Çölde Bir Roma Kenti, Doğu'nun Pompei'si: Ceraş

Amman’ın 45 kilometre kuzeyinde yer alan, Antik Roma döneminde Geresa adıyla bilinen muazzam bir antik kent, Ceraş. Gelişmiş bir ticaret şehri iken MS 8. yüzyılda şiddetli bir deprem sonucu büyük bölümü yıkılmış ve yüzlerce yıl toprağa gömülü kalmış, ta ki 1806 yılında bir Alman tarafından keşfedilene dek.

Antik Yunan kültürünün “on kent”i, “Decapolis” in en güzel şehri olarak ünlenen kent adeta bir antik bir açık hava müzesi ve halen çok iyi durumda olması nedeniyle de “Doğu’nun Pompei'si” olarak anılmakta.

Gördüğüm en etkileyici Roma antik kentlerinden biri olan kent, 2004 senesinden beri UNESCO’nun Aday Listesi’nde, ancak Asıl Liste’ye girmeyi çok hak eden adeta bir antik bir açık hava müzesi. Hıristiyanlığın kabul edilmesinden sonra yapılan Roma ve Bizans mimarisinin güzel örneklerini ve bir Roma şehrinde görülebilecek mimari unsurların hemen hepsini sergilemekte.

Antik kenti gezmeye muazzam bir kapıdan girerek başlıyoruz. İmparator Hadrian'ın anısına yapılmış, 22 metre yüksekliğindeki Hadrian Anıtı (Tak) gerçekten olağanüstü bir güzellikte.

Hadrian Kapısı’nın sütun başları, tak bölümü, pencere kenarlarındaki oyma işçiliği müthiş.

Hemen dikkat çeken ilginç ve en önemli özelliği ise başlıkların sütunların altında da kullanılmış olması.

Kapıdan girdikten sonra sol tarafta 250 metre uzunluğunda ve 15 bin kişi kapasiteli spor gösterileri ile at arabası yarışlarının yapıldığı Hipodrom yer almakta, dev bir alan.

Bir kapıdan daha geçtikten sonra…

…sol tarafta ikinci bir tapınak ve devasa boyutlarda Roma şehirlerinin olmazsa olmazı bir hamam çıkıyor, kubbeli ve kemerli mimarisi ile oldukça etkileyici.

Daha sonra ise şehrin kalbi olan, mükemmel bir mimari tasarıma sahip eşsiz bir meydanageliyoruz. Oldukça geniş, şeklinden dolayı Oval Forum ya da Oval Meydan adını almış.İki yanına iç bükey olarak dizilmiş sütunların arasında oldukça etkileyici bir meydan.

Bu muhteşem alan da hemen her Roma şehrinde olduğu gibi, uzun ve bol sütunlu bir caddeye, kentin ana caddesine, 800 metre uzunluğundaki Cardo Caddesi’ne yani Antik Kent Merkezi’ne açılıyor.

Caddede yürürken yere dikkatlice bakarsanız, o devirlerde tasarlanmış ve hayli ilginç bir drenaj sistemi yaptıklarını göreceksiniz.

Caddede karşınıza çıkacak olan anıtsal yapı zarif ise bir Nymphaeum (Çeşme).

Dans ederek ve şarkı söyleyerek halka ilham veren Zeus’un kızları su perileri adına yapılmış, üzerindeki işleme ve kabartmalarla ihtişamlı dev bir su anıtı. Katmanlı kurna sistemiyle birbiri içine akan sular, aslan başları, öpüşen dört balık heykelleri ile gerçekten görülmeye değer.

Hemen arkasında yer alan ise Artemis Tapınağı.

Artemis anısına yapılmış ve kentin en önemli yapısı. (Efes şehrimizi koruyan Artemis’in bir benzeri). Tapınağın etrafını çevreleyen sütunlardan ise sadece kalıntıları kalmış, ana girişi süsleyen sütunlar ise tamamen harap olmuş.

İçeride bulunan “kutsal oda”da zengin mermer süslemeler ve bazı sütunların başlıklarını görülebiliyor. Büyük bir avluda yer alan tapınağın ilk terasından ikinci bir terasa anıtsal merdivenlerden çıktığınızda kutsal avluya (temenos) varacaksınız, ne yazık ki buradaki sütunların tamamı harap durumda. Kutsal odada bulunan ve üzeri zengin işlemelerle süslü tabletler buradan alınarak başka yerlerdeki kiliselerin yapımında kullanılmış.

Kentin iki tiyatrosundan biri olan Küçük Tiyatro Artemis Tapınağı’nın hemen arkasındaki ufak ölçekli, küçük gösteriler ve toplantılarda kullanılan tiyatro MS 160’lara tarihleniyor.

Taş rölyefler üzerinde müzik aleti çalan ve dans eden kadın figürleri göreceksiniz.

Büyük Tiyatro ise Oval Meydan’ın diğer tarafında yüksekçe bir tepeye kurulmuş. 3.000 kişi kapasiteli, üç kademeli ve müthiş bir akustiğe sahip tiyatro oldukça iyi durumda ve halen çeşitli etkinliklerde kullanılıyor. Orkestra yeri ve ahşap sahnesi bulunan tiyatro iyi bir restorasyon geçirmiş ancak sahne taş olarak yenilenmiş.

Hemen yanında ise, Roma’ya özgü, 15 metre yüksekliğindeki sütunlarla çevrili çoğu yıkılmış, bir zamanki ihtişamından geriye pek de bir şey kalmamış olan Zeus Tapınağı yer almakta.

Tüm kenti kuş bakışı gören ve diğer binaların da onu görebileceği bir konuma inşa edilmiş.

Bu muazzam kent o kadar büyük ki gezmek neredeyse tam gününüzü alabilecek. Roma hamamları, kiliseler, yerlerde, yol kenarlarında çok sayıda müthiş süslü sütunlar, sütun başlıkları ve çeşitli bloklar sergilenmekte, hepsini dikkatlice inceleyerek çok güzel fotoğraflar çekebilir, antik kentte bütün gününüzü geçirebilirsiniz.

Yazı dizisinin birinci bölümü için tıklayın: https://gezimanya.com/GeziNotlari/her-kosesinde-bir-hazine-saklayan-kucuk-komsumuz-urdunYazı dizisinin ikinci bölümü için tıklayın: https://gezimanya.com/GeziNotlari/dunyanin-hala-yasanilan-en-eski-sehri-amman
Yazı dizisinin dördüncü bölümü için tıklayın: https://gezimanya.com/GeziNotlari/urdunun-col-kaleleri
Yazı dizisinin beşinci bölümü için tıklayın: https://gezimanya.com/GeziNotlari/tarihi-kral-yolu-uzerindeki-muhtesem-mozaikler-medeba
Yazı dizisinin altıncı bölümü için tıklayın: https://gezimanya.com/GeziNotlari/petra-binbir-renkli-gul-sehri-1 

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.