Beyaz Güzelliklerle Bütünleşerek Gezmek – Beyaz Rotalar

Yılbaşında İstanbul için kar alarmı verilse de planlarımızı bozmadık, yeni yılı karşılamak ve kısa bir gezi yapmak üzere Bursa ve çevresine gezimizi kar engellemedi. Bursa, Cumalıkızık, Uluabat Gölü, Gölyazı Köyü, Trilye ve Mudanya’yı lapa lapa yağan karlar altında gezdik, çok da keyifli oldu. (Cumalıkızık 1-2) Bu gezi anılarımı yazarken de dışarıda lapa lapa kar yağıyordu, yavaştan beyaza bürünen çamlar ve ağaçlarla manzaralar, beyaz güzelliklere dönüştü. Evlerde mahsur kaldık ama ben, kardan adam yapan, kartopu oynayan çocukları izlerken onlar kadar mutluydum, beyazla bütünleştim ve bol bol kartpostallık fotoğraf çektim.

Bir gezgin olarak kış aylarında da geziler yaptım, yapıyorum elbette. Ülkemizdeki bazı yöreler karlar altında da çok güzel manzaralar sunar bize. Kar altında da görmediğim, görmek istediğim hangi yöreler olabilir diye düşündüm, aklıma öyle çok yer geldi ki..

Doğrusu aklıma ilk gelen belde, her zaman otantik ve büyüleyici bulduğum güzel yöremiz “Kapadokya” oldu. Bir düşünün karlar altında peri bacaları, ilginç kayalar, gizemli vadiler, Ihlara’da nehir kenarına yeşiller arasından inen tahta merdiven.. büyüleyici bir manzara ve müthiş bir güzellik olacağına eminim. 

Kış aylarında da bu yörelere turlar yapılıyor, bir gün bu turlara katılmaya karar verir ya da Erciyes’e kayağa gitmeyi planlarsanız Kapadokya’nın karlı güzelliğini keşfetmeli ve yaşamalısınız. Soğuk olacağı kesin ama otantik “mağara oteli”nize döndüğünüzde mis gibi kokan tarçınlı bir fincan salep ya da sıcak şarabı yudumlamak ne büyük bir keyif olur. Kapadokya’ya her gidişimde hayran olmuştum ama ben bir kez de karlar altında gitmeyi planlarım arasına aldım bile.

Bu yaz oldukça sıcak günlerde gittiğim Doğu Karadeniz bölgesinin yeşiline, yaylalarına aşık olmuş,. Zigana Dağları'ndan geçerken sert kış aylarında çığ altında kalan insanlarımız için yapılmış anıtı görünce de hüzünlenmiştim. Bu müthiş dağları, yayla evlerini gezerken, bu yörelerde insanlar kış aylarında nasıl yaşıyor, buralarda kışın yaşam nasıl olur diye düşünmüştüm, rehberimiz Mustafa Peştereli Bey'in ufak bir dip notu ilginçti “..Karadeniz ekmeğinin çok büyük boyutta yapılmasının bir nedeni de zaten zorlu kış şartlarında kar yağdığında günlerce değil bakkala gitmek, evden bile çıkamadıkları için..” dediğinde doğrusu buraya karlar altında gelmeyi hiç düşünmemiştim. Şimdi ise zorlu da olsa bu yöreleri bir kez de kış aylarında görmek isterim, karlar altında Ayder, Çamlıhemşin, müthiş yayla köyleri, Zilkale, İkizdere.. nefes kesen manzaralar olacağına eminim.

Abant, Gölcük, Yedigöller - Bolu ve çevresi çok kar alan bir bölgemiz... Geçen bahar gittiğim ve yeşilin her tonuna bir kez daha hayran kaldığım güzel yörelerimiz, bir mevsim değil, dört mevsim güzel, her mevsim farklı görüntüler ve güzellikler sunuyor ziyaretçilerine ve fotoğraf meraklılarına. Ben bu yörelerimize her mevsim gittim, her gittiğimde de başka keyif aldım. Baharda tabiat uyanmaya başladığında yeşili, yaz sıcaklarında serinliği, sonbahar da renk cümbüşünü ve kışın karlar altındaki büyülü güzelliklerini yaşadım. Tekrar tekrar gidebilirim.. tavsiye ederim.. 

Kars - Geçen kış, özellikle kışın en soğuk günlerinde gitmeyi tercih ettiğim tarihi şehri, Ani Harabelerini ve Çıldır Gölü'nü karlar altında gezmek, görmek ve kızak keyfi inanılmazdı. Ancak bu kez tersini yapmak, yani bir kez de yazın, özellikle de haziran ayında, giderek Türkiye’nin hiçbir kentinde olmayan yüzlerce değişik çiçeği, endemikleri görmek istiyorum.

Taraklı ve Göynük'ü de karlı bir havada, hatta kar yağışı altında gezerken, Arnavut kaldırımlı daracık sokaklarına sağlı sollu dizilmiş, kimi ayakta kalabilmiş, kimi tarihin sayfalarında yorgun düşmüş, harap ama hepsi de buram buram tarih kokan sokakları, tarihi konakları karlar altında muhteşem manzaralar veriyorlar bize. 100-150 yaşlarında ilk Osmanlı yapıları, dere kenarlarına ve daracık sokaklara, dağ yamaçlarına kurulmuş tarihi evleri, camileri ile Göynük de karlar altından gülümseyerek poz veriyor.

Bu liste uzayıp gider, ama bir gezgin ya da seyahat-severseniz, daha çok bahar aylarında gezdiğiniz güzel yörelerimizi karlar altında gezerken de bambaşka bir keyif alabilirsiniz. İnanılmaz manzaralar sunacakları kesin.
 
Yarın dünyanın başka köşelerinde karlar altında gezdiğim yörelerde buluşmak üzere...

Güzel ülkemin dışında karlar altında da birçok ülke gezdim, buzullar gördüm.

GÜNEY AMERİKA BUZULLARI – PERİTO MORENO

Dünyanın en büyük buzullarının bulunduğu Arjantin göllerindeki buzullara ulaşmadan küçüklü büyüklü buz parçalarının üzerindeki mavi, lacivert tonları beni heyecanlandırmaya başlıyor, buzullar görünmeye başladığında ise heyecanım artıyor, işte buzulların tam karşısındayım, muhteşem görüntü nefesimi kesiyor. Buzulun içindeki derin oyukların oluşan maviden müthiş bir laciverte doğru giden  renk yelpazesi karşısında büyüleniyorum. Kesinlikle görülesi bir yer, hangi mevsim olursa olsun müthiş.
 
KUZEY AMERİKA BUZULLARI - ALASKA - JUNEAU

Amerika’nın en büyük milli ormanı Tongas bölgesindeki Mendenhall ve Hubard Kuzey Buzulları, Arjantin buzulları kadar ihtişamlı olmasa da ihtişamlı güzellikleri karşısında büyüleneceksiniz. Hangi mevsim giderseniz gidin buzular size güzellikler ve kışı yaşatacaklar.
 
NORVEÇ FİYORTLARI 

Haziran ayında bir gemi turu ile gittiğimiz Grönland, Alaska gibi kuzey ülkelerinde görülen ilginç bir kıyı şeridine sahip ülke dünyanın en ünlü fiyortları. Yemyeşil muhteşem dağlar, zirveden akan nehir suları, biraz Karadeniz’i hatırlatıyor bana. Gemiz karaya yanaştığında bir kara turu alıyorsunuz ve aniden şaşkınlık içindesiniz. Kar yağıyor, dağlar yollar beyaza bürünüveriyor.

BALTIK ÜLKELERİ

Estonya, LetonyaveLitvanya’ya yine bir yılbaşı haftası gitmiştim. En çok da nedense aklımda kalan Tallin şehri, meydana kurulan Noel pazarında dolaşırken birden yağmaya başlayan bembeyaz güzellikle bütünleşircesine meydanda kar altında dans etmiştim.. hala kullandığım çok şık bir keçe bere de o günden güzel bir anı. Üstelik de seyahatten 2 gün önce düşüp kolumu kırmış ama bir gezgin olarak seyahatimi iptal etmemiş ve alçılı kolum ile karla iç içe keyifle gezmiştim.

Sigulda yakınında, Gauja nehri ovasında bir tepeye kurulmuş, 13. yüzyıldan kalma kırmızı tuğladan yapılmış bir Orta çağ kalesini... Duvarlarına aşıkların isimlerini yazdığı, Baltıkların en büyük iç erozyon mağarası Gutman Mağarası'nı, büyüleyici güzellikte bir göller yöresi, bir göl ve ortasındaki yarımadaya inşa edilmiş ve silüeti göle düşmüş muhteşem kale Trakai... Rundale Kalesi, Sigulda. Her yer, karlı manzaralar muhteşemdi, gezmek de...
Karlar içinde gezdiğim bu masalsı yörelere mutlaka bahar aylarında gelmeli ve bu muhteşem manzarayı bir kez de güzel ve güneşli bir havada fotoğraflamayı çok isterim.

NEW YORK'TA BEMBEYAZ BİR SABAHA UYANMAK

Seyahate çıkarken gideceğiniz ülkenin hava durumuna bakarsınız elbette, ancak uygun fiyatlı uçak bileti almak ya da otelinizden erken rezervasyon fırsatlarından yararlanmak isterseniz erken davranmanız gerekir. Bu durumda da bir sabah uyandığınızda beyazlara bürünmüş bir şehir ile karşılaşmak belki hoş bile olabilir. New York ve Central Park ve bembeyaz gelinliklerini giymiş ağaçlar, donmuş bir göl, kürk örtüler altında fayton sefası, hiç de fena olmaz ne dersiniz? Defalarca bahar ve yaz aylarında gitmiş olsam da bu efsanevi şehri böyle yaşamak da inanın çok hoş olacaktır.
 
Dün güzel yurdumuzu karlar altında güzel yurdumu yazarken yazdığım gibi.. liste uzayıp gidiyor...

Bir gezgin iseniz hava şartları sizi engellemez, gezmek çok güzel, her zaman, her hava ve her koşulunda…

Sevgiyle ve geziyle kalın…