Corona Virüs Döneminin Ardından Gidilebilecek Ferahlatıcı 7 Lokasyon

Hepimiz corona virüsü nedeniyle uzun süredir evlerimizdeyiz. Bu durum şüphesiz ki çoğumuzda her şey normale döndüğünde deşarj olma isteği oluşturdu. Bizler de bugünkü içeriğimizde sizler için corona sonrası yeniden doğmanızı sağlayacak lokasyonları derledik. Keyifli okumalar…

Kaz Dağları

Kaz Dağları, Edremit Körfezi’nin kuzeyinde, Çanakkale ve Balıkesir’in arasında bulunmaktadır. Tarihi geçmişi Antik döneme kadar uzanan Kaz Dağları, ‘Tanrıların Armağanı’ anlamına gelen‘İda Dağı’ ismiyle de anılır. Kızılağaç, kestane, meşe, çınar gibi çok sayıda ağaç çeşitliliğine sahiptir. Özellikle oksijen kaynağı olarak dikkat çekmesiyle birlikte hayvan ve bitki çeşitliliği konusunda da zengindir. Şehir gürültüsü, kalabalığı ve stresinden yorulanların bol oksijen ve manzara eşliğinde tazelenmesi için en iyi adreslerden biridir.’ Homeros’ un ‘İlyada’ ismini taşıyan eserine dahi konu olmuş bu saklı cennette tatil geçirmek için ideal noktalar bulunuyor. Kamp yapmak isteyenler için başta ‘Kaz Dağları Milli Parkı’ olmak üzere farklı kamp alanları da mevcut. Ayrıca konaklamak için ‘Küçükkuyu’, ‘Adatepe’ ya da ‘Yeşilyurt köyünü’ de tercih edebilirsiniz. Şelaleleri, köyleri ve mis kokulu bitkileriyle taptaze bir tatil geçirebilirsiniz.  Temiz havası eşliğinde yeşile ve maviye doyacağınız tatil bitiminde eve dönerken buradan bol bol kekik ve adaçayı almanızı tavsiye ederiz.

Kaz Dağları

Bördübet

Yeniden doğmak, tazelenmek, dingin bir tatil geçirmek dendiğinde ilk sıraları masmavi koyları, adaları, şirin köyleri ve şahane doğasıyla Ege alıyor. Bu isimleri saymakla bitiremeyiz ancak sakin bir tatil geçirmek için Bördübet’ e özel olarak değinmeden geçmek büyük haksızlık olur diye düşünüyoruz. Muğla’ nın Marmaris ilçesinde yer alan tatil alanı adeta dünyada konumlanmış bir cennet. Hisarönü Köyü’nde bulunan Bördübet, görülmeye değer bir koy… Üstünüzdeki stres, yorgunluk ve endişelerden kurtulun, çünkü adeta masal köyüne benzeyen bu yer size huzur dolu bir tatil geçirme fırsatı sunacak. Bölgede üretilen bal, üzüm şarabı, taze balıklar, kümesten alınan yumurtayla, şehir hayatının yorucu hızına bir mola vermek mümkün. Doğanın ve mavi koyun tadını çıkarmak isteyenler için kamp alanları ve çeşitli konaklama merkezleri konuklara masalsı bir tatilin kapısını açıyor.

Trilye

Şimdi Türkiye’nin en keyifli mekanlarından biri olan şirin bir kasabadan söz edeceğiz. Yenilenmek ve dinlenmek amacıyla bir tatil geçirmek isteyenler için keşfedilmemiş köyler, kasabalar ve doğanın güzelliklerini bize sunduğu alanlar tercih edilmeli diye düşünüyoruz. Ancak bu kasaba yavaş yavaş tatilciler tarafından keşfedilmiş olsa da sakinliğini ve doğal havasını hala fazlasıyla içinde barındırıyor. Bu kadar sıklıkla ziyaret edilmesinin nedeni ise denizin kenarında konumlanmış renkli ve samimi dokusu… Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı olan huzurlu kasabaya İstanbul’dan bile ulaşım sağlamak oldukça kolay. Sahip olduğu bu özellik ile İstanbul’da ikamet edenler için hafta sonu kaçamağı şansı sunuyor. Tarihine baktığımızda Rum balıkçı köyü olan yerin adını, ‘trigliya’ isimli barbunya balığından aldığı rivayetlerine denk geliyoruz. Mavi ve yeşilin bir araya geldiği balıkçı kasabasında zeytin ağaçlarının kokusu eşliğinde ahşap evlerin arasında yürüyebilirsiniz. Kısa bir kaçamak ya da uzun bir tatil geçirmek için çarşısı, doğal ürünleri, tarihi dokusuyla Trilye sizleri bekliyor.

Tirilye

Gökçetepe

Edirne’ nin Keşan ilçesine bağlı olan Gökçetepe, Marmara ve Ege denizlerinin birleştiği noktada bulunuyor ve kendi kendini temizleme özelliğine sahip, Saroz Körfezi’nde yer alıyor. Gökçeada ve Semadirek adalarının tam karşısında yer alan Gökçetepe’nin, İstanbul’a yakın olması da onu cazip kılan diğer faktörlerden… Gökçetepe Tabiat Parkı, çeşitli su sporları, dalış eğitimi, yaz okulu aktivitelerini içinde barındırıyor. Kamp yapmaktan hoşlananların ilgisini çekecek park, yeşille mavinin buluşma noktası. Özellikle oksijenin bolluğu ve körfezin temizliğiyle tam bir doğa tatili sunan Gökçetepe, şehir hayatından oldukça uzak, izole bir kamp alanı…

Gölyazı

Eskiden Rum balıkçı köyü olan, dinlendirici bir tatil yeri daha… Gölyazı, isminden de anlaşılacağı gibi Ulubat Gölü kıyısında bulunan ve doğallığını korumayı başarmış bir köy… Köklü bir tarihe sahip olan Gölyazı, bir zamanlar Apollon Krallığı’ nın merkezi olmasıyla beraber ismini de buradan almış. Bursa’ nın Nilüfer ilçesine bağlı  Gölyazı, hem tarihi zenginliği hem de eşsiz manzarasıyla büyülüyor. 19.  yüzyılda inşa edilmiş olan ‘Aziz Panteleimon Kilisesi’, Yunan mimarisinin özelliklerini taşıması sebebiyle önemli bir yapı. ‘Simitçi Kale Kapısı’, ‘Yel Değirmeni’, ‘Zambaktepe ve Antik Tiyatro da tarihin izlerini koruyabilmiş diğer yapılar… Tarihi yapılarının dışında Gölyazı’ nın simgesi haline gelmiş, ‘Ağlayan Çınar’ ve efsanevi çınarın hikayesini es geçmemek gerek. Biri Türk diğeri Rum olan birbirine aşık çiftin mübadele sonucu yaşadığı ayrılıkla bu ismi alan ağaç turistlerin ilgi odağı haline gelmiş. Konaklamak için daha çok pansiyon seçeneği sunan Gölyazı’ da köy kahvaltısı ve taze balık keyfine gün batımı manzarası eklendiğinde kart postal tadında bir tatil ortaya çıkıyor.

Gölyazı

Ağva

Asıl adı Yeşilçay olan Ağva Şile’ye bağlı balıkçı köyüdür. Göksu Nehri ve Yeşilçay arasında bulunan Ağva için İstanbul’un arka bahçesi tabiri kullanılmaktadır. Ağva arkasında yemyeşil ormanlarla çevrili, Göksu nehri ve Yeşilçay arasına konumlanmış bir cennet… Bölge ismini ‘iki dere arasındaki köy’ anlamını taşıyan Latince bir kelimeden almış. Bulunduğu konum sebebiyle Karadeniz ve Akdeniz iklimi arasında olan bir iklim türüne sahip. Karadeniz’e dökülen yemyeşil Göksu kıyısında konaklama yerleri bulunuyor. Balıkçı kasabası olan Ağva’nın Yeşilçay bölümü ise teknelerin yer aldığı ve balıkçılığın yapıldığı nokta. Karadeniz’e dönük cephesinde mis gibi bir kumsal, yeşille maviyi buluşturuyor. Koyları, denizi, sahili, mağarasıyla sahip olduğu doğal güzelliklere tarihi mekanların eklendiğini düşünün…Taze balıkların tadını, köy kahvaltılarını ve eşsiz manzarayı, tercih edeceğiniz bir butik otelde deneyimleyerek dinlenmeniz tüm yorgunluğunuzu alacak.

Ayder Yaylası

Son olarak bahsedeceğimiz yer liste başını alacak güzelliğe sahip… İçinde bulunduğumuz coğrafyanın dört bir yanı her ne kadar cennet gibi olsa da konu dinlenmek, tazelenmek olunca Karadeniz’in yeri bir başka… Ormanları, dağları, denizi, yaylaları, kanyonları ve özellikle mis gibi havasıyla birlikte doğa ziyafeti sunan bir tabloyla karşı karşıyayız. Kent yaşamının zorlu koşullarından sıyrılıp nefes almak için saymakla bitmeyecek güzellere sahip olan bir bölgeden bahsediyoruz. Burada tatil planı yapanlar için çeşitlilik oldukça fazla ancak biz burada Ayder Yaylası’ndan söz edeceğiz. Rize şehrinde bulunan Ayder Yaylası Çamlıhemşin ilçesine bağlı. Yaylanın hemen arkasında Kaçkar Dağları bulunuyor. Burası 1987 yılında Bakanlık tarafından turizm merkezi olmasından sonra Milli Park ilan edilmiş. Koruma altına alınan bölge özellikle bal üretimi ve kaplıcaları ile ön plana çıkmıştır. Kartpostal misali manzaraya sahip Ayder Yaylası’nda konaklamak için sunulan seçenekler içinde özellikle dağ evleri dikkat çekiyor. Ülkenin yeşil rengi en görkemli taşıyan bölgesinde gerçekleştireceğiniz tatil size huzuru sunacak.

Ayder Yaylası