İzmir'in Neden Ege'nin İncisi Olduğunu Kanıtlayan 24 Lokasyon

‘Ege’nin İncisi’ olarak anılan İzmir, pek çok kişiyi kendine hayran bırakan bir enerjiye sahiptir. Dolayısıyla Türkiye’nin en sevilen şehirleri arasında başı çeker ve ziyaretçilere yapılacak çok fazla etkinlik sunar. Çeşme, Karaburun, Foça, Seferihisar gibi birbirinden güzel plajlara sahip ilçeleri dünyaca ünlüdür. Muhteşem doğasının yanı sıra 8500 yıllık tarihiyle şehir ziyaretçilerine tarih dolu bir gezi de sunar. Şehir sınırları içerisinde pek çok antik kent ve tarihi yapı bulunmaktadır. Tarihi yerlerin bir kısmı şehirde ve şehrin müzelerinde bulunur. Asırlar boyunca önemli bir liman şehri olarak kendini gösteren İzmir'de her anlamda keyifli bir tatil geçirmek mümkündür.

İzmir Gezilecek Yerler

İzmir'in sembolü olan Saat Kulesi şehrin en merkezi yerinde, Konak Meydanı'nda bulunuyor. Gustave Eiffel tarafından planlanan Konak Pier de bu meydana oldukça yakın mesafede, mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Tarihi Kemeraltı Çarşısı da kulenin yakınında bulunuyor ve İzmir gezilerinin olmazsa olmazlarından birisi. Çarşıda bulunan Kızlarağası Han ise oturup soluklanabileceğiniz duraklardan. Şehrin merkezinde, modern binaların arasında parlayan Agora Ören Yeri, İzmir'in ilk dönemlerine tanıklık etmiş yerleşim yerlerinden birisi. Çevredeki antik kentlerden derlenen eserlerin bir kısmı ise İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor. Arkeoloji Müzesi'nin dolup taşmasıyla kurulan İzmir Tarih ve Sanat Müzesi ise tarihseverler için iyi bir adres. Avrupa'nın en büyük doğal yaşam alanı olan Doğal Yaşam Parkı da İzmir'de bulunuyor. Kadifekale'yi şehrin zirvesi olarak nitelemek mümkün. Körfez manzarası içinse adres Tarihi Asansör ​olmalı. Adı geçen tüm bu yerlerle ilgili detaylı bilgiye aşağıdan ulaşabilirsiniz.

 

İzmir Saat Kulesi

İzmir Konak Meydanı’nda bulunan ve şehrin simgelerinden biri haline gelmiş olan İzmir Saat Kulesi, Osmanlı İmparatorluğu padişahlarından Sultan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının çeyrek asırlık kutlaması adına İzmir Valisi Kıbrıslı Kamil Paşa’nın emriyle 1901 yılında inşa edilmiştir. Kulenin yapımına başlanmadan, İstanbullu kuyumcu Zingulli Usta kulenin bir maketini hazırlamıştır.

Devamını Oku

Tarihi Kemeraltı Çarşısı

İzmir’deki Kemeraltı Çarşısı, tarihî ve yaşayan en önemli alışveriş merkezlerinden biridir. Bölge, Smyrna Agorası seviyesinden (Namazgah, Mezarlıkbaşı ve İkiçeşmelik mahallesi) Konak Meydanı'nın kıyısına uzanan geniş bir alanı kaplamaktadır.

Tarihsel olarak, ilk başlarda uzun bir sokak boyunca oluşan çarşı, bir dergah olarak hizmet veriyor ve “Mevlevi Sokağı” olarak anılıyordu. 17. yüzyıla gelindiğinde bu sokak genişletildi ve çarşı hâlinde uzatıldı. Pazar, iç körfezin en sığ kısımlarında yapılan dolgu çalışmaları ile tamamlandı. Yakınına bir kervansaray ve han inşa edildi.

Kemeraltı’nın bugünkü kıyı şeridi, düz hâlini 19. yüzyıl başlarında almıştır. Rıhtım boyunca arazinin tümü o zamanlar kullanılmamış olsa da ilerleyen yıllarda etrafına Osmanlı barakaları ve kervanlar için ikametgah noktaları eklenmiştir. Adını konuttan alan Konak Meydanı, gelişimini hâliyle bu çarşıya borçludur.

İzmir Körfezi’nde 14 Eylül 1922 tarihinde meydana gelen ve "İzmir’in Büyük Ateşi" olarak anılan yangında bölge büyük hasar almıştır. 1955 yılında Konak Meydanı’nı yeniden şekillendirmek isteyen Başbakan Adnan Menderes’in talimatları doğrultusunda Sarı Kışla yıkılmış olsa da vali konağı günümüzde de yerinde durmaktadır.

Çarşı özellikle 1990’lı yıllar itibariyle yaşanan gelişim ve değişimlerle oldukça yaşayan bir yer hâline gelmiştir. İlk zamanlarında daha çok demircilerin yer aldığı bu çarşıda günümüzde sahile açık alandaki doğal bir ortamda alışverişin keyfine varabilirsiniz. Uygun fiyata çok sayıda hediyelik eşya bulabileceğiniz gibi kıyafet, ayakkabı, mücevher ve el sanatları ürünleri de yine çarşı merkezinde bulunmaktadır.

Kızlarağası Hanı

1

Kemeraltı Çarşısı'nın içerisinde bulunan Kızlarağası Hanı çarşıyı gezerken mutlaka uğranması gereken bir noktadır. İzmir'in en önemli yapılarından birisi olan han Kızlarağası Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılmıştır ve inşası 1744 yılında tamamlanmıştır. İzmir Liman Kalesi'nin yakınında bulunan han tamamlandığı dönemden itibaren şehrin ticaretinde önemli bir rol oynamıştır. İzmir Limanı'na gelen tüccarların ve zanaatkarların hanın üst katında bulunan odalarda konakladığı düşünülmektedir. Tüccarların odalarının yanı sıra hizmetkarlar için odalar ve malların depolandığı dükkanlar da mevcuttur. Her dönemde önemli bir ticaret limanı olan İzmir'de böyle bir han yaptıralarak şehrin ihtiyaçlarının giderilmesi sağlanmıştır.

Hanların çoğu gibi Kızlarağası Hanı da kare bir biçime sahiptir. Ortasındaki alanda bulunması gereken şadırvan günümüze ulaşmamıştır. 600 metrekarelik geniş avlusuna bakan üst katta 5 sütunlu ve 6 kemerli bir alan bulunur. Ortadaki avluda ise günümüzde bir çay bahçesi bulunmaktadır. Kemeraltı Çarşısı'nı gezenler hana gelip soluklanabilirler. Hanın güneyinde bir tane ve kuzeyinde iki tane bedesten adı verilen koridor bulunmaktadır. Hanın vakfiyesinden anlaşıldığı üzere güneyindeki Saçmahane ismi verilen bir kısım sonradan eklenmiştir. Hanların genel bir özelliği olarak bedestenlerde farklı tüccarlar yoğunlaşmıştır. Örneğin Bakır Bedesteni'nde bakır ve ipek ürünler satılmaktaydı. Hanın çatısında bulunan bacalardan ikisi günümüze kadar dayanabilmiştir. Bu bacalara paralel olarak yeni bacalar sonradan eklenmiştir.
 

Tarihi Asansör

Tarihi Asansör, İzmir’in Karataş semtinde, Konak ilçesi sınırlarında bulunan tarihi bir binadır. Mithatpaşa Caddesi ile Şehit Nihatbey Caddesi’nin arasındaki 58 metrelik kot farkını kaldırmak için bu iki cadde arasında işler. Asansörün amacı, halkın 155 basamaklık merdivenleri tırmanma zorunluluğunu ortadan kaldırmak ve hayatlarını kolaylaştırmaktır. 1907 yılında yapılan bina, iki semt arasında hızlı ve kolay ulaşımı sağlamasının yanı sıra, günümüzde de tarihi bir güzellik olmasıyla birlikte bir eğlence, kültür ve dinlenme yeri olarak halka hizmet vermektedir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni hizmetlerle halka kazandırdığı bina, kentin en değerli turistik merkezlerinden biri olma özelliğini taşımaktadır.

1907 yılında Yahudi bir iş adamı olan Nesim Levi Bayraklıoğlu tarafından, Karataş'ın dar kıyı şeridinden yamaca geçişi kolaylaştırmak amacıyla yaptırıldı.
Tarih boyunca Karataş taş ocağı olarak kullanıldığı için, geçmiş dönemdeki bu faaliyet sebebiyle iki semt arasında adeta bir uçurum oluşmuştu. Bu nedenle Türklerin “Karataş Merdivenleri”, yukarıdaki bölgeye yerleşen Musevi asıllı vatandaşların “Devidasların Merdiveni” ismiyle andıkları merdivenler inşa edilerek bölgede ulaşım kolaylığı sağlanmıştı. O zamanlar merdivenlerin üst kısmında Devidas Ailesi'nin, aşağıda ise Nesim Levi adlı tüccarın evi bulunmaktaydı. Devidas’ın bir gün bu çok basamaklı merdivenlerden düşerek ayağını kırması üzerine kadim dostu Nesim Levi, buraya Avrupa’da gördüklerine benzer bir asansör inşa etme kararı aldı. Asansör kulesi için Marsilya’dan özel tuğlalar getirtildi ve 1907’de kule tamamlandı. Asansör, 1942 yılında satılıncaya kadar ondan elde edilen gelir Karataş Musevi Hastanesi’nin giderleri için harcandı.

Asansör’ün giriş kapısının üzerinde, İbranice ve Fransızca dillerinde bu yapının inşa yılı ve yaptıran kişinin isminin yer aldığı bir kitabe bulunmaktadır. Yapıya çıktığınızda balkonundan doyumsuz İzmir manzarasını kuşbakışı olarak izleyebilirsiniz. Elbette yorgunluğunuzu atmak için de İzmir’in en keyifli restoranının olduğu bu yerde manzaraya karşı bir şeyler atıştırabilirsiniz.

İzmir Tarihi Asansör Hakkında Tüm Merak Ettikleriniz

Tarihi Asansör, Ege’nin incisi İzmir‘de bulunan tarihi bir kuledir. Biri diğerinden 58 metre yüksekte olan Mithatpaşa Caddesi ile Şehit Nihatbey Caddesi aralığında işleyen iki asansörü bünyesinde barındıran kuledir. 1907 yılında Musevi bir iş adamı olan Nesim Levi tarafından inşa ettirilen asansör, birinden diğerine 155 merdivenle varılabilen iki semt arasında hızlı ve pratik bir ulaşım sağlaması hedeflenerek yaptırılmıştır.
Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından eğlence, kültür ve dinlenme yeri olarak kullanılan İzmir Asansör kentin önemli bir turistik durağı konumundadır. Asansör hala çalışır durumda olup üst katı ise kafeterya ve küçük bir seyir balkonuyla ziyaretçi kabul etmektedir.
Tarihi Asansör nerede? diyecek olursanız halk arasında “Asansör Çıkmaz Sokağı” olarak bilinen, resmi adı Dario Moreno Sokağı olan yerdedir. Kule, taş olan iki kısımdan sonra tuğla şeklinde devam eder. Yapının Şehit Nihatbey Caddesi’ne ulaştığı yerde ahşap bir balkon vardır. İşte bu balkondan İzmir’i kuşbakışı izlemek ayrı bir keyiftir

İzmir Asansör Hikayesi 

Tarihi asansörün bulunduğu Karataş bölgesi, geçmişte uzun yıllar boyunca taş ocağı olarak kullanılmıştır. Bu sebeple bu noktada bulunan iki semt, uzun bir aralık ile birbirinden ayrılmıştır. Mithatpaşa Caddesi ile Halil Rıfat Paşa Caddesi’nin birleşimi “Karataş Merdivenleri” olarak adlandırılan basamaklar sayesinde sağlanıyordu.
İzmir’in zengin tüccarlarından olan Devidas Ailesi’nin evi üstteki bölümde, Nesim Levi Ailesi’nin evi ise alttaki bölümde bulunmaktaydı. Bir gün Baba Devidas, bu basamaklardan inerken düşmesi sonucu ayağını kırmıştır. Bunun üzerine arkadaşı olan Nesim Levi, Avrupa kentlerinde benzerleri bulunan bir asansör inşa etme kararı almıştır. Marsilya şehrinden ithal edilen tuğlalar ile asansör kulesi yapılmaya başlanmış ve inşaatı da 1907 yılında bitmiştir.
Asansör 1942 yılında satılıncaya kadar ücretli olarak kullanılmaktaydı ve geliri Karataş Musevi Hastanesi‘ne bağış için kullanılıyordu. 1942’te satılan asansör, yeni işletmecilerin işten istifa etmesi gibi nedenlerle bir süre kapalı kalmıştır. Daha sonra 1983 yılında asansör, İzmir Belediyesi’ne bağışlanmıştır ve 1985 yılına gelindiği zaman restorasyondan geçmiştir. Bu restorasyon işleminden önce kulede bulunan iki asansörden biri buhar, diğeri ise elektrikle çalışmaktaydı. Restorasyondan sonra asansörlerin ikisi de elektrikle çalışacak duruma getirilmiştir. Tarihi Asansör, 1992 yılında dönemin Belediye Başkanı Ahmet Priştina’nın girişimleriyle tekrar restore edilmiştir.

Tarihi Asansör Kafe
Devamını Oku

Konak Pier

1
 

Konak Pier, İzmir manzarasını süsleyen eserlerden biridir. Yapı, 1890 yılında ünlü Fransız mimarGustave Eiffel tarafından gümrük binası olarak planlanmış ve inşa edilmiştir. Konak Meydanı’na yakın bir kıyıda bulunan bina, yığma taş yöntemi ve dış sıvayla kaplanmıştır. Çatısı için de ayrıca destek sistemi kurulmuştur. Gümrük binası olarak hizmet verdiği sıralarda, yapıda neredeyse bütün ihraç işleri yapılmaktaydı. Hem eski hem de çelik eklentileriyle eskiyle modernin harmanlandığı ilginç bir atmosferi bulunan binanın birden fazla girişi bulunmaktadır. Bunlardan biri, güney cephesindeki ana giriş, ikincisi ise doğu cephesinde yer alan ve yay köprüsünü gören ana girişidir.

Bina alanı, prizmatik şekillerle birleştirilmiştir. Dikdörtgen prizma hâlindeki uzun kısım, eski ve restore edilen bölümdür. Kareye benzer olan ve daha sonra binaya eklemlenmiş olan çelik kısım ise içerisinde mağazaların bulunduğu alandır. Taşlarla örülü tarihi duvarların ve ilginç çatı sisteminin içeriden görülebiliyor olması, mermer zeminle birleşen açık kemerlerle binaya kendine has bir kimlik kazandırmış durumdadır. Tepedeki küçük açıklıklar aynı zamanda serçe gibi minik kuşların da binaya girerek ziyaretçilerle dolaşmasına izin vermektedir.

Bir gümrük binası olarak tasarlana yapı, daha sonraları balık haline dönüştürülmüştür. Ancak 2003-2004 yılları arasındaki restorasyon sonrasında Konak Pier hak ettiği değeri bularak bugünkü görüntüsüne ve alışveriş merkezi işlevine bürünmüştür. Konak Pier, Saat Kulesi’ne yakın bir yerde bulunmaktadır. Hâliyle Konak Meydanı’na gelen ziyaretçiler, tarihsel doku ile denizin muhteşem dansını izleyebilirler.

Kadifekale

1
Kadifekale, İzmir’in antik kalesidir. Günümüzde bu isimle anılan kale, Türklerden önce Yunanlılar tarafından Pagos olarak anılmaktaydı. Kalenin bulunduğu zirve, kıyı şeridine yaklaşık 2 km mesafede yer alır ve İzmir Körfezi'nin yanı sıra İzmir kentinin genel görüntüsüne hakimdir.

İdari olarak, tepenin etrafında büyük bölümünü gecekonduların oluşturduğu ve Kadifekale, Alireis, Altay, İmariye, Kosova ve Yenimahalle gibi isimlerle anılan mahalleler yer almaktadır. 2007 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadifekale'de tadilat ve restorasyon çalışmalarına başlatılmış ve kale turistik olarak şehre yeniden kazandırılmıştır.

Devamını Oku

Agora Ören Yeri

 

Milattan önceki dönemlerden beri çok önemli bir kent olan İzmir sınırları içerisinde birçok ören yeri mevcuttur. Bunlardan Agora Ören Yeri şehrin merkezinde, Namazgah semtinde, Kemeraltı Çarşısı'na çok yakın bir konumda bulunur. Agora kelimesi kent meydanı, çarşı gibi anlamlara gelmektedir. Antik dönemlerde agora denilen bu alanlar kentlerin sosyal, ticari ve dini etkileşimlerinin merkezi konumunda olmuştur. İyon medeniyetinin felsefeye yaptığı katkılarda agoralarda yapılan tartışmaların ve etkileşimlerin etkisi olduğu düşünülmektedir. İyonlar'a ait agoralardan İzmir'de bulunan bu agora en büyük ve en iyi korunmuş olandır.

Smyrna Antik Kenti'ne ait olan agoranın günümüze ulaşan kalıntıları 2. yüzyıla dayanmaktadır. 178 yılında yaşanan büyük İzmir depreminden sonra büyük ölçüde yeniden inşa edilen agoranın kalıntıları ön plandadır.  Diğer agoralar gibi Smyrna Agorası da stoalar, anıtlar, heykeller ve sunaklarla çevrilmiştir. Dikdörtgen bir plana ve üç katlı bir yapıya sahiptir. Agoranın kuzeyinde bazilika bulunur ve bu bazilika adalet sarayı gibi hizmet vermiştir. Bazilikanın bodrum katında bulunan çapraz tonozlar dönemin mimarisini en güzel yansıtan örneklerden biridir. Ayrıca yine bodrumda katında keşfedilen graffitiler dönemin gündelik yaşamını ve şehirler arası rekabeti yansıtması açısından çok özgündür. Graffitiler aynı zamanda ilk Hıristiyanlık dönemine dair önemli ipuçları da taşır. Agoranın batısında ise Smyrna kentine doğru giden bir cadde geçmektedir ve burada ismini Roma İmparatoriçesi Faustina'dan alan bir kapı bulunmaktadır.
 

İzmir Arkeoloji Müzesi

İzmir il sınırları içerisinde bulunan Smyrna, Efes, Bergama, Milet, Klazomenai, Teos ve İasos gibi antik kentlerde bulunan değerli eserlerin bir kısmı İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Müze, Cumhuriyet'in ilk yıllarında 3 senelik bir çalışma sonucunda 1927 yılında Ayavukla (Gözlü) Kilisesi'nin içerisinde açılmıştır. Ancak zamanla çevredeki arkeolojik kazılardan getirilen eserlerle müzenin koleksiyonu kilise binasına sığamayacak kadar zenginleşmiştir. Bu nedenle müze için ek binalar da bulunmuştur ve en sonunda 1984 yılında Bahribaba Parkı içerisindeki 5000 metrekarelik yerine taşınmıştır. Antik çağlarda şehirlerin en yoğun kurulduğu bölgelerden biri olan İzmir'in Arkeoloji Müzesi bu dönemi keşfetmek açısından önemlidir.

Üç katlı müzenin her katındaki eserler kronolojik bir sırayla sergilenmektedir. İasos Antik Kenti'nden getirilen M.Ö. 3000'lere ait seramik buluntuları ve Hellenistik Dönem'e ait hydrialar mevcuttur. Yine bu katta bulunan hazine dairesinde ise altın, gümüş ve bronzdan eşyalar sergilenir. Venedik Dükalığı'na, Roma ve Bizans İmparatorluklarına ait altın sikkeler de göz kamaştırıcıdır. Halikarnas'dan getirilen bronz Demeter Heykeli ise bu bölümün en dikkat çeken eserlerindendir. Orta katta ise heykel başları, Eryrthrai'deki kazılarda ortaya çıkarılan mermer Kore Heykeli ve Kyme'de bulunan bronz Atlet Heykeli görülmeye değerdir. Müzenin alt katı lahitlerin ve kabartma heykel grupların sergilendiği alandır. Klazomenai lahitleri antik dönemin en güzel pişmiş toprak lahitleri arasında sayılır.
 

İzmir Tarih ve Sanat Müzesi

İzmir Arkeoloji Müzesi'nin kapasitesi 2004 yılına gelindiğinde dolmuştur ve yetkili makamlar yeni bir müze açılmasına karar vermiştir. Kültürpark içerisinde 13320 metrekarelik bir alana İzmir Tarih ve Sanat Müzesi kurulmuştur. Tek katlı müze Taş Eserler, Seramik Eserler ve Kıymetli Eserler Bölümleri olmak üzere üç bölüme ayrılmıştır.

Kendi içerisinde iki kattan oluşan seramik bölümünde tarih öncesi dönemden Bizans'ın yıkılışına kadarki seramik eserler ağılıklı sergilenmektedir. Smyrna Topraklı Höyüğü'nden çıkarılan toprak parçalar üst katta bulunmaktadır. Alt katta ise İzmir sınırları içerisinde bulunan Kocabaştepe, Baklatepe, Kyma, Limantepe, Erythrai, Phokaia, Pitane ve Klazomenai kentlerinde keşfedilen seramik ve toprak objeleri görmek mümkündür. Kıymetli eserler bölümü ise sikke, kandil, cam ve bronz gibi objelere ayrılmıştır. Ayrıca bu kısımda hazine dairesi de bulunur. Sikkeler, bölümün sağ tarafında başlayarak kronolojik sırayla M.Ö. 6. yüzyıldan Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemine kadar sıralanmıştır.

Heykeller ve kabartmalar ise müzenin taş eserlere ayrılan kısmında bulunur. Arkaik, Klasik, Hellenistik, Bizans ve Roma dönemlerine ait birbirinden güzel heykelleri bu kısımda görmek mümkündür. Şehrin ortasında bulunan Smyrna Antik Kenti'nin heykeltıraşlık stili sol salonda gözlemlenebilir. Müze'nin tek Klasik dönem heykeltıraşlık ürünü ise girişte bulunan ve Homeros'a ait olduğu düşünülen heykeldir. Artemis-Poseidon-Demether kabartması, Kaistros heykeli de görülmesi gereken eserlerdendir.
 

İzmir Doğal Yaşam Parkı

İzmir Doğal Yaşam Parkı, 1937 yılında Türkiye'nin ilk hayvanat bahçesi olarak Kültürpark içerisinde 18 dönümlük bir alana kurulmuştur. 2008 yılında ise İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarıyla 425 dönümlük çok geniş bir alanda İzmir Doğal Yaşam Parkı'na çevrilmiştir. Avrupa'nın en büyük doğal yaşam alanı olan park ayrıca, üye kurumlar arasında hayvanların barınma kalitesini geliştirmeyi amaçlayan Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumları Birliği'ne de üye olmuştur. Çiğli Sasalı'da bulunan park yılın her döneminde ziyarete açıktır.

Bu geniş doğal yaşam alanında 120 türden 1500 hayvan, 3000 ağaç ve 250 bitki türü yaşamaktadır. Tehlike altında olan ekolojik değerlere sahip çıkmayı amaçlayan parkta hayvanlar doğal ortamlarına uygun hazırlanmış geniş alanlarda kalmaktadır. Örneğin nesli tükenmek üzere olan Asya Filleri'nden Winner, İzmir ve Begümcan 15000 metrekarelik açık ve 550 metrekarelik kapalı alanda barınmaktadır. Park, büyük kedilerden üç türe de ev sahipliği yapmaktadır. Nesli tehlikede olan kaplan, aslan ve puma parkın sakinleri arasındadır. Büyük kedilerin bulunduğu alanlar ise ziyaretçileri camla kaplı özel bir kısımda ağırlıyor. 8450 metrekarelik büyük gölette adeta bir habitat oluşturulmuştur. Kuğu, kaz ve ördeklerin yüzdüğü göletin içinde adacıklar da bulunur. 6600 metrekarelik bir alana sahip olan Maymun Adası da farklı maymun türlerinin yaşam alanıdır. Kapalı bir alanda da tropikal yağmur ormanları oluşturulmuştur ve bu kısımda da tropik bitkiler, meyve yarasaları, papağanlar, timsahlar ve daha birçok tür bulunmaktadır.
 

İzmir Kordon

Ege’nin incisi İzmir’in eşsiz güzellikteki Kordon boyu yazın iğne atsanız yere düşmeyecek kadar kalabalık olan keyifli bir sahil şerididir. Havalar biraz ısındığı andan itibaren Kordon öğrencilerin, bölge halkının, yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrar. Yemyeşil çimlerde oturup çekirdeğinizi çitleyip bir şeyler içerken denizin tadı bir başka çıkar. Buraya gittiğiniz zaman sohbet eden arkadaş grupları, müzik yapan gençler, yürüyüşe çıkan teyzeler, romantizm yapan çifte kumrular ve sokak satıcılarını görüp kendinizi bu sıcacık Ege atmosferine bırakıverirsiniz.

1
  İzmir Kordon Boyu Hakkında Bilgi
İzmir Kordon nerede diyecek olursanız cevabımız Alsancak olacak. Tüm İzmirlilerin bildiği ve buluşma noktası yaptığı yerlerden biridir. Alsancak’taki randevularda “Kordon’da buluşalım” cümlesi bir rutin olmuştur.
İzmir Kordon yeşil ve maviden oluşmaktadır. Bir taraf çimenlik hemen yanı denizdir. Yeşillik alandan sonra dizi dizi kafeler bulunur. Bu atmosferde alışveriş yapmanıza olanak veren mağazalar da yer alır. Son zamanlarda yapılan su temizleme çalışmaları ve sahil şeridinin düzenlenmesiyle iyice adından bahsettirmeyi başaran İzmir Kordon Boyu keyifli zaman geçirebileceğiniz sıcacık bir alandır. Sakin bir pazar gününü renklendirmek için siz de bir alternatif arıyorsanız yapacağınız etkinliklerin başına Kordon’a gitmeyi ekleyebilirsiniz.
İster sahil yürüyüşü yapın ister ailecek güzel bir kahvaltı… Trafikten uzak bir yeşil alanda çocuğunuzla oyun oynamak, top koşturmak isterseniz yine en elverişli yer şüphesiz burası olacaktır. İzmir Kordon gece çimenlerde uzanıp yakamozu seyrederken, teknelerin ve gemilerin sahilden usulca geçişine tanıklık edebileceğiniz bir yer. Buraya gelirseniz huzur ve keyfi zirvede yaşayacak ve geri dönmek istemeyeceksiniz.
Ayrıca Ege sıcaklığını yaşayabileceğiniz, deniz manzarasında iştahla güzel yemekler yiyip, arkadaşlarınızla serin bir şeyler içebileceğiniz çeşit çeşit kafelerin olduğu bir yer burası.

Devamını Oku

İzmir Teleferik

 

Balçova semtindeki İzmir teleferik, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin karşısında bulunuyor. Biniş için ise bilet almanız gerekiyor. Gişe sabah 10:00’dan 21:00’kadar açık oluyor.Gişe kapansa da teleferik akşam 22:30’a kadar seferlerine devam ediyor. İzmir teleferik kaç metre diye merak edenler için cevap 316 metre. Hat boyu ise 810 metre uzunluğunda.Teleferik bir yandan ulaşım aracıyken diğer yandan da piknik ve mesire alanına gidiş imkanı olduğu için İzmirliler tarafından oldukça rağbet görüyor.

İzmir Teleferik Hakkında Bilgi
Devamını Oku

Key Museum

Key Museumİzmir‘in Torbalı ilçesinde yer alan ve 6 Mayıs 2015 tarihinde açılan bir otomobil müzesidir. 7.000 metrekare alan içinde, 130 otomobil ve 40 motosiklet sergilemesiyle Türkiye’nin en büyük otomobil müzesi unvanına sahiptir. Araba tutkunları için heyecan verici olan bu müzede ayrıca dönem eşarplarının araba desenlerine sahip olanlarını görmek de mümkündür. Arabalara ve motosikletlere ilginiz varsa Türkiye’nin konusunda en kapsamlı müzesi olan Key Museum’a mutlaka gitmelisiniz.

Key Museum Hakkında Bilgi

Farklı tarzda ve farklı renkte araç koleksiyonlarının olduğu bu rengarenk müze, İzmirli iş adamları olan E. Özgörkey Grubu İcra Kurulu Başkanı Murat Özgörkey ile İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Selim Özgörkey’in koleksiyon merakından doğdu. 7.000 metrekare alana kurulu olan bu müzede, 2001 yılından beri Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından titizlikle getirilen yüzlerce parça sergileniyor. Koleksiyoncu ikili işe ilk önce kötü durumdaki klasik otomobilleri toplayarak başladı. Bugünse 130 klasik otomobil ve 40 motosikletle iddialı bir şekilde Torbalı’daki Key Museum’da meraklılarıyla buluşuyor.

Devamını Oku

Artemis Tapınağı

Artemis Tapınağı, Diana tapınağı olarak da bilinen ve tanrıça Artemis’e ithaf edilmiş bir yapıdır. Tapınak, İzmir’in Selçuk ilçesi sınırlarında bulunan Efes’te MÖ 550 senesinde tamamlanmıştır. Lidya kralı Croseus’un emri ile Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanan şaşalı yapı, zamanın en ünlü ve iyi heykeltıraşlarına yaptırılmıştır.

Yapının tamamı mermerdendir ve bronz heykel süslemeleri vardır. İlerleyen zamanlarda çıkan bir yangın sonucunda mermer blokların dışındaki her şey yok olmuştur. 115 metre uzunluğunda ve 54 metre genişliğinde olan ve Efes Antik Kenti içinde bulunan yapıyı ziyaret edebilirsiniz. Efes’e gitmişken civarda gezebileceğiniz pek çok yer olduğunu da hatırlatalım.

Devamını Oku

Bostanlı

Son yıllarda popülaritesi hızla artan Bostanlı,İzmir’in en dinamik semtlerinden biridir. Her gün geç saatlere kadar açık olan et ve balık restoranları, kafeleri ve eğlence mekanları ile Bostanlı için Karşıyaka’nın en hareketli, en kalabalık bölgesi denebilir. Önceleri daha çok yerleşim alanı olarak tercih edilen Bostanlı, son yıllarda her geçen gün bir yenisi açılan mekânlarıyla dikkat çekmektedir. Özellikle alternatif eğlence mekânları arayan İzmirlilerin favorisi olmuş Bostanlı, huzur ve eğlencenin buluştuğu bir adres olarak misafirlerini ağırlamaktadır.

izmir.jpg

Devamını Oku

Buca Gölet

İzmir’in en gözde dinlence ve eğlence merkezlerinden biri olan Buca Gölet, 167 bin metrekare alan üzerinde kurulmuştur. Balık, et ve fast-food restoranları, kafeteryaları, piknik alanı, amfi tiyatro, gölet barı, hobi bahçeleri, seyir terasları, marketi ve çocuklar için oyun setleri ve hayvan padoku gibi tesisleri bulunan bir mesire yeri, dinlenme ve rekreasyon alanıdır.

Yapımına Buca Belediyesi tarafından Nisan 1998’de başlanan Buca Gölet Rekreasyon Alanı ertesi sene, 1999 yılının mart ayında halkın hizmetine açılmıştır. İçerisinde bulunan çeşitli restoran, kafe ve mangal alanı gibi olanakların yanı sıra özellikle bahar ve yaz ayları boyunca konser ve diğer etkinliklere ev sahipliği yapan amfi tiyatrosuyla da çok sayıda ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Tiyatro 3500 kişilik kapasiteye sahiptir ve Buca Belediyesi tarafından hazırlanıp tiyatro, konser, söyleşilerden oluşan bir dizi etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.

Devamını Oku

Çiçekliköy

İzmir’in Bornova ilçesine bağlı olan Çiçekliköy, Bornova ve İzmir’in akciğeri olarak bilinir. Restoranları, organik ürünlerle donatılmış köy kahvaltıları ve temiz havası, ziyaretçilerin vakitlerini burada geçirmeyi tercih etmelerinin en önemli sebepleri arasındadır.
Şehir hayatından kaçmak isteyenler için ideal bir yer olan Çiçekliköy’ün batısında Eğridere Mahallesi, doğusunda Yakaköy Mahallesi, kuzeyinde ise Karaçam Mahallesi yer almaktadır. Manisa – İzmir Karayolu’na 2 kilometre mesafede bulunur; ayrıca Bornova ilçesinin merkezine 6 kilometre uzaklıkta konumlanmıştır. 

Çiçekliköy’ün Tarihi

Çiçekliköy’ün tarihi 1877-1878 yıllarında gerçekleşen, Rumî takvime göre 1293’te gerçekleştiği için 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı dönemine dayanmaktadır. Savaş, Osmanlı’nın batı sınırındaki Balkan Cephesi’nde ve doğu sınırındaki Kafkas Cephesi’nde yaşanmıştır. Yaklaşık bir yıl süren savaş, Rusya’nın Balkanlar’da genişleme politikasına dayanmaktadır. Özellikle Balkanlar’da yaşanan bu olaylar neticesinde etnik saldırılar ve kırımlar meydana gelmiştir. Bunun sonucunda ise Balkanlar’dan Anadolu’ya göç yaşanmaya başlamıştır. Çoğunluğu Balkanlar, Sırbistan ve Bosna Hersek’te yaşayan Boşnaklar, 93 Harbi döneminde Anadolu topraklarına göç etmişlerdir. Anadolu topraklarına göç eden Boşnak muhacirler Çiçekliköy’ün asıl kurucularıdır.

Çiçekliköy’de Ne Yapılır?
Devamını Oku

Alsancak

İzmir’in Konak ilçesine bağlı bir semt olan Alsancak, İzmir’in en nezih ve adresleri arasında gösterilmektedir. Sadece gündüzleri değil geceleri de hayli kalabalık olan Alsancak genç nüfusun da çokça tercih ettiği lokasyomlar arasındadır. Eski adı Punto olan Alsancak, İzmir’in merkezine gelindiğinde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında sayılabilir. Sessiz sakin ara sokakları kadar hareketli caddeleri ve meydanlarıyla da Alsancak’a şehir içinde hem otobüsle hem de vapurla ulaşım imkanı bulunmaktadır.

1

Devamını Oku

Basmane

İzmir’de Alsancak’ın bittiği yere başlayan Basmane semti İzmir’in hem tarihi hem de kendine has dokusuyla farklılaşan adreslerinin başında gelir. Konak ilçesine bağlı Basmane konum olarak oldukça merkezi bir alanda ve İzmir’in Asansör, Kemeraltı gibi turistik pek çok noktasına yakınlığı ile de bilinmektedir.

1

Devamını Oku

Bayraklı

İzmir Körfezi’nin kuzeydoğusunda Tepekule mevkiinde bulunan Bayraklı, İzmirÇanakkale yolu üzerinde bulunmaktadır. Merkezi konumu sebebiyle ulaşımın hayli kolay olduğu Bayraklı aynı zamanda Antik İzmir şehri olarak da bilinmektedir. Oldukça modern ve gelişmiş bir ilçe olan Bayraklı güzel iklimi sebebiyle de geçmişten günümüze pek çok medeniyet için cazibe noktası olmuştur.

1

Devamını Oku

Beydağ

İzmir’in Ödemiş ilçesinin güneydoğusunda bulunan BeydağKüçük Menderes Havzası’nda, Aydın Dağları’nın eteklerinde kurulmuş en eski yerleşim yerlerinden biridir. Ödemiş ilçe merkezine 30 kilometre mesafede bulunan Beydağ’ın doğusunda Aydın’ın Nazilli ilçesi, kuzeyinde Kiraz ilçesi, kuzeybatısında Kaymakçı, batısında ise Bademli bulunmaktadır. Beydağ sınırları içerisinden Küçük Menderes Nehri ve bu nehrin aynı zamanda en büyük kolu olan Tesavra Çayı geçmektedir.
Oldukça verimli topraklara sahip Beydağ’ın iklimi, Akdeniz iklimine yakındır. Yaz mevsiminin sıcak ve kurak, kışların ise ılık ve yağışlı geçtiği Beydağ özellikle bahar ve güz mevsimlerinde çokça yağış alır. Beydağ’ın verimli topraklarında zeytinden incire, mısırdan kavuna pek çok ürün yetişmektedir. Ayrıca kestane ve meşe ağaçlarıyla çevrili Beydağ’ın fazla rüzgâr almayan bölgelerinde narenciye de yetişmektedir. Yaz kış demeden yemyeşil doğasını koruyan Beydağ halkının büyük bölümü tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlamaktadır.

Beydağ’ın içinde bulunduğu bölge Kimmerier, Hititler, Frigler, ve Lidyalıların hakimiyetine girmiştir. Lidyalıların ardından Roma hakimiyetinde kalan Beydağ, geçmişinde pek çok parlak günün yanı sıra depremler ve hastalıklar da atlatmıştır. Beydağ’ın ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bugün tam olarak saptanamamaktadır. Fakat Bizans kaynaklarından anlaşıldığı kadarıyla Beydağ’ın bulunduğu bölge Palaipolis adıyla anılmaktadır.

Devamını Oku

Bozdağ Kayak Merkezi

Bozdağ Kayak Merkezi İzmir’in Ödemiş ilçesinde yer alan turistik bir kayak tesisi alanıdır. Fakat aslında dağ burayla sınırlı kalmamaktadır. Kayak merkezine de adını veren Bozdağlar İzmir, Aydın ve Manisa illeri arasında sıradağlar şeklinde yer alır. 1.150 metrede, dağın zirvesine en yakın yerleşim olan Bozdağ beldesinde bulunan Bozdağ Kayak Merkezi Ege’nin Uludağ’ı olarak biliniyor. Bozdağ, konumu itibariyle çok fazla ormanlık alana sahip olduğu için belde içerisindeki piknik ve mesire yerleri ile yerli ve yabancı ziyaretçilerin tercih ettiği yerlerden olmaktadır. Yolunuz İzmir’e düşerse dilerseniz kayak yapmak dilerseniz doğayla iç içe bir piknik etkinliği için burayı tercih edebilirsiniz.

1

Devamını Oku

Fuar İzmir

Fuar İzmir, İzmir şehrinde bulunan, 330 bin metre kare alan üzerine inşa edilmiş bir fuar merkezidir. Fuar Gaziemir ilçesinde bulunur ve bu devasa fuar alanının yanı sıra bir de Alsancakta İzmir Enternasyonal Fuarı yer almaktadır. Burası da tarih boyunca ticari ilişkilerin yoğun olduğu bir liman kenti olan İzmir’deki ilk fuarlara ev sahipliği yapmasıyla bilinir. İzmir İktisat Kongresi sırasında gerçekleştirilen “Numune Meşheri”, daha sonra “9 Eylül Meşheri” adıyla sergiler düzenlenmiş ve bu sergiler 1. İzmir Enternasyonal Fuarı olarak kabul görmüştür. Alanda günümüzde yaz aylarında farklı etkinlikler ve festivaller düzenlenir.

Devamını Oku

Yorumlar

11 Ara 2024, Çarşamba - 21:37
https://atasayhaliyikama.com/