Yeni Bir Yıl, Yeni Yıl Ağaçları Ve Yeni Yıl Rotaları

İnsanların hayatında bir başlangıç bir de son vardır. Tüm canlılar için doğum yaşama bir başlangıç, ölüm ise yaşamın sonu değil mi? Başlangıçlar her zaman çok güzel, mutlu, neşeli... Seyahate, eğlenceli bir geceye, arkadaşlığa, dostluğa hep mutlu başlamıyor muyuz? Bittiğinde içimize bir hüzün, yüreğimize bir ağrı çökmez mi? 

Tıpkı yıllar gibi. Biten yılı düşündüğünüzde ömrümüzden, yaşamımızdan bazen üzülüp ağladığımız, bazen de gülüp eğlendiğimiz, gezdiğimiz, seyahat ettiğimiz, yaşamımıza yeni yaşamlar, yeni heyecanlar, yepyeni dostların, arkadaşların katıldığı 365 gün 6 saat daha eksilir,

Acaba şöyle mi düşünsek... Her bitiş bir başlangıç, değil mi? Bence kesinlikle öyle.

İşte yılbaşını bunun için seviyoruz. Bir heyecan, bir telaş, yüreklerde yeni yıl için yeşeren yepyeni umutlar, dilekler, beklentiler yok mu? Elbette var, umut olmadan yaşam da olmaz. Bir döngü tamamlandıysa, yeni bir döngü başlıyordur. Yine soğuk, zorlu bir kış bitecek, bahar gelecek, coşkuyla, renk renk çiçeklerle tabiat uyanacak. Yaz gelecek geziler, seyahatler başlayacak.

Bu yılı bitirmemize, yeni bir yıla merhaba dememize sayılı günler kalan şu günlerde çoğumuz ağaç süsleme telaşındayız. Bizde son yıllarda moda olan çam ağacı süslemek “batı âdeti sadece Hıristiyanlara özgüdür” inancının yanlış olduğu, çam ağacının Noel bayramla ilgisinin yanlış olduğu artık bilinmekte.

Bu gelenek aslında kökleri Pagan dinine dayanan ve aslında bir yeni yıl geleneği. Peki neden ağaç süsleriz ve neden çam ağacı? Neden kokina alırız evimize dersiniz?

Birçok inanca, geleneğe göre çam ağacı kışın yapraklarını dökmediği, kokina solmadığı için. Ölümsüz yaşamın sembolü olduğu da söylenir. Bizim de umutlarımızın hiç solmamasını diliyorum.

Yılbaşı âdet olmuş, yeni yıla eğlenerek, neşeyle, coşkuyla girelim ki tüm yıl güzel geçsin. Peki yılbaşında birkaç gün nereye gidelim?

St. Petersburg, Moskova, New York, Londra gibi büyük şehirlerin en büyük meydanlarında dev boyutlarda, ışıklarla donatılmış muhteşem ağaçlar çok sayıda turist çeker. Eğer bu kentlere gidecekseniz çok önceden planlayıp uçak biletlerini almanız, otelinizi ayarlamanız gerekir zira gün yaklaştıkça fiyatlar uçup gidiyor.

Bu kalabalık büyük şehirlerdeki kutlamalar yerine küçük bir şehir ya da bir kasaba, bir köy düşünün, çok daha sevimli ve keyifli olmaz mı? Benim için kesinlikle öyle olur.

Örneğinİsviçre'de Luzern, Burgdorf, İtalya'da Como, Parma, Cinque Terre.

Ya da Letonya'da Riga.

Veya Litvanya'da Vilnius ya daİngiltere'de Bath gibi… Örnekler sonsuz, çoğaltabiliriz.

Ben yılbaşında genelde ülkemde olmayı tercih ederim ama yurt dışına çıkacaksam da nedense sıcak ülkeler yerine hep kışı yaşayan karlı ülkeleri tercih ederim, beyaz örtünün yılın bu zamanına çok yakıştığını ve daha romantik olduğunu düşünürüm ve yılbaşında illa kar yağsın isterim.

Size yurt dışında geçirdiğim bir yılbaşını anımı anlatmak istiyorum. Estonya’nın küçük, sevimli başkenti, tarihî Tallinn şehri. Arnavut kaldırımı sokakların iki yanında, yılbaşı süslerinin ışıkları altında inanılmaz güzellikteki tarihî yapıları, şehrin ortasındaki müthiş parkı gezdikten sonra UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde olan kentin kalbinin attığı meydana geliyoruz. Noel pazarı kurulmuş, el işi atkılar, bereler, ceketler, hediyelik eşyalar satan kulübelerde ilginç yerel kıyafetli satıcı hanımlar, sevdiklerine hediye alan turistlerle birlikte renkli, canlı ve cıvıl cıvıl. Meydan, meydana açılan sokaklar, etrafındaki tarihî evler ve altlarındaki kafeler, ağaçlar ışıl ışıl. Her yer çok güzel süslenmiş, her şey çok güzel. Hava soğuk mu soğuk ama hiç kar yok. Yine de keyifliyiz, kulübelerin arasında dolaşıyor, alış veriş yapıyorum. O da ne! Birden kar atıştırmaya başlıyor, derken lapa lapa kar yağmaya başlıyor.

Hiç çekinmeden meydanda çığlıklar atarak mutluluktan dans edişimi hiç unutamam.

İşte böyle küçücük ama tatlı sürprizler hayatımızı renklendirmeye yetiyor, yüzlerdeki tatlı bir tebessüm bile hayatı yaşanmaya değer kılıyor.. Ne dersiniz?  

Bu yılbaşı karlı olmayacak gibi, o halde şehir dışına ama yakın bir yerlere gitmek için güzel bir fırsat. Nereye gidilebilir derseniz işte birkaç öneri; İstanbul yakınlarında Ağva, Riva, Şile, YalovaBursa olabilir. Ankara’da yaşayanlar için Beypazarı, Safranbolu, Abant belki keyifli olmaz mı? İzmir’de yaşayanlar içinse çok yakınlarında sonsuz seçenek var tabii, ben mesela Sığacık’a giderdim, Urla, Çeşme, Foça, Kuşadası, Ayvalık, hatta Bodrum da olabilir.

Beni sorarsanız ben birkaç dostumla birlikte, Kastamonu’da restore edilerek butik otel olan, ünlü Kastamonu evlerinden birinde kalacak ve yöreyi bir kez daha gezeceğim.

Gelelim yeni yıl dileklerine..

Yeni yılın bir güzel yanı da sevdiklerimiz, hatta kendimiz için iyi dileklerde bulunmak. 

Elbette ilk dileğimiz sevdiklerimiz için sağlık, ülkemiz ve dünyamız için huzurlu, savaşsız, terörsüz bir yıl. Ama herkesin sevdikleri için olduğu kadar kendi için de çok özel dilekleri, yeni yıldan beklentileri illa vardır. Mesela ben kendim için “bol seyahat” diliyorum.

Tüm Gezimanya ailesine ve sizlere, tüm okurlarımıza mutlu, çok mutlu, bol seyahatli yıllar olsun!

Sevgiyle kalın.


 

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.