Türkiye’nin yüzölçümü olarak en büyük ili olma özelliği taşıyan Konya, İç Anadolu Bölgesi’nde yer alır. Toplam yüzölçümü 40.838 km2’dir. Türkiye’nin en kalabalık yedinci şehri olan Konya’da TÜİK’in 2016 verilerine göre yaklaşık 2.161.303 kişi yaşamaktadır. Akşehir, Ereğli, Meram, Yunak, Selçuklu, Seydişehir başta olmak üzere 31 tane ilçesi vardır. 1987 tarihinde “tüBüyükşehir” stasüne kavuşan Konya aslında çok köklü bir tarihe sahiptir. M.Ö 7000 yılından itibaren birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu şehir, zengin kültürel mirası ile önde gelen illerimizden biridir. Türkiye’nin en eski yerleşim yerlerinden biri olma özelliğine sahip olan Konya’da ilk yerleşimin Prehistorik (Tarih öncesi) çağdan başladığı düşünülmektedir. Yapılan kazı çalışmaları ve araştırmalar sonucu şehirde Neolitik (Cilalı Taş Devri) ve Eski Bronz Çağ dönemlerinden kalma birçok kültürel zenginliğe rastlanmıştır.
Konya’nın Çumra ilçesine bağlı olan ve merkeze 10 km uzaklıkta bulunan Çatalhöyük 9000 yıl öncesine ait yerleşim yeri olmuş bir Neolitik antik kentidir. İnsanlığın gelişimine, yerleşimine ve sosyal değişimine dair önemli izler taşıyan Çatalhöyük, yalnızca Konya’nın değil, Türkiye’nin en önemli kültürel miraslarından biridir.
Konya isminin “ikon” sözcüğünden geldiği tahmin edilmektedir. Rivayete göre şehre dadanan canavarı öldüren kişiye şükran ifade etmek için bir anıt yapılır ve bu anıta da “İkonion” adı verilir ve bu ad zamanla “İcconion” olarak değişime uğrar. Roma döneminde Konya’da Hititler hakimiyet kurmuş, daha sonra sırası ile Frigler, Lidyalılar, Persler ve Büyük İskender burada varlığını sürdürmüştür. Konya şehri Roma döneminde imparatorlar tarafından Claudiconium, Colonia Selie, Augusta İconium gibi farklı isimlerle anılmıştır. Bizans kaynaklarında ise şehrin ismi Tokonion olarak geçmektedir. Konya’ya zaman içerisinde verilen diğer isimler ise Ycconium, Conium, Stancona, Conia, Cogne, Cogna, Conien, Konia olarak sıralanabilir. Arap hakimiyeti sonrası şehrin ismi Kuniya olarak değiştirilmiş, Selçuklular ve Osmanlı Dönemi’nde bu isim Konya olarak günümüze kadar gelmiştir.
Roma ve Bizans Dönemi’nin önemli şehirlerinden biri olan Konya, Hristiyanlığın ilk yıllarında önemli bir din merkezi sayılmıştır. 1071 yılındaki Malazgirt Savaşı’ndan sonra Oğuz Boyları Konya ile birlikte Anadolu’ya büyük ölçüde hakim olmuş, 1074’te Anadolu Selçuklu Devleti kurulmuştur. Devletin ilk başkenti İznik olsa da I. Haçlı Seferi sırasında İznik kaybedilince Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olarak Konya seçilmiştir. Bu dönemde Konya baştan sona Anadolu Selçuklularının mimari eserleriyle süslenmiş ve Anadolu’nun en gelişmiş, en büyük şehri olma özelliği kazanmıştır. I. Alaeddin Keykubat döneminde şehre görkemli bir sur inşa edilmiş ve şehre birçok camii yapımına başlanmıştır.
Anadolu Selçuklular Dönemi’nde gerek kültürel gerek sanatsal açıdan altın çağını yaşayan Konya şairler, mutasavvıflar, düşünürler ve İslam bilginlerinin de doğum yeri olmuştur. Başta Mevlana Celaleddin-i Rumi olmak üzere Bahaeddin Veled, Kadı Burhaneddin, Muhiddin Arabi, Nasreddin Hoca gibi birbirinden değerli isimler Konya’da yaşamış, eserleri ile şehre değer katmışlardır.
Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra kısa bir süre şehre Karamanoğulları Beyliği hakim olmaya başlamış ve Osmanoğulları ile arasında tam 16 kez gidip gelmiştir. 1467 yılında ise Sultan II. Mehmed Karamanoğulları beyliğine son vererek Konya’yı Osmanlı Devleti hakimiyetine kalıcı olarak almıştır. Bu dönemde Karaman eyaleti kurulmuş ve merkezi de Konya seçilmiştir.
Milli Mücadele yıllarında da Konya diğer İç Anadolu şehirleri gibi ordunun ihtiyaçlarını karşılayan lojistik bölge görevini üstlenmiştir. Aynı zamanda savaşta yaralanan askerlerin tedavi ve bakımları da Konya’da yapılmıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra kısa bir dönem İtalyanların işgaline uğrasa da 20 Mart 1920’de tamamen kurtarılmıştır.
İpek Yolu üzerindeki en önemli ticaret merkezlerinden biri sayılan Konya; tarihi hanları, hamamları, medreseleri, camileri, türbeleri ve müzeleri ile her yıl yerli ve yabancı binlerce turist ağırlamaktadır. Düşünce adamı Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin hoşgörüye ve insan sevgisine dayalı felsefesi ile yoğrulan Konya’daki Mevlana Dergahı ve Müzesi şehre ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Ekonomi ve sanayi açısından da gelişmiş şehirlerimizden biri olan Konya Türkiye’nin buğday ambarı olarak bilinir. Konya toprakları ülkenin tarıma en elverişli alanlarından biridir. Nüfusun büyük bir kısmı tarım ve hayvancılık ile geçinir. Buğdayın yanı sıra şeker pancarı, ay çiçeği, patates, soğan ve haşhaş üretimi yaygındır. Elma, armut, kiraz ve vişne en çok yetiştirilen meyveler arasındadır. Nohut, fasulye, mercimek gibi baklagillerin üretiminde de Türkiye’de ilk sırada yer alan Konya modern tarım araçlarının en çok kullanıldığı şehrimizdir. Madencilikte de gelişmiş olan şehirde zengin boksit yatakları Seydişehir’de yer alır. Civa, linyit ve manyezit de Konya’daki diğer önemli madenler arasındadır. Makine, kimya, tekstil, otomotiv ve gıda sanayisi ile adından söz ettiren Konya yaklaşık 130 ülkeye ihracat yaparak ülke ekonomisine büyük oranda katkı sağlamaktadır. Konya’nın 50 tane kardeş şehri vardır. Bunlardan bazıları Verona, Saraybosna, Kyoto, Hannover, Tebriz, Priştine ve Mekke’dir.
Tanıtım Videosu: