Slovenya'nın Kranjska Gora Bölgesi Gezisi

Avusturya ile İtalya sınırında yer alan Kranska Gora, Slovenya’nın en ünlü kayak merkezlerinden biri. Her sene Kayak Dünya Kupası ve Kayakla Atlama etkinliklerine ev sahipliği yapan bölge, sadece kış aylarında değil, yaz aylarında da trekking, hiking, binicilik, dağcılık sporlarını sevenlerin uğrak noktası.

Bu bölge aynı zamanda 838 kilometrekarelik bir alanı kapsayan ve 2.864 metre yükseklikteki Triglav Dağı’nı da içinde barındıran Triglav Ulusal Parkı’na da geçiş noktasında yer alıyor.

Biz bu bölgeye Soca Nehri’nde rafting yaptıktan ve meşhur Vrsik Geçidi’ni geçtikten sonra ulaştık. Vrsik Geçidi'nin manzarası mükemmeldi. 

Kranska Gora’da çok sayıda tesis var ve bunlar bizdeki kayak merkezleri gibi sadece kış aylarında açık değil. Bahar ve yaz aylarında da bölgede yapılabilecek çok sayıda aktivite olduğu için her mevsim açık buradaki oteller.

Biz Best Western Hotel’de kaldık. Oldukça merkezi bir otel. İsterseniz oda kahvaltı kalabiliyorsunuz isterseniz konaklamanıza açık büfe akşam yemeğini de dâhil edebiliyorsunuz. Bizim konaklamamız sırasında otel çok güzel bir jest yapıp odalarımıza yöresel birtakım ürünler ve bir de sevimli ayıcık bırakmıştı.

Kranjska Gora aynı zamanda casino’larıyla da biliniyor. Bu nedenle özellikle sınır ülkelerden ziyaretçileri eksik olmuyor.

Sabah saatlerinde gezimize ilk olarak Kranska Gora’ya 2 kilometre mesafede yer alan Jesna Gölü’nden başladık.

Burası küçücük bir göl, ancak etrafındaki manzaralar ve dağların göle yansıması harika. Burası bölgeyi ziyaret eden turistlerin olduğu kadar yerel halkın da popüler noktalarından biri. Özellikle yaz aylarında göl kenarında güneşlenenleri ve göle girenleri görmek mümkün. Biz sabah erken saatlerde gittiğimiz için ortalık oldukça sakindi ve çok güzel fotoğraflar çekebildik. Etraftaki evlerin tamamı ahşap, doğa ile uyumiçinde. Gölün kenarındaki dağ keçisi heykeli ise bölgenin en fazla fotoğraflananyerlerinden.

Buradan sonra dağ bisikleti kiralamaya gidiyoruz. Ufak, şirin bir yerleşim olan Kranska Gora’da çok sayıda bisiklet kiralama dükkânı var. Bunlardan birinden aldığımız bisikletler ve rehberimiz Ales eşliğinde başlıyoruz pedallamaya.

Çevredeki manzaralar o kadar harika ki, bisiklet mi sürelim manzara mı izleyelim derken yaklaşık 7 kilometre gitmişiz. Bu arada gittiğimiz bisiklet yolu bir zamanlar Slovenya ile İtalya arasındaki tren yoluymuş.

Yolda pek çok bisikletli grupla karşılaştık. Bazıları Slovenya’dan bazıları Avusturya’dan bazılarıysa İtalya’dan. Zaten burası sınırda olduğu için ülkeler arası geçiş çok kolay. Bisiklet kiralayıpaynı günde 3 ülkeyi de görebilirsiniz.

Biz 7 kilometre sonunda biraz da yokuş çıkarak Planica Bölgesi’ne ve buranın merkezinde yer alan Nordic Center’a ulaştık. Bisikletlerimizi park ettik. Bu merkezde önce bölge ile ilgili biraz bilgi aldık. Merkezin 2. katında kış sporlarının ve bölgede yapılan yarışların anlatıldığı küçük bir müze var.

Planica, Alpler’de yer alan önemli bir kayak merkezi. Dünyadaki en yüksek kayakla atlama platformu da burada. Pek çok dünya rekoru işte bu kayakla atlama rampalarında kırılmış. Kış aylarında pek çok yarışmaya ev sahipliği yapan merkez yaz aylarındaysa kayakçıların ve kayakla atlamacıların antrenman yaptıkları sahalara dönüşüyor.

Buradaki ilk kayakla atlama rampası 1930’lar öncesinde inşa edilmiş ama profesyonel kullanım için yapılan ilk rampa 1934 senesine tarihleniyor. 1936’da 100 metreyi aşan ilk kayakla atlayış gerçekleştirilmiş. Takip eden senelerde bu rekor çok defa kırılmış.

Biz gittiğimiz dönemde burada antrenman yapan sporcular vardı. İzlerken bile adrenalin tavan yapıyorsa, kim bilir bu sporcular nasıl bir his yaşıyordur demeden yapamıyor insan. Bazı sporcular çok genç. Zaten rehberimizin de söylediğine göre bu spora çok erken yaşta başlanıyor. Yani kişide korku dürtüsü çok gelişmeden. Yoksa öyle belli yaştan sonra o yükseklikten atlamak kolay değil, hatta bence imkânsız.

Kayakla atlayışçıların kayakları normal kayağa göre biraz daha geniş ve uzun oluyor. Tepeye çıkıp atlamayı gerçekleştiriyorlar ve yere değdikleri anda çömelip vücut ağırlıklarını arkaya doğru veriyorlar. Bu da bir nevi fren görevi görüyor. Biz tam oradayken bir sporcu atladı ancak çok fena düştü. Pek çok kişi hemen yanına koşturdu. Neyse ki bir problem olmadı ayağa kalktı ve bir sonraki atlayış için yeniden yukarıya çıktı.

Biz ise uzmanlık alanımız olmayan bu deneyimden uzak durarak daha dişimize uygun bir lokmayı ısıralım dedik ve zipline’a yöneldik.

Burada yer alan zipline dünyanın en hızlısı değil ama en eğimli zipline’ıymış. Önce gittik kıyafetleri ve kaskı giydik. Daha sonra tartıldık. Ağırlığımıza göre sırtımızdaki çantalara ek ağırlıklar koydular. Hadi ben tamamım da Murat’ın gerçekten yükseklik korkusu var. Kendi değimiyle “yüksekten değil, düşmekten korkuyor”!!!

Bizim için güzel bir deneyim olacağı kesin. Hazırlandık. Tam bu arada Avusturya’dan bir grup geldi. Onların da hazırlıklarının tamamlanmasını bekledik ve hazır olduklarında rehberimiz ile birlikte teleferikle tepeye çıktık. Çık çık bitmiyor. Çıktıkça da “acaba?” soruları artıyor, “ama şimdi o kadar çıktık, olmaz ki ben teleferikle döneyim” demeler çoğalıyor. Gel cesaret gel derken yüksekten korkan Murat, “Ben ilk giderim” dedi ama mekanizmaya bağlanırken rehbere sorduğu sorular ağzından titreyerek çıkıyordu.

3, 2, 1… Evet, Murat havalandı. Havadaki çığlığı yavaş yavaş uzaklaşırken sıra bana geldi. Daha önce Güney Afrika’da Sun City’de yapmıştım ama bu kadar meyilli değildi. Biraz korkutucu, ama bu hissi yaşamak istiyorum ve havadayım. Muhteşem! Evet, tek kelimeyle MUHTEŞEM!

Aşağıya inmek en fazla 30-40 saniye sürdü. Aşağıya saatte 85 kilometre hızla indik. İyi ki yapmışız. Siz de gelirseniz siz de mutlaka yapın!

Aşağıda tekrar kıyafetlerimizi çıkarttık ve biraz çevreyi izledik. Burası aynı zamanda Cross Country kayak için de bir merkez. Yaz aylarında burada ayaklarında kayak yerine uzun bir çeşit paten ile antrenman yapan sporcuları görmek mümkün.

Güzel ve adrenalin dolu günün sonunda bisikletlerimizi alarak tekrar Kranska Gora’ya doğru pedallıyor ve yemyeşil doğanın tadını çıkartıyoruz.

Slovenya'nın güzeli: Bled Gölü'nü okumak için buraya tıklayabilirsiniz. Alplerin kucağında Solčavsko Bölgesi ve Logarska Dolina'yi okumak için buraya tıklayabilirsiniz. 

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni