Kaş Gezilecek Yerler

Kaş tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar doğal güzelliği ve bulunduğu konum itibari ile çok rağbet görmüştür. Likya Yolu ve Karia Yolu’nun kesişim noktasında olması bölgenin tarihî ve kültürel değerini katlamıştır. Gerek iklimi, gerek doğası gerek ise tarihî dokusuyla Kaş, Türkiye’de mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerin başında gelmektedir.

Kaş Gezilecek Yerler

Kaş’ı ziyaret ettiyseniz, Kekova Batık Kent’e ve Simena’ya bir tekne turu ile gitmenizi öneririz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Xanthos Antik Kenti ve Aperlai Antik Kenti, AntiphellosAntik Kenti gibi antik kentleri ziyaret edip, bir tekneyle Simena ya da Mavi Mağara’ya gidebilir, tarih öncesi çağlara doğru bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Saklıkent Kanyonu’nda ve Kıbrıs Kanyonu’nda gezinip Patara Plajı’nı de ziyaret edebilirsiniz. Hatta planlamanızı buna göre yapıp Meis Adası’nı ziyaret edebilirsiniz. Buraya kadar gelmişken Demre’ye de uğrayabilirsiniz.

Xanthos Antik Kenti

Xanthos, Kaş ilçe merkezinin yaklaşık 50 kilometre uzağında yer alan, tarihi antik çağlara dayanan ve Likya Birliği’nin merkezliğini de üstlenmiş bir kenttir. Antik çağlarda Likya’nın en büyük idare merkezi olmuştur. MÖ 545 yılında Pers egemenliğine girmiş şehir, bu döneme kadar bağımsızlığını sürdürmüş. Xanthos halkı, savaşçı bir karakter taşıyormuş. Rivayet o ki, Pers hâkimiyetine girdikleri savaşta, savaşan kesim yenileceklerini anladığı zaman şehirdeki kadınları, çocukları ve sonra da kendilerini yakmışlar. Bu rivayetten yüz yıl sonra MÖ 450 - 475 yılları arasında kent tamamen yanmış ve sonra yeniden inşa edilmiştir. Likya Birliği’nin başkenti oluşu ise MÖ ikinci yüzyıla denk gelmektedir. Xanthos sonraki yıllar boyunca Roma’nın hâkimiyetine girmiş, sonrasında da Bizans’ın Piskoposluk merkezi olmuştur. Bu kadar çok tarihî mirası barındıran antik kent 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Antik kente giriş ücreti 10 TL olup Müzekart geçerlidir.

Aperlai Antik Kenti

Araç ile kara yolundan ulaşım bulunmayan antik kente yaklaşık 7 kilometrelik bir yürüyüş ya da deniz yolu ile ulaşılabilmektedir. Kaş ya da Kekova / Üçağız’dan kalkan teknelerle bölgeye ulaşabilirsiniz. Sıçak Yarımadası’nın ana kara ile bağlantı noktasında, kuzey körfezinde yer alan kentin varlığı Likya birliğinden öncelere dayanmaktadır. Aperlai’nin Likya Birliği’nden önce var oluşunu kanıtlayan sikkeler bulunmaktadır. Daha sonraki dönemlerde zaman içerisinde, Likya Birliği’nin liman kenti olarak var olmuştur. Sadece bu bölgede yetişen deniz salyangozu kullanarak, Anadolu’daki ilk kumaş boyasını üretenler de Aperlai halkı olmuştur. Dönemin seyyahlarının notlarında bu sebeple şehrin çok kötü koktuğu bilgisi de yer alıyormuş. Günümüzde kentin bir kısmı sular altındadır. Bunun sebebi ise depremlerdir. Yanınızda palet, gözlük ve şnorkel varsa ve tecrübeliyseniz bu dünyaya da göz atabilirsiniz. Aperlai Antik Kenti’ne çok yakın bir noktada ve kara bağlantısının güney körfezinde salaş bir restoran bulunmaktadır. Buraya gitmişken de manzaraya karşı oturup gün batımında odun ateşinde pişirdikleri patates kızartmasını denemenizi öneririz.

Antiphellos Antik Kenti

Kaş bölgesinde çok fazla sayıda antik çağlardan kalma eser ve kent yer almaktadır. Bunlardan biri de Kaş’a 10 kilometre mesafede yer alan, eşsiz manzaralı tiyatrosu ile büyüleyen Antiphellos Antik Kenti’dir. Kentin tarihinin MÖ 4. yüzyıla dayandığı düşünülmektedir. Antik kent ve çevresinde çokça Likya lahidi ve kaya mezarı vardır ve bunlar günümüze ulaşabilen eserlerin başlıcalarıdır. En görkemli lahit ise Likya yazıtlı mezardır. Dili anlaşılamadığı için kime ait olduğu çözülemeyen anıt mezara günümüzde Kral Lahdi deniyor. Kentin en önemli ve günümüze en sağlam şekilde ulaşmayı başaran eseri, cephesi denize bakan, Anadolu’da bir örneği daha olmayan antik tiyatrodur. Tiyatronun ise MÖ 1. yüzyılda inşa edildiği ve dört bin kişi kapasitesi olduğu bilinmektedir.

Kaleköy – Simena Antik Kenti

Kaleköy’ün en önemli özelliği, örneğine az rastlanır bir şekilde, kara yolu ile ulaşımın olmayışıdır. Belde sakinleri her ihtiyaçları için merkezi noktalara deniz yolu ile ulaşmaktadır. Bölgeyi ziyaret etmek isteyenler için de Kaş ve Üçağız’dan tekne turları düzenlenmektedir. Burada dip not, eğer tekne turunu Üçağız’dan başlatırsanız daha çok ada görebileceğiniz bilgisidir. Kaleköy’de bir diğer adı ile Simena MÖ 4. yüzyıldan kalan bir Likya kıyı kentidir. Kale, sarnıç ve antik mezarlar günümüze ulaşan eserlerin başlıcalarındandır. Tarih boyunca yaşanan depremlerle kentin ve eserlerin bir kısmı sular altında kalmıştır. Beldeye ulaştıktan sonra, yüksek bir noktada bulunan kaleyi ziyaret edebilir, Neşeli Kafe’de ev yapımı dondurmaların tadını çıkarabilirsiniz. Kaleye giriş 10 TL olup, Müzekart geçerlidir.

Saklıkent Kanyonu

Aslına bakılırsa Saklıkent Kanyonu, Muğla - Antalya sınırında, Fethiye’ye daha yakın bir noktada olsa da Kaş’a gelmişken görülmesi gereken yerlerin başında gelen doğal bir güzelliktir. 1988 yılında bir çoban tarafından keşfedilmiştir ve bu gün hâlâ işletme hakkı kendisindedir. 14 kilometre uzunluğunda ve yer yer güneş ışınlarının içeriye giremeyeceği kadar dik kayalıkları olan bir vadide yer alan harika bir kanyondur. Kanyon içerisinde yeme içme alanlarının bulunması gezintinize kolaylık katacak bir detaydır. Kanyonda bir gezinti yapacaksanız girişte satın alma ya da kiralama opsiyonu bulunan lastik ayakkabılardan edinmenizi öneririz. Saklıkent Kanyonu’na giriş 10 TL’dir. Kanyondan akan suyun her zaman için soğuk olduğunu da unutmamak gerekir.

Kıbrıs Kanyonu

gorges-1522754_960_720.jpg

Saklıkent Kanyonu’na nazaran daha çok teknik noktalar içeren sportif bir kanyondur. Teknik noktalardan kastımız kolay bir yürüyüşten ziyade dağcılık bilgisi veya bu bilgiye sahip rehberlerle geçilmesi gereken bir kanyon oluşudur. Kaş merkeze 50 kilometre uzaklıkta, Elmalı ile Kaş arasında yer almaktadır. Kanyonun toplam uzunluğu 16 kilometre civarında olsa da yürüyüş yapılabilecek kısmı 4-6 kilometrelik kısımdır. Teknik olarak barındırdığı riskler nedeniyle kanyon geçişi için profesyonel bir tur ekibiyle anlaşmanızı özellikle tavsiye ederiz. Kanyonun içerisinde şelaleler, bu şelalelerin balkonlar oluşturduğu göletler, hızla akan sular ve geçilemeyeceğini düşüneceğiniz darlıkta duvarlar bulunmaktadır. Kıbrıs Kanyonu’nu ziyaret etmek isterseniz yağışın en az olduğu haziran, temmuz ve ağustos aylarından birini tercih edebilirsiniz.

Kaputaş Plajı

Kaputaş PlajıAntalya’nın Kaş ve Kalkan ilçeleri arasında bulunan bir kanyon ağzı plajıdır. Sahil yolu üzerinde bulunan plaj, yeraltından akan suların denizle birleştiği bir noktada yer alır.

Yer altından gelen bu suların kumlarda süzülüp denize ulaşmasıyla su oldukça serin olur. Doğa harikası olarak nitelendirilen plaj, gördüğünüz zaman bir tablo izlenimi yaratır. Yılın her mevsiminde turkuaz rengini Kaputaş‘ta görebilirsiniz. Bulunduğu konum sebebiyle zaman zaman dalgalı olan ve eğlenceli oyunlar oynanan plaj, yukarıdan bakıldığı zaman kum gibi görünen çakıl taşlarından meydana gelir.

Devamını Oku

Patara Plajı ve Antik Kenti

Patara Plajı, Türkiye’nin. 14 kilometrelik Hatay – Samandağı Plajı’ndan sonra, enuzun ikinci plajıdır. 12 kilometrelik uzunluğa sahip Patara Plajı, Kaş’tan yaklaşık 60 kilometre uzaklıkta, Gelemiş köyü sınırları içerisindedir. Patara Plajı’nın en önemli özelliklerinden biri de nesli tükenmekteolan caretta carettaların yumurtlama alanı oluşudur. Akşam saat 19.00’dan sonra plajın kullanım hakkı onlara geçmektedir. Ayrıca denizde, kumların altında yaşayan Trakonya balığı da çıplak ayakla üzerine basıldığında zarar verdiği için bölgede denize girmek için gidiyorsanız, tedbirli davranmanızı öneririz. Patara’nın kumu ince yapılıdır ve şifalı olduğuna inanılır. Bölge her mevsim rüzgâr aldığı için yüzmek biraz zahmetlidir ve belki de bu özelliğinden dolayı yüzmek için çok popüler olan bir plaj değildir. Plaj adını yakınındaki antik kentten alır. Tarihi MÖ 5. yüzyıla dayanan bu kent, Likya Birliği’nin ve sonrasında da Roma’nın önde gelen kentlerinden biri olmuştur. Buraya kadar gelmişken antik kenti de gezmek isterseniz giriş ücreti 24 TL olup, Müzekart+ ile giriş ücretsizdir.
Kumsalın genişliği bazı yerlerde 200-300 metreye kadar ulaşabilir. Bu geniş kumsal sebebiyle zamanında Yeşilçam filmlerinin çöl sahnelerine ev sahipliği yapmışlığı vardır. Hem plajın tadını çıkarmak için hem de tarihi yerlere ilginiz varsa Patara Ören Yeri‘ni gezmek için burayı tercih edebilirsiniz. 

Devamını Oku

Mavi Mağara

Kaş’a 18 kilometre uzaklıkta yer alan Mavi Mağara, meşhur Kaputaş Plajı’na yaklaşık 500 metre uzaklıkta yer alan bir deniz mağarasıdır. Mağaraya deniz yolundan tekne turları ile ulaşabilirsiniz. Giriş kısmından yansıyan güneş ışıklarının yarattığı mavi renkli yansıma nedeniyle mağaranın adı Mavi Mağara’dır. Yaklaşık 50 metre uzunluğa, 40 metre genişliğe ve 15 metre yüksekliğe sahiptir. Mağara farklı odacık ve kanallardan oluşmaktadır. Yer yer tamamen karanlık alanlar bulunmaktadır. Mağaranın iç ve dış galerilerinde dikkat çekecek güzellikte canlı çeşitliliği bulunmaktadır. Mağara her seviyeden dalgıç için dalışa elverişlidir. Yalnızca bu noktada az tecrübeli dalgıçlara, dalış planı yaparken kendilerine eşlik edebilecek deneyimli dalgıçlardan yardım almalarını önemle öneririz.

St. Nicholas Kilisesi

Birçoklarınca Noel Baba Kilisesi olarak da anılan St. Nicholas Kilisesi Antalya Kaş yakınlarındaki Demre ilçesinde yer almaktadır. Hem havaların güzel olduğu yaz aylarında hem de her yıl aralık ayında düzenlenen anma törenleri döneminde oldukça yoğun ilgi gören St. Nicholas Kilisesi ziyareti çocuklar için de ilginç olacaktır. Ayrıca St Nicholas Kilisesi UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde de kendine yer bulmuştur. 

MÖ 3. yüzyılda yaşamış, yaşarken efsaneleşmiş Aziz Nicholas’ınNoel Babaolduğuna inanılır. İnanılır çünkü kar yağışı neredeyse hiç görmeyen Akdeniz sahillerinde yaşamış bir azizin, ren geyikleri ve kızaklı arabalar ile tasviri çok da uyumlu değildir.

Devamını Oku

Meis Adası

Yunanistan ana karasına en uzak, Türkiye ana karasına ise en yakın Yunan adasıdır. Meis Adası tarih boyunca St. Jean Şövalyeleri, Mısır, Napoli, Osmanlı, İtalyan, Fransız ve son olarak da Yunan hâkimiyetine girmiştir. Adanın sarp kayalık yapısı nedeniyle adaya giriş yalnızca doğu tarafından yapılmaktadır. Girişin yapıldığı bu kısımda adanın tek yerleşim yeri de bulunmaktadır. Tüm ada halkı bu köyde yaşıyor olup Meis’in toplam yerleşik nüfusu 400 – 500 kişi kadardır. Adada çok az oranda tarım yapılsa da genel geçim kaynağı sünger avcılığıdır. Adada bir havalimanı vardır ve adanın tek otobüs seferi havalimanı ve köy arasındadır fakat Meis’e Kaş’tan deniz yolu ile ulaşmak da mümkündür ve bu daha kolaydır. “Schengen vizesi” ya da “Kolaylaştırılmış Vize Programı” ile adaya geçmek mümkündür. Adanın rengârenk yapıları, kaya mezarları, muazzam denizi gezip görmeye değer.