48 Saatte Beyrut, Harissa, Jeita

Lübnan'ın küllerinden doğan başkenti, Doğu'nun Paris'i Beyrut, sizi Fairouz'un eşsiz şarkıları ile davet ediyor.

Vizesiz seyahat edebileceğiniz, hafta sonunuzu geçirebileceğiniz, ülkenin Elie Saab gibi ünlü modacılarını deneyimleyebileceğiniz Hamra'sı ve gece hayatı ile Beyrut... 48 saatte Beyrut gezimizde biz neler yaptık, haydi sen de videomuza göz at. Biz çok eğlendik. Beyrut gerçekten TV'de göründüğü gibi değil.

Beyrut'ta Gezilecek Yerler

harissa

1. Harissa (Our Lady of Lebanon)Türkçesi Hz. Meryem'in heykeli. 15 ton ağırlığında. Teleferikle tek yön 15 dakika çıkıyorsunuz. Taksi uygulaması Careem ile yaklaşık 8 dolara Downtown bölgesinden gidiyorsunuz. Bütün Beyrut ve Jounieh, Akdeniz manzarası ayaklarınızın altında. Yaklaşık bir saat gezmeniz yeterli. Nasıl bir yer olduğuna videomuzda yer verdik.

jeita grotto

2. Jeita Grotto Mağarası
Bizce hak ettiği konumda değil. İnanılmaz güzel. Büyüleyici. Zaten dünyanın yeni 7 harikası adayı olmuş, kıl payı kaçırmış. Bizce o listede olmalı. Sanki yer yarılmış, yerin içinde yaşayan bir kavim helak olmuş. İçerisi videolarda göründüğünden çok daha büyüleyici. Kendimizi Indiana Jones film serilerinden birinde sandık. İçeride kamera/cep telefonu yasak. Dolap içerisine kilitliyorlar. İki kattan oluşuyor mağara. Üst kısımda yürüyorsunuz. Alt kısma trenle geçip, orada da eşyalarınızı kilitleyip, içerisindeki sala biniyorsunuz. Sal ile geze geze gidiyorsunuz. Müthiş. Mutlaka ama mutlaka gidin. Burada taksicinizin sizi bir saat beklemesini isteyebilirsiniz. Çünkü buraya toplu taşıma yok. Otostop da yapamazsınız. Ya turla geleceksiniz ya da bizim yaptığımız gibi taksiciyi bir saat bekleteceksiniz. Tüm katları biz bir saatte bitirdik. Nasıl bir yer olduğuna videomuzda yer verdik.

zaytounay bay

saint george hotel beach

3. Zaytounay Bay
Bizce Beyrut'ta bir Miami, bir Dubai yaşamak istersiniz mutlaka gidin. Marinası ve yürüyüş parkuru ile tüm Beyrutluların göz bebeği. Akşam saat 16.00 ve sonrası gibi gidin hem gündüzünü hem akşamını görün. Oteller ışıl ışıl, restoranlar çok güzel. Starbucks, Zaatar w Zeit, PF Changs gibi pek çok zincir restoran/kafe bulunuyor. Marina'daki yatları gözlemleyin. Hatta koy boyu yürüyün STOP SOLIDERE yazılı savaş mağduru Saint George Oteli’ni göreceksiniz. Bu otelin havuzu ile yürüyüş parkuru arasında hiçbir barikat yok. Şaşırtıcı. Nasıl bir yer olduğuna videomuzda yer verdik.

downtown

downtown

4. Downtown
Beyrut'un Nişantaşı'sı. Savaş sonrası binalar Solidere firması tarafından yenilenmiş. Bizce oldukça güzel olmuş. Açıkhava savaş anıtı insanları her anlamıyla çok rahatsız edebiliyor. Özellikle turizmden para kazanan ülkeler için bu durum çok daha önemli (Saraybosna'da çok tedirgin olmuştuk) fakat Beyrut'ta Downtown gerçekten aslına uygun yapılmış. Beyrutlular burayı protesto edip, gitmiyorlar. Pek çok dükkân kapanmış. Restoran ve kafeler sinek avlıyor. Place d'etoile yani Yıldız Meydanı'ndaki Abdülhamit Osmanlı dağılmadan önce bir saat kulesi yaptırıyor. Fakat bu saat kulesi savaşta yıkılıyor. Savaş sonrası Rolex ile saat kulesi aslına uygun yenileniyor. Downtown ve Solidere davası aslında çok uzun. Neden boykot edildiğini internetten araştırabilirsiniz. Nasıl bir yer olduğuna videomuzda yer verdik.

5. Martyr's Square
Türkçesi Şehitler Meydanı. Savaşta hasar görmüş, savaş simgesi haline gelmiş bu anıtı akşam saat 15.00-16.00 gibi ziyaret edin. Gündüz vakti tepenizde güneş olacağından, pek keyifli gezeceğinizi söyleyemeyiz. Zira gölge olabilecek bir şey yok. Mavi kubbeli camii, onun yanındaki katedral ve eski Roma Hamamı kalıntıları bu alanla Downtown kesişiminde. Çok fazla zamanınızı almaz. Yaklaşık yarım saatte turunuzu bitirebilirsiniz.

gemmayezh

6. Sursock Museum - Sursock Müzesi
İbrahim Sursock ve ailesi Lübnan'ın önemli ailelerinden ve bizdeki Sabancı ve Koçlar gibi onlar da müze yapmışlar yıllarca kullandıkları köşklerini. Üstelik bu müze ücretsiz ve önemli sergilere imza atıyor. Bizim kaldığımız yere- Downtown Gemmayezeh bölgesinden yaklaşık 10-15 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz. Bahçesindeki kafede kahvaltı yapabilirsiniz. İçeride ücretsiz internet mevcut. Nasıl bir yer olduğuna videomuzda yer verdik.

7. Corniche - Korniş – Kordon
Sabah ve akşam saatlerinde insanların yürüdükleri, koştukları, bisiklete bindikleri bir yer. Öğle sıcağında yürünmez. Zira biz ekim ayında gittik. Resmen piştik. Yürümedik. Careem taksimiz bizi birkaç dakika bekledi. Atladık taksimizle devam ettik kordon boyunca. Pek çok blog yazarı yürüyün, mutlaka yürüyün falan yazmış. Sakın ola! Nasıl bir yer olduğuna videomuzda yer verdik.

hamra

8. Beirut Souks
Burası açık hava alışveriş merkezi. Downtown bölgesinde. Tüm Beyrut burada sanki. Pazar günü resmen tüm Beyrut oradaydı. Ama zengin kesimi. İstinye Park desem değil. Kanyon desem değil. Özellikle çocuğunu alan gelmiş. Hatta yetmemiş, çocuklarının bakıcılarını da alıp gelmişler. Üzüldük o bakıcılara. Üniformalı dadılar. Bununla ilgili Ece Temelkuran, Beyrut'ta yazdığı Muz Sesleri romanında yer vermiş. O kitabı iki kez okudum ve daha farkında olmamızı sağladı. Bu dadılardan şanslı olanları üniforma giymiyor. Hatta şanslı olanlar pazar günü çalışmıyor. Pazar günü çalışmayan Filipinli bakıcılar pazar ayini için Hamra Caddesi üzerinde St. Francis Kilisesi'ne gidiyorlar. Biz de Muz Sesleri'nin izninden giderek St. Francis'i özellikle ziyaret ettik. Nasıl bir yer olduğuna videomuzda yer verdik.

9. Mandoloun
Beyrut'u şöyle düşünün "açık hava gece kulübü" gece boyu dımtıs dımtıs gümbürtüsünün insanların kahkahalarına, korna seslerine, birbirine tokuşturulan kadehlere ve "buradan sonra nereye gidelim?" sorularına karışan bir şehir. Havalimanından bizi otele getiren taksici Downtown bölgesindeki tüm otellerin çatısındaki gece kulüplerinden çıkan lazer-ışık şovlarına ve havadaki club müziğini gösterdi. Tüm otellerin çatısı birer gece kulübü. Bunlar sabah 6'ya kadar açık. Biz de cumartesi gecesi ilk önce Gemmayzeh yönünde Mar Mikhael'e gittik. Ardından Feb30 Club (rezervasyon gerekli), sonra Mandolun (rezervasyon gerekli) şans eseri gittik. Mandolun'de kişi başı minimum 75 dolar harcama zorunluluğu var ama insan ömründe burayı görmeli diyoruz. Beyrut'un tüm jetset'i burada. Gece kulübü, restoran, müzikhol hangisine sokacağıma şaşırdım. Dresscode- giyinme kuralı var dikkat! Zira güvenlik içeri sokmaz. Kapısında da o biçim arabalar.

rouche - pigeon rocks

10. Pigeon Rocks - Güvercin Kayalıkları
Önünde fotoğraf çektirmezseniz ülkeden çıkartmıyorlar. Beyrut'a gitmediniz kabul ediliyor. :)

Gitmeden önce seyahat uyarıları kısmını okumanızı tavsiye ederiz. Anlık seyahat uyarılarını almak için Twitter'dan bizi takip edin.

Ülkeden biraz bahsedersek, yıllar yılı iç savaş yorgunu Beyrut, Osmanlı'dan 1915 dolaylarında göç etmiş Ermeni halkın çoğunlukta olduğu bir şehir. Ermeniler genellikle Eşrefiye Mahallesi’ndeler.

**Taksici uyardı. Her mahallede artık dinsel ayrım yok, dedi. Bizce var. Mesela Gemmayzeh'te Hristiyan nüfusun malikâneleri falan o biçim ve savaşta zarar görmemişler. Hamra - Doğu Beyrut tarafı biraz savaş yaralısı kalmış.

Ülkeyi dolaşırken kulağınız başta Fairouz (Arapçada turkuaz anlamına gelir; ülkenin en önemli ses sanatçısıdır), Nancy Ajram, Yara, Elissa, Hafa Wehbe, Rola, Sabah (Antakya göçmenidir), Ramy Ayach... Şarkıcılarını zaten yaz yaz bitmiyor. Müziklerden bir deste için seyahat müziklerim kısmından dinleyebilirsiniz.

Gitmeden önce Ece Temelkuran'ın Muz Sesleri kitabını okumanız, Beşir'le Vals filmini izlemenizi tavsiye ederim.

Beyrut Havalimanı'nda toplu taşıma yok! Daha doğrusu ülke genelinde yok. Tek ulaşım taksi. Bunun için en kolay yol: Careem. Careem bir taksi uygulaması. Türkiye dâhil dünyanın pek çok ülkesinde faaliyette. Özellikle Beyrut'ta bizim çok büyük yardımcımız oldu. İnterneti olan yerlerde Careem uygulamasını kullanarak Careem'den şoför çağırdık ve birkaç dakika içerisinde kapımıza geldi. İsterseniz, bir yerden bir yere ne kadar taksi ücreti ödeyebileceğinizi hesaplayıp buna göre Careem'den taksinizi çağırabilirsiniz. Taksi şoförünün bilgileri, puanı, araç bilgileri anında ekranınıza düşüyor. Hatta taksicinin sizi alacağı noktada sizi kolay tanıması için açıklama bile girebilirsiniz.

Beyrut Havalimanı'nda varış katında (arrival floor) Cafematik yönünde 2. kapıda Careem şoförü sizi alıyor. Havalimanında ilk 30 dakika internet ücretsiz.

Otelimiz Downtown bölgesinde olduğundan her yere oldukça kolay ulaşım imkanımız vardı. Bu bölgeyi güvenlik açısından özellikle seçtiğimi belirtmek isterim. Careem ile taksi bizi hiç bekletmeksizin birkaç dakikada kapımızda oldu.

Careem uygulaması ile taksi ödeme sorunu da ortadan kalkmış. Taksiye binmeden önce taksiciyle pazarlık yapma, gittiğiniz yerde kendinizi güvende hissetme açısından da devamlı GPS takibinde olduğundan sizde uygulama üzerinde gittiğiniz yeri görebiliyorsunuz. Taksinin nerede beklediğini görebiliyorsunuz. Hatta taksici sizi whatsapp üzerinden bile arayabiliyor. Müthiş! Ödeme kısmında isterseniz ön ödemeli - kontörlü şekilde devam edebilirsiniz. Yani kredi kartınızla kredi yükleyebilirsiniz. Ya da sanal kredi kartınız veya normal kredi kartınızı Careem sistemine yükleyebilirsiniz. Ya da Emirates ve Etihad Havayolu şirketleri mil kazanım programlarından kazandığınız milleri Careem kredisine de dönüştürebilirsiniz. Hatta her yolculuktan Emirates mil kazanım programından da mil kazanabiliyorsunuz. Her şey harika düşünülmüş.

Örneğin Harissa Teleferik bölgesi olan Jounieh sahil tarafından Jeita Grotto Mağarası'na gitmek için dünyanın yolunu gittik. Careem ile sadece 16 dolar ödedik.

Lübnan'da kendi para birimi olan Livre çok yaygın değil. Her şey Amerikan doları -USD üzerinden ödeniyor. Hayat standardı ve ücretler oldukça yüksek. Özellikle bir gece 4 yıldızlı bir otel için 100 dolar ideal.

Evet, üstte yazdıklarım Beyrut için kısa kısa sanki bir özetti.

Şimdi gelelim detaylara...

Bazı bayraklar vardır, renkleri ve şekli, amblemi bir farklıdır. Bazı renkler bir araya gelince sanki insanı acıktırır. Lübnan bayrağı da hep bir ilgimi çekmiştir. Dünya üzerinde başka var mıdır, başka hangi bayrakta bir ağaç figürü var? (bu cümleyi buraya yazdıktan sonra araştırdım. Bir de teeee dünyanın bir ucundaki adını dahi kusura bakmasınlar yeni öğrendiğim Norfolk Island ülkesinin bayrağının da tam ortasında bir çam ağacı olduğunu, genel kültür hazineme belki bir daha kullanılmamak üzere kaydettim.)

Esas konumuza dönelim, konu Lübnan bayrağı. Lübnan bayrağındaki beyaz bana "labne”yi, kırmızı "domates sosunu"; ağaç ise ağaç gibi değil de sanki bir yeşilliği, naneyi-biberiyeyi falan anımsatıyor. Bilmem bundan mıdır, Lübnan mutfağı denildiğinde benim aklıma önce bayrağı geliyor. :)

Bu arada labne peynirinin kökeni Lübnan'dan geliyor. Bayrak mevzusunda diğer detay ortadaki ağaç "cedar" diye yazılan sedir ağacıdır. İlkokulda sıra arkadaşımın adı Sidar'dı. İlk kez bu ismi duymuştum. 8 yaşındaki bir çocuk olarak anlamını sormuştum. Çocuk yine bilmişti. Gerçi o, o zaman ağaç gölgesi gibi bir şey sallamıştı ama ağaç kelimesinden yakalamıştı. Aslında cedar diye her yerde çıkan ve ülkenin bayrağına amblem olarak geçen cedar, Sidar kelimesinin tam kendisiydi.

Lübnan ülke topraklarında bulunan bu önemli ağaç ile övünür. Lübnan bir çöl ülkesi değil. Kış turizminin de olduğu bölgede bence pek keşfedilmemiş kayak merkezi. Harissa ve Jeita Grotto'ya çıkarken görebilecekleri, teleferik boyu ağaçlar da sedir ağacıdır.

Lübnan denilince insanların aklına beyaz entarili, kara peçeli Araplar katiyetle gelmesin. Zaten Lübnanlılar Arap olduklarını iddia etmeyip, kendilerini Levanten, Fenikeli olarak tanıtırlar. Bakmayın siz konuştukları dilin Arapça olduğuna.

Ülkede resmi dil Fransızca. Hatta katıldığım kongrede Lübnanlıların bazı grupların Fransızca, bazı grupların Arapça konuşmasını anlamamıştım. Yetiştikleri ortam ve aile faktörü işe yarıyormuş. Mesela varlıklı bir aileye mensupsanız aile içinde bile Fransızca, eğer alelade bir aileye mensupsanız Arapça konuşulduğunu öğrenmiştim.

Arap dünyasının içinde fakat dışında bir ülke Lübnan. Ülke nüfusunun %40'ı Hristiyan Ermeni ve ülkenin yönetiminde nüfusu büyük.

Ülkedeki çıkan iç savaşta yıkılan, harabe olan Downtown Beirut bölgesindeki binalar, ülkenin önemli Ermeni kökenli şirketi Solidere tarafından satın alınarak, aslına uygun kalınarak inşaat edilerek bugün Beyrut'u yeniden cazibe merkezi haline dönüştürmeye başlamıştır.

Lübnan, Arap dünyasını müzikle besliyor. Arap Dünyası sanatçılarının belki yarısından fazlası bu ülkede. Aslında düşününce dolaylı olarak Türkiye ve diğer yakın coğrafyadaki ülkelerin müziklerini de besliyorlar. Hangi birini yazayım bilmiyorum ama o kadar çok takip ettiğim sanatçı var ki... Herkes Lübnan = Fairouz diyecektir. Evet, haklılar ama dahası var. Bunu da bilmekte fayda var.

Beyrut hep ertelendi benim için. Geçmişte yaşanmış savaşlar çevremdekilerde yarattığı endişeler yüzünden, gitmemin istenmediği şehir oldu hep

2009 yılında her şeyi öyle bir planlamıştım ki... Hatay'dan başlayacak yolculuk, Lazkiye, Suriye ve buradan Trablus, Lübnan'a ulaşacaktım. Buradan Byblos ve sonrası Beyrut olacaktı. Otobüsle 3 saat uzaklıktaki Şam'a geçip, buradan Suriye üzerinden karayolu ile Ürdün'e ulaşacaktım.

Ürdün'de Amman, Petra ve Akabe'yi gördükten sonra Akabe'den feribota atlayıp Mısır'a Nuweiba'ye ve oradan da Sharm Al Sheikh ve yine feribotla Hurghada'ya ulaşmayı planladım. Daha bitmedi. Esas olay Hurghada'dan 4-5 saat daha gidip Luxor ve Karnak Tapınaklarına ulaşmak olacaktı. Sonra Nil Nehri boyunca Mısır'ın daha güneyi Asvan'a ulaşıp, o Nil Nehri’nin üzerinde Felluca dedikleri o teknelere binip ülkeme geri dönecektim. Ama nerede...

Saydığım ülkelerden Türkiye, Lübnan ve Ürdün bugün bölgesel krizlerden arınmış ülkeler. Kime göre? Bana göre!

Lübnan yıllar yılı televizyonlarda hep farklı gösterildi. Şimdi, o Lübnan ile bu Lübnan arasındaki farkı siz anlayın.

İyi yolculuklar!