Özellikle son dönemde Tayland’da Tham Luang Mağarası’ndaki mahsur kalan çocuklardan sonra dünyadaki mağaralar oldukça ilgi çekmeye başladı. Hepimizi üzen bu olay sonrası mağaraları bir de bizden dinleyin. Biz mağaraları tarihi ve doğal güzellikleriyle anlatmayı tercih ediyoruz. Bu sebeple sizler için dünyanın farklı coğrafyalarından 6 mağarayı ve özelliklerini derledik. Mağaraları hep bu güzellikleriyle hatırlamak dileğiyle.
The Blue Grotto, Capri - İtalya
Capri Adası’nın simgelerinden biri olan Blue Grotto, adanın kıyısında bulunan bir deniz mağarasıdır. Bu bölgeyi ziyaret eden herkesin uğramak istediği ilk yer olan mağaranın, iki kaynaktan aldığı ışık sayesinde mavi suyu parlar: Sadece bir kayığın girebileceği kadar küçük olan girişi ve girişin altındaki biraz daha büyük delik. Mağaranın içine girilip bakıldığında giriş, parlak beyaz bir ışık olarak görülür ve daha büyük ışık kaynağı olan altındaki delik mavi bir ışıltı yayar. Burası eşsiz güzellikteki mağaralar arasında ilk sıraya koyulmayı hak etmektedir.
The Cave of the Crystals, Chihuahua - Meksika
Meksika’nın Chihuahua eyaletinde, Cave of Chrystals’ın hemen üstünde Kılıçların Mağarası diye Türkçeye çevirebileceğimiz Cave of Swords, 1910 yılında madenciler tarafından keşfedilmiştir. Kılıçların Mağarası, Cave of Crystals yani Kristallerin Mağarası’nın içindeki kristallerden çok daha küçüklerini içinde barındırmaktadır. Kristallerin Mağarası 2000 yılında keşfedilmiştir ve içinde dünyanın en büyük doğal selenit kristalleri bulunur. Burada bulunan en büyük kristal 12 metre uzunluğundadır.
Fingal's Cave, Staffa Adası - İskoçya
Bu muhteşem deniz mağarası, İskoçya’daki ıssız bir ada olan Staffa Adası’nda yer almaktadır. Volkanik kökenli adanın ve içinde bulunan Fingal Mağarası’nın en dikkat çekici özelliği içindeki altıgen bazalt sütunlardır. İçi adeta bir kiliseyi andıran Fingal Mağarası’na dalgalar vurunca korkutucu ama görkemli bir atmosfer oluşmaktadır. Mağaran adını James Macpherson’ın “Beyaz Yabancı” anlamına gelen Fingal kitabından almıştır.
Glowworm Cave, Waitomo - Yeni Zelanda
Dünyaca ünlü bu mağara, adını aslında ateşböceklerinden alır. “Glowworm” diye adlandırılan, bildiğimiz sivrisineklerin biraz daha büyüklerinin milyonlarcası bu mağarada yer almaktadır. Yeni Zelanda’da yaşayan bu ateşböcekleri larva evresindeyken diğer böcekleri yakalamak için uzun, ipeğimsi parlak iplikler bırakırlar. Rüzgâr yüzünden kopabilecek bu iplikleri dışarıda oluşturamayan ateşböcekleri sadece rüzgâr almayan, kapalı mağaralarda ya da ormanın derinliklerinde yaşayabilirler. Bu böceklerin karınları ne kadar açsa ipler de o kadar parlak olur. Günümüzde bilim insanları bu mağarayı çok yakından incelemektedir, buradaki yaşama zarar vermemek için çok dikkatli bir şekilde davranmaktadırlar. Buna rağmen mağara rehberli turlara açıktır. Bu mağarada adeta yıldızlara bakıyormuş gibi hissedeceksiniz.
Lascaux Caves, Motignac - Fransa
Fransızca adıyla Grottes de Lascaux yani Lascaux (Lasko) Mağarası, Fransa’nın Dordogne Bölgesi’nde yer alan Motignac köyü yakınlarında bulunan turistik bir atraksiyondur. İçindeki Paleolitik Çağ’dan kalma mağara resimleri ile tanınmaktadır. 1979 senesinde UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne giren göz kamaştırıcı mağarada bulunan resimlerin 17.000 yıl öncesine ait olduğu düşünülmektedir. Mağaranın keşif hikâyesi de oldukça ilginç zira yürüyüş yapmakta olan dört genç tarafından 1940 yılında keşfedilmiş. Ayrıca mağaraya bağlı olan The Thot adlı merkezde yetişkinler ve çocuklar için tarih öncesine dair atölyeler düzenlenmektedir.
Eisriesenwelt Ice Cave, Werfen - Avusturya
Almanca “Buz Devleri Dünyası” demek olan Eisriesenwelt, Avusturya’nın Werfen kentinde bulunan doğal kireçtaşı ve buzdan oluşan bir mağaradır. Alpler’in Tennengebirge bölümünde Hochkogel Dağı’nda bulunan mağara, dünyanın en büyük buz mağarası olarak kabul edilmektedir. 42 kilometreden fazla uzunluğu olan mağarayı her sene 200.000’e yakın turist ziyaret etmektedir. Eriyen karlar mağaranın içine akarak ve kış boyunca donarak mağarada buz oluşumları meydana getirir.