Güney Hindistan Gezisi (1): ''İhtişamlı Hindistan''

30 sene önce, “bilinçsiz gezdiğim dönem” olarak adlandırdığım yıllarda gittiğim Hindistan’a tekrar gitmeye bir türlü sıra gelmemişti. Ama hep içimde, aklımdaydı bu egzotik ülke.

Nihayet karar verdim. Güney Asya'daki birçok ülke gibi çok ilginç, otantik, tarihi ve kültürel zenginliği ile festivalleri, gelenekleri, mimarisiyle bu muhteşem ülkeye bir kez daha. Hatta Mart ayında da tekrar gideceğim için heyecanlıyım. 

Rotamız Hint Okyanusu, Umman Denizi ve Bengal Körfezi’ne kıyıları olan bir yarımadanın güney bölgesi: “İhtişamlı Maharaştra”. 

Üstelik de özel ve lüks bir tren olan Deccan Odyssey treni ile. Gezip gördüğüm yerler, insan manzaraları, muhteşem tapınaklar... Kısacası anlatacaklarım çok. Ama önce bu ülke ile ilgili kısa ve ilginç bilgiler edinelim mi? 

Alan olarak dünyanın 7. büyük, nüfus olarak ise Çin ve Endonezya’dan sonra 3. kalabalık ülkesi olarak geliyor Hindistan Cumhuriyeti. Tartışılmaz bir kültür zenginliği ve müthiş bir din çeşitliliğine sahip olsa da, herkes diğer tüm din ve kültürlere son derece saygılı ve hoşgörülü. 

Hindistan’da din bir hayat tarzı olduğu gibi aynı zamanda Hint geleneklerinin de ayrılmaz bir parçası. Hinduizm, Budizm, Jainizm (tüm canlıların eşit olduğunu ve özellikle şiddet karşıtlığını savunlar) ve Sihizm’in (Kuzey Hindistan’da yaşamış 10 gurunun öğretilerini temel alan bir inanç sistemi) doğum yeri olmuş. Hinduizm, İslam, Hristiyanlık, Jainizm, Sihizm dinlerinin geleneklere ev sahipliği yapan ülkenin nüfusunun büyük çoğunluğu Hindu

Hinduizm; kutsal kitabı olmayan Şiva, Vişnu, Rama, Krişna ve daha birçok Tanrı ve Tanrıçalara ve aynı zamanda ağaç ve hayvanlara da tapan, "Yüce Ruh", "Yıkılmaz Ruh" gibi birçok ruha inanan çok yönlü ve renkli bir din. 

Hindistan; tüm topluluklarca her yıl kutlanan, dünyaca ünlü, çeşitli olduğu kadar renkli müzik ve dans gösterileri barındıran festivalleri ile her yıl milyonlarca turist ağırlamakta. İşte tüm bu özelliklerinin yanı sıra sayısız tapınak, ibadet yerleri göreceğim için içim kıpır kıpır... 

Hindistan denince aklınıza neler geliyor? Benim aklıma ilginç kıyafetleri “sari” geliyor mesela. Ayrıca tüm kadınların üzerinde olan renk renk özel giysileri ve alınlarındaki “bindi”leri, hızmaları ve ilginç takıları... Ya ihtişamlı düğünleri?

Peki inekler? Sokakların ortasında, her yerdeler. Ama dokunulmaz ve yenmezler, zira bildiğiniz gibi kutsal hayvanlar. Trafik derseniz, feci... Arabalar, milyonlarca motor ve sürücülerin bir parmağı sürekli kornada, müthiş bir gürültü. Bir yanda zenginlik, lüks ve ihtişamlı bir yaşam, lüks evler, günlerce süren muazzam düğünler... Diğer tarafta ise sefalet, pislik, fakirlik, açlıktan kemikleri sayılanlar... Yoksulluk diz boyu. Kısaca bir çelişkiler ülkesi Hindistan.

Hint yemeklerinden bahsetmeden de olmaz. Baharat cenneti ülkenin elbette bol baharatlı ve özellikle de acılı olan dünyaca ünlü yemekleri ve değişik yiyecekleri mecvut.

Ama benim aklıma ilk gelen Mohandas Karamçand Gandi. “Yüce Ruh” anlamına gelen “Mahatma” ismini alan Gandi, modern Hindistan’ın kurucusu. Sömürgecilik ve ırkçılığa karşı savaşmış bir halk kahramanı. Mumbai’de (eski  adıyla Bombay'da) evini ziyarete gideceğiz elbette...

Yarımada, uzun tarihi boyunca kazandığı tarihi dokusu ile kuzeyi, güneyi, doğusu ve batısıyla -kısaca her bölgesiyle- görülmesi gereken kültürel zenginlikler ile dopdolu bir ülke. Ülke, Muson yağmurları mevsimi olan yaz ayları hariç; her mevsim doğası, tertemiz denizi, plajları ile milyonlarca turist ağırlamakta.  

Artık gezimize başlayabiliriz! THY akşam uçağı ile 6 saatlik bir uçuştan sonra sabah erken saatlerde başkent Mumbai’ye varıyoruz. Tahminimin çok üstünde... 30 yıl önce indiğim alanla hiç ilgisi olmayan müthiş bir havaalanına ve muazzam terminal binasına hayran kaldım. Pasaport kontrolünden hemen sonra döviz büroları bulunuyor. Bunların ilerisinde bulunan ‘’prepaid’’ (ön ödemeli) ya da Uber taksi servisleriyle çok uygun fiyatlarla şehre ulaşabilirsiniz. 

Trenimiz 16:30’da hareket edecek, ama biz de kalan yarım günümüzü boşa geçirmeyeceğiz elbette. Gece uçuşuna rağmen kısa bir şehir turu yapacağız. 

Salsette Adası üzerine kurulan Mumbai, 13 milyonluk nüfusu ile ülkenin başkenti ve en büyük kenti konumunda. Aynı zamanda dünyanın da dokuzuncu büyük kenti olarak geçiyor.

Büyükçe bir koy, oldukça yeşil ve uzun bir sahil bandı ve kumsalı var. Bir yandan sabahın erken saatlerinde spor yapan, yürüyüşe çıkan her yaştan insanlar ve gruplar, asırlık ağaçlarla çok sayıda yemyeşil parklar beni şaşırtırken; diğer yandan da hiçbir trafik kuralına uymayan, günde tahminen 35-40 bin taksi ve binlerce özel aracın yollarda olduğu şehrin kötü trafiği korkutuyor. 

Şehir turu yapacağımız aracın bizi alacağı 5 yıldızlı bir oteldeki keyifli bir kahvaltıdan sonra şehir gezimize başlamaya hazırız.

Güney Hindistan Gezisi Sonraki Yazıları

Güney Hindistan Gezisi (2): Mumbai
Güney Hindistan Gezisi (3): Kutsal ve Mitolojik Şehir NashikGüney Hindistan Gezisi (4): Aurangabad’ın Mağaraları

 

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.