulunuyor. Bu hat sayesinde, 1852 ile 1934 yılları arasında başlıca tren istasyonları birbirine bağlanarak bir fabrikalar ağı oluşturulmuş. Bu bölge, 1934’te kullanıma kapandığında, ender görülen vahşi çiçeklerin ve bölge hayvanlarının sığınağı olmuş. Petite Ceinture’ın, hayvanat bahçesini arayatmayacak şekilde bünyesinde 200 tür bitki ve 70 hayvan cinsi barındırdığını belirtelim.

Devamını Oku

Les Passages Couvertes (Kapalı Çarşılar)

Çoğunluğu 19. yüzyılda inşa edilmiş olan Paris’in meşhur pasajları, binaların orta kısmında giriş bölümüne oturtulmuştur. Başkentin mimarisinin sembolü haline gelen pasajlarda, butikler, kitapçılar, içki dükkanları, kafeler, çay odaları ve restoranlar bulunur. Paris’e gittiğinizde, yerel havayı solumak için müthiş mimarileri ile bu pasajlara mutlaka ama mutlaka uğrayın.

Devamını Oku

Des Bernardins Koleji

Des Bernardins Koleji’nin restorasyonu, Avrupa mirasının korunmasının sembolik bir başarısı olarak görülmektedir. Bu övgüye değer başarı, sıradışı bir ortaçağ mimarisinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Gerçekleşen restorasyon, iki yüzyıldan fazla bir süredir ihmal edilen yapının, modern topluma entelektüel ve ruhsal zenginlik sunmasına izin vermiştir.

1

Devamını Oku

Saint Martin Kanalı

Paris’in doğu kısmı, Eyfel Kulesi ve Şanzelize Caddesi arasında görülecek yerlerin uzağında kalması nedeniyle çoğu zaman ihmal edilir. İşte bu durum, 4,5 kilometrelik Saint Martin Kanalı’nı, Paris’te görülmesi gereken gizli güzelliklerden birisi yapmayı başarıyor. Paris’in romantikliğine romantiklik katmak için Saint Martin Kanalı’nda bir gezintiye mutlaka çıkın. Asıl mucizeye şahitlik etmek için özellikle güneş batışında Saint Martin Kanalı’nda bulunmayı unutmayın. Bu bölgedeki çalışan sınıf, yerini yavaş yavaş hippilere ve genç çiftlere bırakıyor gibi görünse de, kanal ziyaretçileri hala özgün kültür karışımını sürdürmeyi başarmaktadır.

Devamını Oku

Rue Cremieux

Fransız Devrimi’nin başladığı yer olarak bilinen hapishanesi ile meşhur Bastille’de tamamen farklı bir hikaye keşfedeceksiniz: Rue Cremieux’un şeker tonlarında ve pastel renklerinde bir dizi evi. Paris’in kalbinde renk patlaması yaşatan Rue Cremieux sokaklarında gezinmek, yüzünüzde bir gülümsemeye sebep olabilir. Bastille’in yakınında şeker pastel renginde evlerin arasında kendinizi adeta Küba’da ya da Karayipler Adası’nda hissedebilirsiniz. Unutmayın, güneşin yüzünü evlere yansıttığı öğle vakti, buraya gelmek için en idal zaman.

Devamını Oku

59 Rivoli Sanat Galerisi

Sanata değer veren şehirde, farklı temalı pek çok müze bulunuyor. Fakat “Paris’in Sanat İşgali” olarak tanımlanan 59 Rivoli, aralarında çok farklı bir hikaye ile öne çıkmayı başarıyor. Devlet makamları tarafından terk edilmiş binaya, 1999 senesinde birkaç sanatçı zorla girerek eserleri ile yerleşmiş. Bir süre sonra eserlerini sergilemek isteyen başka sanatçılar da binayı adeta işgal etmişler. Birkaç sene sonra bu bina, belediye tarafından satın alınarak içerisinde gerekli temizlik ve tadilat gerçekleştirilmiş. Böylece, sanatlarıyla bir nevi kültür işgali yapan sanatçılar, binaya geri kavuşmayı başarmış ve eserlerini tekrar sergilemeyi başarmışlardır.

Sanat galerisi, stüdyo ve özgür yaratıcılığın simgesi olarak bilinen 59 Rivoli’nin duvarları yazılarla ve harika resimlerle dolu. Sarmal merdivenleri ise adeta stüdyo odaları gibi birer sergi alanı niteliğinde. Her bir oda, içinde yaşayan sanatçının kişiliğini yansıtırcasına farklı bir özelliğe sahip.

Devamını Oku