Kapsamlı Interrail Rotası

Paris- Versay – Amsterdam- Berlin- Prag – Salzburg- Füssen- Venedik – Floransa- Roma- Vatikan- Monte Carlo – Barselona Rotası

Avrupa’nın en ünlü bölgelerini günümüzde Interrail programı ile gezmek oldukça kolaylaştı. Paris’te Eyfel’in tepesinde romantizmi koklayabilir, Barselona’da Gaudi’nin şaheseri Sagrada Familia Kilisesi görebilir, Venedik’i gondollarla keşfedebilir ve Roma’da Kolezyum’un duvarları içerisinde gezebilirsiniz.


  Paris

Romantik şehir Paris’te; dünyaca ünlü Eyfel Kulesi’ni gezebilir, dünyanın dört bir yanından toplanmış şaheserlerin bulunduğu Louvre Müzesi’nde sanata doyabilir, Gotik tarzda yapılmış birçok romana ve filme konu olmuş büyüleyici Notre Dame Katedrali’ni yakından görme şansını elde edebilir ve romantik tepe Sacre-Coeur’a çıkarak şehre kuş bakışı bakabilirsiniz.

12 dakikalık kısa bir süre de metro ile Versay’a gidebilir ve Fransız Devrimi’ne dek asil ailenin ana evi olan Versay Sarayı’nı gezebilirsiniz. Versay’dan, Amsterdam’ın ana tren istasyonuna iki transfer ile 4.30 saatlik bir yolculuk ile ulaşabilirsiniz.

Amsterdam

Amsterdam’ın kalbinde yer alan Anne Frank Müzesi’ne adım atabilir ve II. Dünya Savaşı’nın şehirde açtığı yaraları yakından görebilirsiniz. Birbirinden güzel evleri ve kanallarıyla herkesi büyüleyecek efsane şehir Amsterdam, ünlü ressam Van Gogh’un eserlerini ziyaret edebilir, ünlü Red Light Sokağı’nı arşınlayabilir, Heineken Deneyimi’ne katılarak farklı bir hava soluyabilirsiniz ve şehrin en gözde parkı Vondelpark’ta oturarak Amsterdam’ı yaşayabilirsiniz. 

Berlin
 
6 saat 15 dakika süren bir yolculuk sonucunda Amsterdam’dan, Almanya’nın kalbi Berlin’e ulaşabilirsiniz.
 
Soğuk Savaşı’n etkilerini derinden yaşamış olan Berlin’e giderek, hala bir kısmı duran ve Berlin’i doğu-batı olarak bölmüş Berlin Duvarı’nı görebilirsiniz. Bir açık hava müzesi olan Berlin Duvarı Müzesi’nde duvarın tarihini, kaçmaya çalışan insanların hikâyelerini ve ilginç öyküleri izleyebilirsiniz. Şehrin en önemli noktalarından olan Holokost Anıtı’nı ziyaret edebilir, ünlü sanat galerisi East Side Gallery’i gezebilir, büyüleyici Berliner Katedrali’nin ihtişamını yakından görebilir ve şehrin kalbinin attığı birçok meydanlarda yürüyebilirsiniz.


 
Prag

Berlin’i yaşadıktan sonra Avrupa’nın gözde destinasyonlarından olan Prag’a 4 saat 40 dakikada ulaşabilirsiniz.

Şehrin en popüler ve en önemli yapıtı Charles Köprüsü görülmesi gerekenlerin en başında yer alıyor. İki farklı kişiliği olan bu şehir gündüzleri oldukça kalabalık geceleri ise oldukça sakin. Ünlü yazar Kafka’nın evini, peri masallarını andıran Prag Kalesi’ni ve görkemli St. Vitus Katedrali’ni ziyaret edebilirsiniz.

Salzburg

Prag’tan şarkıların sesi Salzburg’a 6.30 saat süren tren yolculuğu ile ulaşım sağlayabiliyorsunuz.

Avusturya’nın tepeleri müziğin sesiyle canlı kalıyor. Mozart’ın şehri olan Salzburg, Mozart ile anılıyor. Birçok Hollywood filminde gördüğümüz büyüleyici manzaralara ev sahipliği Salzburg’un tepelerini ve gölünü mutlaka görmelisiniz. Müziğin Sesi Müzesi, Mozart’ın doğduğu evi, Mozartı’ın Evi’ni ve Hohensalzburg Kalesi’ni görebilirsiniz.

Füssen

Mozart’ın yürüdüğü şehri arşınladıktan sonra 3.50 dakika süren tren yolculuğu ile Almanya Füssen’e ulaşabilirsiniz.
 
Dünyanın en çok fotoğraflanan kaleleri burada yer alıyor. Bavyera Kralı II. Ludvig tarafından yaptırılmış 19. Yüzyıl yapısı Neuschwanstein Kalesi’ni ziyaret etmelisiniz. Walt Disney’in çizgi filmi olan Sindirella’nın yaşadığı kale bu kale baz alınarak oluşturulmuş.

Venedik

8 saat 35 dakika süren, üç transferle uzun bir yolculuk ile kanallarıyla dünyaca ünlü Venedik’e varabilirsiniz.

Gondollarla gezebileceğiniz ve gördüğünüzde aşık olacağınız İtalya’nın incisi Venedik gerçekten de nefesleri kesiyor. Rönesans sarayları, etkileyici San Marco Bazilikası ve meydanı, Rialto Köprüsü, çan kulesi, Ahlar Köprüsü ve Büyük Kanal mutlaka görülmesi gereken yerler.

Floransa

Sanatın kalbinin attığı Floransa’ya 2.5 saat süren bir yolculuk sonunda varabilirsiniz.

İhtişamlı, büyüleyici ve devasa boyutlardaki Floransa Katedrali’nin çevresinde gelişen bu şehre şaşkın şakın bakmak çok alışıldık bir durum. Ünlü heykeltıraş Michaelongelo’nun, dünyaca ünlü heykeli David burada bulunuyor. Her köşesinde sanatın bulunduğu bu şehirde, Akademi Galerisi’ni, geçmişten bu güne birçok kuyumcunun yer aldığı ünlü Vecchio Köprüsü’nü ve Uffizi Galerisi’ni gezebilirsiniz.

Roma

İtalya’nın kalbi diyebileceğimiz Roma’ya, sanatın merkezi Floransa’dan 1.30 saatte gidebilirsiniz.

Roma İmparatorluğu’nun en büyük ve dünyaca ünlü yapısı Kolezyum’u görmek ve tarihi duvarları arasında gezmek unutulmaz bir deneyim olacaktır. Aşk Çeşmesi’ne giderek para atabilir ve dilek dileyebilir, senede bir kez ünlü defilelerin yer aldığı İspanyol Merdivenleri’ni ziyaret edebilir ve dünyaca bilinen markaların mağazalarını görebilir, büyüleyici Pantheon’a uğrayabilir ve tarihi Roma Forumu’nu ziyaret edebilirsiniz. 

Vatikan

10 dakika süren bir metro yolculuğu ile Roma’nın içinde ayrı bir şehir statüsüne sahip, Papa’nın evi Vatikan’a gidebilirsiniz.

Üzerinde aziz ve azizelerin heykellerinin bulunduğu devasa sütunlarla çevrili bu şehrin en önemli yapısı altında Aziz Peter’in gömülü olduğu St. Peter Bazilikası’dır. Dünyanın en büyük müzesi, göz alıcı sanat eserleri, freskler ve vitray camları ile herkesi büyülüyor. Kubbesine tırmanarak şehri görme imkânı da sunuyor. Vatikan’a gelmişken dünyaca ünlü sanatçıların önemli eserlerine ev sahipliği yapan Vatikan Müzesine ve müzenin içerisinde yer alan, Papalık seçimlerinin yapıldığı Sistin Şapeli’ni ziyaret etmelisiniz. Sant’Angelo Kalesi ise şehrin bir parçası.

Monte Carlo
 
7 saate yakın süren ve 2 transfer gerektiren bir tren yolculuğu ile Monako, Monte Carlo’ya yolunuzu çevirebilirsiniz.

James Bond filmleriyle tanıdığımız filmlerin ana kilit noktası Monte Carlo Gazinosu, Monako’nun muhteşemliğini yansıtan önemli noktalardan bir tanesi. Prensin Sarayı’nı, Monako Katedrali’ni mutlaka görmelisiniz.

Barselona

Ve son destinasyon en uzunu olan Barselona yolculuğu. 4 transfer ile 10 saate yakın süren bu yolculuk her şeye değer.

Gaudi’nin dünyaya ün salmış, Avrupa’nın en tanınan ve bitmemesiyle ön plana çıkan görkemli yapıya 1882 yılında başlanmış. Bir Roma Katolik kilisesi olan Sagrada Familia görenleri kendine hayran bırakıyor. Şehirde ziyaret edebileceğiniz birçok müze, park ve ünlü stadyumları bulunuyor.