Unesco Dünya Mirasları – Truva ve Hikayeleri

Homeros’un Ilyada adlı eserinde tüm dünyaya tanıttığı, yıllarca edebiyata, sinemaya konu olan, Rönesans’tan Hollywood’a kadar sayısız yaratıcılık ilhamı çıkarmış meşhur şehir Truva bildiğiniz gibi Çanakkale sınırları içinde yer alıyor.

5 Bin Yıllık Tarihiyle Truva

Truva’yı Homeros çok meşhur etse de aslında şehrin tarihi Homeros’tan çok daha eskilere, Tunç Devri'ne dayanıyor. Truva’yı uzmanlar M.Ö. 3000’e tarihlendiriyorlar. Evet, yanlış duymadınız, Çanakkale’deki kalıntılar 5 bin yıllık bir tarihe, birbiri üzerine kurulmuş ve yıkılmış 9 tane şehre ait.

Aynı Efes gibi zamanında liman kenti olan ancak sonrasında nehirden gelen alüvyonlarla tıkanarak karaya dönmüş liman Truva’dan kaybolalı çok olmuş. O yüzden 1870 yılında Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından kazıları başlatılmış ören yerini gezerken bir liman görüntüsü beklemeyin.

Sokakları sanki hala canlı gibi gelen Efes’ten farklı olarak Truva’ya gittiğinizde zaten pek bir şehir görüntüsü bulamayacaksınız. Gerçek anlamda harabe demek gerek Truva için. Ama içinde barındırdığı tarihi bildiğiniz zaman, bastığınız toprağın altında yatan 5000 senenin gücünü hissediyor ve ne kadar önemli bir noktayı ziyaret ettiğinizi anlıyorsunuz.

Homeros'un Hikayesi

Homeros’un hikayesi malumdur, uzun uzun anlatmaya bu sayfa yetmezse de kısaca hatırlayalım... Truva kralının oğlu Paris, Sparta Kralı’nın karısı, güzelliğiyle ünlü Helen’e aşık olur ve tutup onu Truva’ya kaçırır. Buna sinirlenen Yunanlar (Spartalılar) Helen’in kocası Menelaus ve onun kardeşi Agamemnon komutasında dev bir orduyla Truva’ya saldırırlar.

Akhilleus (Aşil) rolünü oynayan Brad Pitt’in tüm yakışıklılığıyla boy gösterdiği popüler Hollywood filminden sahneleri hatırlarsınız. Kahramanlıklarıyla Yunan ordusunun şehri almasını engelleyen ve kardeşi Paris’i koruyan Hektor, Akhilleus tarafından öldürülür.

Şehri bir türlü alamayan Yunanlar tarihteki o meşhur hileye başvurur ve içi boş tahta bir at heykeli bırakırlar sahile. Truvalılar bu heykeli ganimet olarak şehrin içine çekerek götürdüklerinde içine saklanmış Yunan askerleri olduğunu bilmemektedir. Gece şehrin halkı uyuduğunda harekete geçen askerler yakıp yıkmaya başlar ve dışarıdaki orduyu içeri alır. Bu Truva’nın, yani Homeros’un tarif ettiği ve 7nci Truva şehrinin yıkılışı ile son bulur.

Akhilleus ise Paris’in attığı bir ok ile topuğundan vurularak ölür. Mitolojideki hikayeye göre tanrıça Thetis, oğlu Akhilleus’u doğduğunda ölümsüzlük ırmağı Stynx’e ölümsüz olsun diye yıkamak için batırırken sol topuğundan tutarak batırmış. O yüzden Akhilleus’un tüm vücudu ölümsüzken yalnızca Paris’in okuyla deldiği sol topuğu ölümlüymüş ve Akhilleus yalnızca buradan öldürülebilirmiş. İşte bu da meşhur Aşil topuğu, Aşil tendonu isimlerinin koyuluşunun ardındaki hikaye.

Pek çok esere ilhan kaynağı olan Truva

Popüler kültüre mal olmuş bir çok deyim ve hikayenin (Aşil topuğu, Truva atı, Paris ve Helen) kaynağı, mitolojinin en büyük iki eserinden (Ilyada ve Odessa) birinin en renkli hikayesinin sahnesi ve tarihteki en önemli şehirlerden biri olan Truva (Troya), 1996 tarihinden beri UNESCO Dünya Kültür Mirasları arasında yer alıyor ve ülkemizde bu listeye giren 15 tarihi eserden birisi.

Bir Çanakkale rotası Tevfikiye köyünün ardına geçilerek mutlaka Truva gezisi ile süslenmeli. Etrafta maalesef görecek fazla bir şey yok, söylediğim gibi, ancak Hisarlık tepesinde gözlerinizi kapayıp da Paris’i, Hektor’u, Helen’i, Agamemnon, Menelaus ve Akhilleus’u düşünüp kendi küçük yolculuğunuza çıkabilirsiniz. Modern kültürü en çok etkilemiş hikayelerin geçtiği Truva, yurdumuzun en önemli kültür miraslarından.