Dünyanın İlk ve Tek Küçük Prens Müzesi Eskişehir'de

Küçük Prens okurlarının belki de büyük bir çoğunluğunun haberdar olmadığı bir yerden bahsedeceğiz bugün; Eskişehir’deki Küçük Prens Müzesi’nden… Henüz yeni açılmış olan bu tatlı müze eski bir lojman binasının yenilenmesiyle hayat bulmuş. Hadi gelin bu serüvenin ayrıntılarına bir bakalım. 

Antoine de Saint-Exupéry’nin klasikleşmiş kitabı Küçük Prens tüm dünyada büyük bir ilgiyle okunuyor. O ne bir çocuk kitabı ne de bir yetişkin. Hayal edebilen, umutla yaşamaktan başka bir yol bilmeyen herkesin öyküsü. İşte Küçük Prens Müzesi de tıpkı bu duygularla kurulmuş. Eskişehir Anadolu Lisesi’nde Felsefe öğretmenliği yapan yazar Ali Lidar’ın koleksiyonunu değerlendirmek istemesiyle bir müze fikri çıkmış ortaya. Lisenin içinde kullanılmayan bir lojman binası varmış. Ali Lidar ve okul müdürü aralarında istişare ederek bu binayı müzeye çevirip çeviremeyeceklerini konuşmuşlar. Milli Eğitim Müdürlüğü ile görüşmeler yaptıktan ve olumlu yanıt aldıktan hemen sonra işe koyulmuşlar. Ancak binanın dönüştürülmesi ve yenilenmesi için yeterli bütçeleri yokmuş. Yine de ümitsizliğe kapılmadan bir çare bulmaya çalışmışlar. Tüm yardımseverler ve gönüllüler ile bir yardım kampanyası düzenlemişler. Bu sayede 100 bin lirayı aşkın bir para toplanmış ve binayı tadilata almayı başarmışlar. Lidar’ın anlatımına göre müzenin duvarlarındaki resimler bile duvar kâğıdı değilmiş. Bir ressam arkadaşı resimleri özenle çizmiş. Hatta duvarların badanasını öğrencilerle birlikte yapmışlar. Büyük bir emekle ve istekle hazırlanan bu müzenin açılışı pandemi dönemine denk gelmiş olmasına rağmen insanlar burayı ziyaret etmekten çekinmemişler. Özellikle çocukların rağbet göstermesiyle müzenin bilinirliği artmış. İyi hoş da bu müzenin içerisinde neler var derseniz gelin size biraz da onlardan bahsedelim. 

Küçük Prens-1

Buranın tam adı Eskişehir Anadolu Lisesi Küçük Prens Kitapları Müzesi. Dünyanın ilk ve tek Küçük Prens Müzesi olan bu yerde 2000’den fazla kitap mevcut. Bu kitapların dilleri ve boyutları birbirinden farklı. 400’ü aşkın dil ve lehçeyle yazılmış Küçük Prens kitapları vitrinlerde resmen bir filoloji harikası olarak sergileniyor. Korece, İspanyolca, Rusça, Brezilya Portekizcesi, Çince, Kafkas ve Balkan dillerinde basılmış kitaplar herkesin ilgisini çekiyor. Fakat esas etkileyici olan şey ne biliyor musunuz? Bu müzede UNESCO'nun tehlike altındaki diller listesine aldığı dil ve lehçelerin bile basımları bulunuyor. Örneğin; Hopa Lazcası, Ardeşen Lazcası, Megrelce, Süryanice, Kürtçe Sorani lehçesi, Kürtçe Gorani lehçesi, Bretonca, İtalyanca - Brianza lehçesi, İskoçça, Aragon, Inari Saami dili (dünyada sadece 300 kişi konuşuyor), Kuzey Saami dili, Skolt Saami dili (dünyada sadece 450 kişi konuşuyor), Ladino, Çingenece… Küçük Prens’in dünyası ne kadar da geniş öyle değil mi? Durun durun, daha bitmedi. Mesela Mors alfabesiyle basılmış Fransızca ve İtalyanca kitaplar, Otizmliler için özel bir alfabeyle hazırlanmış İtalyanca bir kitap bile var. 

Farklı dillerde basılmış Küçük Prens’lerin yanı sıra farklı boyutlara, kapaklara ve görüntülere sahip başka basımları da bulunmakta. Mesela belki de hayatınızda görüp görebileceğiniz en minik Küçük Prens kitabı sadece 20×16 mm boyutunda. Mini boydaki bu kitabı okumak elbette bir hayli zor. Fakat farklılığıyla büyülenmemek elde değil. Bunun dışında ayna görüntüsü baskısı şeklinde bir kitap daha var. Yani kitap tersten basılmış, sadece aynadan okunabiliyor. Bu da yine özellikle çocukların çok ilgisinin çektiği bir basım. Ayrıca görme engelliler için Braille Alfabesi ile hazırlanmış Küçük Prens kitabı da var. Müzenin girişinde sergilenen kitabı herkes dokunarak hissedebilir. Mali'de konuşulan Bambara dilinde basılan bir başka kitabın kapağında ise Küçük Prens siyahi olarak resmedilmiş. Yani burada hayattan ders çıkarabileceğimiz birçok konuya da değiniliyor. Dünyanın farklı dillerinin tek bir kütüphanede toplanmış olması insanların bir arada ve barışla yaşayabileceklerinin küçük bir simgesi niteliğinde. 

Küçük Prens-2

Müze yalnızca kitaplardan ibaret değil. İçeride film, oyuncak, fotoğraf odası da bulunuyor. Film odasında çocuklarınızla küçük armut koltuklara oturup projeksiyondan yansıyan çizgi filmleri seyredebilirsiniz. Çocuklar burada birbirlerine masallar okuyup oyunlar oynayabilirler. Zaman zaman küçük etkinliklerle bu alan hareketleniyor, takip etmekte fayda var. Geçelim oyuncak odasına. Burada Küçük Prens maketleri, kar küreleri, el yapımı örgü bebekleri vb. birçok oyuncak sergileniyor. Baskılı yastıklar, resimli anahtarlıklar, kalemler, bardak ve kupalar, tablolar odanın içini zenginleştiren diğer eşyalardan sadece birkaçı. Bu oda hem çocuklar hem de yetişkinler için gezerken eğlenebilecekleri bir alan hâlinde tasarlanmış. Ve gelelim son durağımız olan fotoğraf odasına. Bu odanın ışıklandırması ve duvardaki resimleri sizlere muhteşem bir görsel şölen sergiliyor. Küçük Prens gibi kendinizi gezegende dolaşıyormuş hissine kapılabilirsiniz. Yine etrafa koyulmuş oyuncakları kucaklayarak veya sevdiklerinizle sarılarak burada fotoğraflar çekebilirsiniz.  

Küçük Prens okurları ve çocuklar için muhteşem bir gezi yeri olan bu müzeyi ziyaret saatleri içerisinde gidip görebilir ve birkaç saatinizi burası için ayırabilirsiniz. Özellikle koleksiyonerler burada bulunmaktan çok keyif alacaklardır. Çünkü Ali Lidar gibi koleksiyon tutkunları bilirler ki elde edilen her bir parça çok değerlidir. Bu bilinçle gezildiğinde müzedeki kitapların temin edilme sürelerini ve zorluklarını daha iyi anlamak mümkün. Kitapta geçtiği gibi, “İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” Yüreğimizle bakmayı öğrendiğimiz ve gezegenimizi barışla doldurduğumuz günlere ulaşmak dileğiyle…