‘’Sırbistan’daki Kapadokya’’ olarak tanımladığım Davolja Varos sonrası rotamız Novi Pazar. Davolja Varos’a 150 km mesafede olan Novi Pazar, Belgrad’a 280 km mesafede bulunuyor. Ülkenin en güneyinde, Kosova sınırında yer alıyor.
Bizim varışımız tam gün batımı saatleriydi. Ayrıca Ramazan ayı dönemindeydik. Kente girdiğimizde top patlayınca bir anda şaşırdık. Artık İstanbul’da bile duymadığımız iftarda atılan top sesini Novi Pazar’da duymak hayli enteresan geldi. Kente girdiğimizde sokaklar neredeyse bomboştu ama kafeler hıncahınç doluydu. Çünkü halk oruç açıyordu. Evet yanlış duymadınız… Herkes iftar sofrasındaydı.
Çünkü Novi Pazar, Sırbistan’da Müslüman nüfusun en yoğun olduğu kent.
İlk akşam şöyle sokaklar bomboşken kentte kısa bir yürüyüş yaptık. Ana cadde boyunca sıralanmış kafeler oldukça modern görünümlüydü. Arabamıza binmeden önce bir restorandan gelen ezgiler dikkatimizi çekti. Bir girdik baktık ki, içeride sünnet düğünü var! İşte Novi Pazar böyle bir yer. Bir sonraki sabah buraya tekrar geleceğimiz için gezintimizi fazla uzatmadan kentin biraz dışında yer alan ve yeni hizmete girmiş olan Spa otelimize gittik.
Bu bölge aynı zamanda 15-55 derece arasındaki sülfürlü sularıyla da meşhur olduğundan çevre yerleşimlerden tedavi amacıyla gelen ziyaretçileri de ağırlıyor. Konakladığımız otelin gerek odaları, gerek restoranı, gerekse çevre düzenlemesi oldukça güzeldi. Ama maalesef Spasını görebilme fırsatımız olmadı...
Novi Pazar, Sırbistan’ın gastronomi merkezi olarak geçiyor. Burada Hrıstiyanlar ve Müslümanlar bir arada yaşıyor. Farklı kültürler çok iç içe geçmiş, bu bana kalırsa mutfağa da yansımış. Yediğimiz her şeye bayıldım ama kaymaklı biber benim kalbimde bambaşka bir yer kazandı.
Novi Pazar şehri bir zamanlar Sırbistan’a başkentlik yapan Ras’a çok yakın konumda. Sadece 11 km mesafede. Tarihi 700’lü senelere uzanan bu antik kent Stari Ras, günümüzde UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde.
Stari Ras bölgesinde yer alan Sopoçani Manastırı, Novi Pazar’daki görülmeye değer noktalardan. 1979 senesinden beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Sopocani Manastırı freskleriyle göz kamaştırıyor. En ünlü freski ''Bakire Meryem’in Göğe Yükselişi''dir. Burası Ortaçağ dönemindeki en önemli dini mekanlardan biri olmuş. Kutsal Havariler Peter ve Paul Kilisesi de aynı bölge dahilinde yer almaktadır.
Stari Ras Kompleksi içinde yer alan ve 12. yüzyılda Prens Stefan Nemanja tarafından yaptırılan Durdevi Stupovi Manastırı (Djurdjevi Stupovi Monastery) büyük öneme sahip yapılardan biri.
Öncelikle arabayı park ettiğimiz noktadan biraz tepeye doğru yürüyoruz. Biz yürüdükçe Manastır büyümeye başlıyor...
Doğudaki Bizans mimarisi ile Batıdaki Romanesk mimariyi sentezleyen bu manastır, St. George’a adanmıştır. Ayrıca, 830 senedir ayakta olan bu manastır UNESCO tarafından koruma altındadır.
1689 senesinde tahrip edilen kulesi, aslının tam olarak nasıl göründüğü bilinmediğinden restore edilmemiştir. Manastır içinde St. George’un hayatından sahneler, Danyal Peygamber ve destekçilerine ait resimlerin bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır.
İlk olarak 1439 senesinde Osmanlılar tarafından hakimiyet altına alınan kent, 1461 senesinde Saraybosna’nın da kurucusu olan İshakoğlu İsa Bey tarafından bir şehir olarak kuruluyor. Ancak Balkan Savaşları sırasında Osmanlı tarafından kaybedilen kent, 1912 senesinde Sırbistan Krallığı’na bağlanıyor. Dolayısıyla da kentte hem Bizans döneminden hem de Osmanlı döneminden kalma yapılar görülebiliyor.
Kentin içinde görülmeye değer noktalar 17. yüzyıla tarihlenen Kale ve Emir Ağa Hanı, 16. yüzyıla tarihlenen Altun Alem Camii, İsa Bey İshakoviç döneminde yapılmış olan ve 15. yüzyıla tarihlenen Türk Hamamı ve Kule ve 10. yüzyıldan kalma mezarlık olarak sıralanabilir.
Altun Alem Camii halen halkın ibadetine açık ve her gün yüzlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Kentin trafiğe kapalı olan caddesinin girişinde yer alan şadırvan, Saraybosna’dakine çok benziyor.
Bu bölgedeki mimari de öyle... Tek katlı dükkanların pek çoğu günümüzde ya baklavacı, ya lokumcu ya da kuruyemişçi.
Burası Sırbistan’ın şimdiye kadar gördüğümüz kentlerine kıyasla çok daha sakin. Hayat sanki belli bir saatte duruyor gibi... Ancak gündüz saatleri daha hareketli. Yolunuz düşerse burada bir duraklayın derim, hoş bir şehir Novi Pazar. Ne kadar zaman ayırmak gerekir derseniz, eğer Spa olayına hiç girmeyecekseniz bir tam gün yeterli olacaktır.
Sırbistan gezimizin önceki yazıları:Sırbistan Gezisi (1): Belgrad'a Gidiş ve Viminacium
Sırbistan Gezisi (2): Golubac Kalesi ve Hikayesi
Sırbistan Gezisi (3): Lepenski Vir ve Hikayesi
Sırbistan Gezisi (4): Djerdap Milli Parkı
Sırbistan Gezisi (5): Felix Romuliana
Sırbistan Gezisi (6): NişSırbistan Gezisi (7): Davolja Varos