Cruise İle Dünyanın Keşfi: Santos

Denizde geçen 22 güzel günlerimizin ardından Transatlantik gemi seyahatimizin son gününde, artık bugün Santos’da gemimizden ayrılıyoruz. Gemimiz MSC Preziosa sabah saat 7.00’de limana yanaşırken şehrin yerleştiği Sao Vincente adasının o kıvrımlı körfezine girip terminalin önüne demirlerken, biz de güverteden Santos’u seyrediyorduk. Odamızı son bir defa toplamaya gittiğimizde TV de güncel bilgiler ve pozisyonumuz da ve yanaştığımız yere bir göz atmayı ihmal etmedim. İşte resmettiğim haritada saat 6.55, 8kn rüzgâr sancaktan esiyor ve enlem, boylam bilgilerimiz. Speed 0 knt. yani yanaşmışız.

Bizi yanaştırmaya çalışan kılavuz teknelerinden gelen yüksek müzik sesi adeta Brezilya’ya hoş geldiniz diyordu. Sabahın 7.00’sinde bu ne müziği yahu demeye kalmadan bu müziğin karşı kıyıdaki gecekondu semtinden geldiğini fark ettik. Müzik güzel, kıpır kıpır ama sabahın köründe ne oluyoruz. Etrafındaki evler rahatsız olmuyor mu, yoksa orada devam eden bir festival mi var? Bilmem ki!!! 
Şimdi bakın size bu iki fotoğraf arasındaki farkı gösteriyorum. Baktığımız yönde gecekondular ve müzik sesi, diğer tarafımızda ise cruise terminali ve gökdelenler. İşte size Brezilya gerçeği! Tezatlar şehri Santos’a hoş geldiniz. Dikkatli olmalıyız.

Saat 10.00 gibi gemimizden ayrıldık ve terminalde bavullarımızı 10 dakikalık bir arayıştan sonra bulduk. Aoooo yeni aldığım iki bavulumun da tekerlekleri kırılmış. Tabii gemiden 4 bin küsur kişinin bavulları tahliye oldu. Bir de bunu Brezilyalı işçilerin indirdiğini düşünürsek normal diyelim, ama size tavsiyem yeni bavul alırken sert plastik olanından almayın. Çabuk kırılıyor. Bavulunuzu sağlam tekerlekleri olan, su geçirmez ve hafif olanından seçin. Hemen orada, eve döndüğümde acentem vasıtasıyla hasarımı talep etmek için zabıt tutturuyorum. Ne kadar sakin anlatıyorum bunu değil mi? Aslında çok kızgın olmam lazım. Ama şimdi eve dönünce MSC hemen bavul bedelleri olan 90 €’mu ödedi. Teşekkür ediyorum. Onun için kızamıyorum bile.
 
Hemen terminalin önünde taksi sırasına giriyoruz ve daha önceden ayırttığım otelin adresini şoföre vererek yola çıkıyoruz. Haritadan baktığım kadarıyla yerini biliyorum ama bu Brezilyalı başladı bizi dolaştırmaya. Sesimi çıkarmıyorum, çünkü anlaşmaya imkân yok, İngilizce ve Türkçe bilmiyor. Sonunda tahmin ettiğim yerdeki otelimize geldik, korna sesi ile otelin kepenkleri açıldı ve araç içeriye lobiye ve resepsiyona asansör dibine kadar girdi. Karanlık ve loş bir yer. Bakalım nereye geldik. Resepsiyona gittim, rezervasyon kâğıdını verdim ve ancak 30 dakikada odayı ayarlayıp elektronik anahtarı nihayet verdiler. 2. kat 211 numaralı oda. Resepsiyon odası kurşungeçirmez cam çevrili ve alttaki (banka gibi) evrak çekmecesinden haberleşiyoruz. Haydaaa! Nereye geldik biz yahu. Taksici de bu arada bekliyor ne olur ne olmaz diye bavulları indirmedi hala. Alışık yani her şey olabilir! Tamam deyince boşalttı ve hesap? 50 Real ver yeter dedi. Allahtan burada taksiler ucuz da kavga çıkmadı. Demek ki esas hesap 30 Real civarıymış işte. Asansöre bindik ve odamızı kendimiz bularak içeriye girdik. Etrafta hiç personel yok, kimsecikler yok. E bundan sonrasını anlatmayayım diyorum ama dayanamayacağım. Odaya girince önce kahvaltı masası ve bölümü, sonra yatak odası geliyor. Odanın tavan, yan duvar ve yatak arkası ayna kaplı ve karşıda da banyo ve tuvalet bölümü. Tertemiz ve hoşşş yaniii. İşte size otelin giriş ve bir de odadan fotoğrafını göstereceğim.

Hotel Riviera, yetişkinler oteli imiş, 20 yaş altı giriş yasak. Bizden sonra buraya gemiden Rus olduğunu tahmin ettiğim 2 aile daha geldi ve onlar da giriş için 30-40 dakika beklediler. Eveeet hemen bavullarımızı bıraktık ve çevremizi keşfe çıktık. Çevremiz işte böyle resimdeki gibi. Her yer 2 katlı dökük fakat renkli. Fakir ama neşeli gözüküyor. Boş duvarlar ise şahane graffitiler ile dolu.

Köşede bir süpermarket buluyoruz ve içeride neler var neler... Odaya biraz içki, çerez ve meyve takviyesi yaptıktan sonra, haritadan turistik yerlerin belirlenmesi tamamlanıyor ve haydi buyurun şehri keşfe çıkalım, Santos bekle bizi geliyoruz. Meşhur tramvayı, meclis binası, katedrali, kahve müzesi, Pele spor müzesi ve niceleri az sonra…

Yazı dizisinin diğer yazıları:

http://gezimanya.com/GeziNotlari/izmir-santos-transatlantik-seyahatine-baslangic
http://gezimanya.com/GeziNotlari/gemi-ile-malta-gezisi
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-lizbon
http://gezimanya.com/GeziNotlari/lizbonu-kesif
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-tenerife-la-laguna-orotava
http://gezimanya.com/GeziNotlari/kanarya-adalarinin-baskenti-santa-cruz-de-tenerife
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-atlantik-okyanusu-seferi
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-denizdeki-gunler
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-salvador-de-bahia
http://gezimanya.com/GeziNotlari/pelourinho-meydani-salvador-de-bahia
http://gezimanya.com/GeziNotlari/mercado-modelo-pazari-salvador-de-bahia
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-rio-de-janeir0
http://gezimanya.com/GeziNotlari/rio-de-janeiro-corcovado
http://gezimanya.com/GeziNotlari/rio-de-janeiro-sugarloaf
http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-dunyanin-kesfi-santos
http://gezimanya.com/GeziNotlari/guney-amerikanin-en-buyuk-liman-kenti-santoshttp://gezimanya.com/GeziNotlari/santos-sao-paulo-yolculugu

H. OĞUZ ESEN

Yazar Hakkında

H. OĞUZ ESEN

İş güç ve çoluk çocuk işlerini bitirdikten sonra emeklik günlerimi tadında geçirmek için, sıhhat ve akıl fikir yerinde iken gezmeyi seçenlerdenim.