Bir Deniz, İki Yaka Kol Kola: Ayvalık

Bu anlamlı cümleyi duyunca durur muyum? Düştüm yola, rotam Ayvalık... Bir denizin iki yakasına karşılıklı kurulmuş, birbirlerine dostça göz kırpan iki güzel belde, Ayvalık ve Midilli. Aynı kültürlere sahip, aynı sofraya oturup, isimleri bile aynı olan yemekleri yiyen, aynı içkiyi içen, tavernalarda aynı müziği çalan, aynı dansları yapan iki dost halk... 

Kaytan bıyıkları ile ayakkabılarının arkasına basıp kahveye gider tavla oynar iki yakanın delikanlıları,  dedelerinden kalan kültürleri sürdüren evlatlar... Acılı bir mübadele ayıbını yaşamış ve hala birbirlerinin dilini konuşan, politikacılara aldırmadan yürekleri karşı yakada olan iki dost halk.

Yunanistan'a ya da Yunan adalarına gittiğinizde horon, kasap, halay ya da zeybek oynayan gençler görürseniz sakın şaşırmayın. Karadeniz bölgesinden göçmüş Pontusların ne kadar güzel horon oynadığına,İzmir Harmandalı ile Yunan zeybeğinin kurgusal yapısının birbirine nasıl benzediğine şaşırabilirsiniz. Bizleri bir araya getiren, iki halkın kültürlerinin birlikte yoğrulmasıyla oluşan işte bu kültürel beraberlik. Sadece kültürel mi? Alışkanlıklarımız da benzemiyor mu? Müziğimiz... Uzo ve rakımız (Uzonun Bergama'dan gittiği söylenir)...

Özet olarak biz iki yaka halkı yaşamı, kültürü paylaşıyoruz. Mübadeleye kadar her şeyi birlikte yapmışız; yaşanan acı olaylardan sonra da herkes göç ettiği yerde ortak ananeleri, alışkanlıkları ufak değişikliklerle devam ettirmiş.

Antik Çağ'ın 'Kidonia'sı AyvalıkÇocukluk anılarımda ilk tatillerim olarak hayal meyal yer alan, sonrasında yaşadıklarımla da bir başka anlamı vardır benim için bu güzel beldenin. Ayvalık deyince ilk aklıma gelenler; daracık taş döşeli sokakları süsleyen, inanılmaz güzellikte bir mimari, işçilik ve çok dekoratif elementleri ile sıra eski evler... Hangi sokağa girseniz başka bir güzellik sizi karşılıyor ve şaşırıyorsunuz. Çoğu restore edilmiş, şık butik oteller, konuk evleri, pansiyonlar... Kim bilir ne hayatların yaşandığı, koruma altına alınmış, restorasyonu devam eden konaklar ve boynu bükük duran, tarih yorgunu evler... Sessizce sıralarını bekler gibi...


 
Camiye dönüştürülmüş kilisenin güzelliği,  köy kahveleri, antika dükkanlarından bahsetmeden de geçmeyelim.

Her bir dükkanda saatler geçirebilirsiniz. Ummadığınız kadar eskiler kullanılarak yapılmış, nostaljik takılar, örtüler, şahmerdanlar ve çeşitli antika eşyalar sizi şaşırtacak. (Cumartesi günleri bitpazarını kaçırmayın.) 

Şeytan Sofrası'nda gün batımı... Türkiye'nin birçok beldesinde çok güzellerini izlemiş olsanız da, belki de en güzel günbatımına burada tanıklık edeceksiniz. Şeytanın ayak izi efsanesine aldırmadan...

Eşsiz kumu, denizi, kumsalı ile Sarımsaklı...

Akvaryum gibi berrak, tertemiz deniziyle Badavut...

Ya Ayvalık'ın inci tanesi; taş döşeli dar sokakları, yaşanan acılı mübadele öncesinden kalma eski taş evleri, Rum kiliseleri ve manastırları ile bir tarihi yaşatan, kıyısındaki balıkçıları, kafeleri, Taş Kahvesi, zeytinyağ ve peynircileri ile ünlü Cunda Adası...

Ayvalık'a bağlı olduğu köprü de Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü olma özelliğini taşıyor. Eski bir manastırı restore ederek bir müze açan Koç ailesi de ada halkına güzel bir armağan vererek ününe ün katmış.

Balık mı dediniz? Elbette papalina, tap taze, çıtır çıtır...

Sakızlı dondurma yemeden dönülmez... Sakızlı kurabiye (çarşı içindeki tarihi Güler Tatlıhanesi'ni tavsiye ederim; tulumba ve lor tatlısını da mutlaka deneyin.)


 
Bu güzel kentimize bu kez bambaşka bir nedenle gittim. (Bazı yazılarımda okumuş olabilirsiniz; hobilerimden biri dans) 

26-27 Kasım tarihlerinde, Ayvalık'ta "BİR DENİZ, İKİ YAKA KOL KOLA" etkinliği, Ege dostluk dansları buluşması için çıktım
yola...

Çeşitli illerin dans toplulukları, dans severler ve çeşitli üniversitelerden çok değerli hocalarımızı buluşturan etkinlik çerçevesinde, iki yakanın dans atölyeleri, benzerlikleri, ortak yanları konulu paneller, sohbetler olacak, iki yakanın dansları sunulacak. Bizler de kendi danslarımızı sergileyerek karınca kararınca katkıda bulunacağız. 
 
Etkinlik, cumartesi sabah 11.00'de Cumhuriyet Meydanı'nda dans gösterileri ve kortej yürüyüşü ile başladı.

 

Veysel Aymaz hocamız yönetiminde Sirtaki ve Harmandalı atölyesi, çeşitli üniversitelerden (Ankara, Ege, İstanbul Teknik, Sakarya Üniversiteleri ve Kültür Bakanlığı) çok değerli katılımcıların, hocamız Veysel Aymaz'ın aydınlatıcı konuşmalarının yer aldığı ‘İki yaka dans ve müzik' başlıklı paneli ile de gün boyu devam etti.

Akşam, otelimizdeki (Orchis - eski bir sabunhane, şimdilerde şık bir butik otel) Dostluk Dansları gecesinde çeşitli danslar sergiledik..
 
Pazar, son gün sabah "Şeytanın Kahvesi"ndeki buluşmada Ayvalıklı ve diğer yörelerden gelen dostlarla sohbet ettik, kaynaştık, sokakta dans etmenin keyfini yaşadık.

Kahvenin sahibine sordum, neden bu isim? "Şeytan cennetten kovulunca bizim kahveye kaçmış" diyerek gülüyor ve devam ediyor: "Midilli'de taa çocukken almış dedem bu lakabı." Nedenini tahmin etmek zor değil ama yine de soruyorum neden diye: "Yapmıştır bi şeytanlık" diyor yine gülerek.

Sonrasında yine Zeybekiko, Ayvalık Zeybeği ve Hasapiko atölyeleri, bir zeytin fabrikası ziyareti ve eğlenceli “Ege dostluk dansları” gecesi ile iki yaka halkını kucaklayan bu keyifli etkinlik, seneye 4 güne çıkarılarak, 2 gün Ayvalık'ta, 2 gün Ege'nin karşı yakasında (Midilli) yapılması, iki yakanın ortak dans ve müziklerinin araştırılması, Bodrum, Gökçeada gibi yörelerde tekrar edilmesi planları, saygı, sevgi ve hoşgörünün her iki yakada da yaygınlaşması dilekleri ile sona eriyor.
 

Ayvalık ile ilgili dikkatimi çeken ilginç ve göz yaşartan bir olayı da sizlerle paylaşmalıyım. Saat 17:00 civarı birden şehir hoparlörlerinden sesler yükseliyor: "İstiklal Marşımız" ve şehirde hayat duruyor. Şehirdeki tüm insanlar ayakta, saygı duruşunda. Dostlarımız Can Bey ve eşi Meryem Hanım bunun her cuma bu saatte tekrarlanan bir ritüel olduğunu (Cuma 17:00 de bayraklar indirilip, Pazar 17:00 de tekrar gönderlerde göğe yükselirken) anlatıyorlar.

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.