Kiev Altın Kapıları

1 view

Kiev Şehir Devleti’nin kurucusu olan Yaroslav Mudri tarafından yaptırılmış olan yapı askeri amaçlı kullanılmıştır. Kievliler tarafından yalnızca “Gökyüzü Kapısı” olarak anılan ve tam adı Zoloti Vorota olan kapı, şehrin etrafını çevreleyen surların ana kapısıydı. Bu kapı, 1017 ile 1024 yılları arasında inşa edilmiş ve o dönemde Konstantinopolis’te merkez kapı olarak kullanılan kapıdan ilham alınmıştır. Bu benzerliğin nedeni o dönem şehrin yöneticilerinin Bizanslılarla oldukça iyi ilişki içinde olmasıdır. Şehirdeki bazı eserler bu ilişkiler sonucunda Konstantinopolis’tekilerle benzerlik taşımaya başlamıştır.

Kapı ortaçağ döneminde yıkılıp yok edilmiştir. 1982 yılında şehri yöneten Sovyet yetkililer kapının tekrar inşa edilmesini sağlamıştır. Ama bu kapıda eskisinden hiçbir kalıntın yoktur. Kapının yeniden yapılması o dönemde büyük tartışmalara yol açmış ama yine de kapı tekrardan inşa edilmiştir. Aslında şehrin surlarıyla bir bütünü oluşturan kapı surların yıkılmasına rağmen ayakta durmaktadır. Kapı, güneşin üzerine doğmasından dolayı halk arasında “Gökyüzü Kapısı” olarak anılmaktadır. Taş ve ahşaptan oluşan kapının tepesinde bir kubbe de vardır.

Eskiden, Güney Şatosu ile Özgürlük Meydanı arasındaki bölgede birçok kale yer almaktaydı. Bu bölgeyi çevreleyen surların uzunluğu 3,5 metreyi bulmaktaydı. Surların içerisinde üç kapı bulunmaktaydı. Güney Kapısı olarak adlandırılan Zoloti Vorota, Lyadski ve Zhydivski kapıları surlardaki kapılardan üç tanesi olarak öne çıkıyor.

Kapının yanına yapılan Blahovist Kilisesi’nin üzerinde altın bir kubbe bulunmaktadır. Bu kubbe şehrin dışından bile görülmektedir. Kubbe o kadar dikkat çekicidir ki kapı altın kapı olarak anılmaya başlanmıştır. Şehrin en dikkat çekici noktalarından biri olan Zoloti Vorota, yanı Altın Kapılar turistler tarafından oldukça ilgi çekicidir. Kapının bir tarafı da Ulusal Kutsal Alan olan Sophia of Kyiv Müzesine ev sahipliği yapmaktadır.

Kapının yanında bir de kedi heykeli bulunmaktadır. Bir zamanlar bölgede birçok fare yaşıyormuş. Ne zehirler ne de kapanlar farelere çare olamamış. Heykeldeki bu kedi bir gün fareleri teker teker yakalayıp haklın da sevgisini kazanmış. Çıkan bir yangında hayatını kaybeden kedi, bu heykelle ölümsüzleştirilmiştir.