Geçen hafta hem gezmeyi çok sevdiğim hem de sokaklarında yürürken bir parçası olmaktan çok keyif aldığım bir şehre yani Budapeşte’ye gittim. Yaklaşık 2 günümü geçirdiğim Budapeşte’de şehrin beni yine hayal kırıklığına uğratmadığını ve bir kez daha Budapeşte’nin büyülü atmosferinde harika anılar biriktirdiğimi söyleyebilirim.
Bu seferki gezim sırasında şehirde en sevdiğim yerleri bir kez daha gezip, en beğendiğim tatları yeniden deneyimledim ve Budapeşte’ye bir kez daha hayran kalmaktan kendimi alamadım. Seyahatim esnasında görüp de çok etkilendiğim mekanlardan biri; şehrin yüksek bir noktasında yer alan Gül Baba Türbesi oldu.
Beni çokça etkileyen yapının tarihine göz atarsak; Gül Baba Türbesi 16. yüzyılda şehrin Gül Tepesi isimli bölgesinde inşa edilmiş bir Türk Türbesi… Yapının isminin Gül Baba olmasının nedeni; türbenin ismini Türk Ordusu ile Budin’e giden saygın Bektaşi dervişi Gül Baba’dan almasıymış. Hatta bölgedeki bir inanışa göre türbenin bulunduğu yerin isminin Gül Tepesi olarak adlandırılmasında da Gül Baba’nın Budapeşte’ye götürdüğü güllerin etkisi büyük...
Yüzyıllar içerisinde defalarca onarılan türbenin bugünkü haline 2016 yılında başlayıp 2018 yılında sonlanan restorasyonla geldiğini söylemek mümkün. Yapı ile ilgili okuduğum kaynaklarda bu onarımın ardından türbenin daha çok ziyaretçi almaya başladığını gördüm.
Rakamlarla ifade edecek olursak bu onarım öncesinde yılda üç bin ziyaretçi alan türbe, 2018 yılından beri her ay yaklaşık on bin kişi tarafından ziyaret edilmekteymiş. Bu başarıda restorasyon sırasında geleneklerin modern trendlerle en başarılı şekilde birleştirilmesinin olumlu etkisi olduğunu düşünüyorum.
1914 yılında Macar Ulusal Anıt Eseri ilan edildiğini öğrendiğim türbenin korunması için Macar Devleti tarafından 2017 yılında Gül Baba Türbesi Mirasını Koruma Vakfı isimli bir vakıf da kurulmuş. Okuduğum kaynaklar ve edindiğim bilgilere göre bu vakıf kurulduğu günden beri türbenin korunması ve daha çok kişi tarafından ziyaret edilmesi için oldukça aktif çalışıyormuş.
Gül Baba Türbesi’ni yapıya gelen tüm ziyaretçilere en doğru şekilde tanıtmayı hedeflerinden biri olarak açıklayan vakıf, alanın içerdiği tüm unsurlarla birlikte başarılı bir kültür merkezi haline gelmesini amaçlıyormuş. Ayrıca türbenin korunumunu sağlayıp Türk-Macar ilişkilerini daha canlı hale getirerek iki ülke arasında daha yakın bir dostluk kurma fırsatı yaratmak da vakfın öncelikli isteklerinden bir diğeriymiş.
Yine bir bilgi verirsem; Gül Baba, zamanının en hümanist ve sevgi dolu insanlarından biriymiş. Türbeyi korumak için çalışan kişiler de Gül Baba’nın belirlediği yolu takip etmeye özellikle özen gösteriyor.
Türbeyi gezerken yapının bahçesinde olmak bana çok keyif verdi. Çünkü bahçeyle çalışanların özenle ilgilendiği belliydi. Bahçesini beğendiğim bu yapının içinde bir adet kalıcı sergi alanının da bulunduğunu belirtmeliyim. Eğer ki türbeyi ziyaret ederseniz mutlaka bu sergi alanını gezin ve hem Macar kültürüne hem de Türk kültürüne dair bilgilerinize yenilerini ekleyin. Ayrıca yapıda kalıcı sergi alanının yanı sıra geçici sergi alanının da bulunduğunu ve bu bölümde de 3-4 ayda bir yeni sergiler yapıldığını unutmayın!
Bu arada eğer Türk çayı ya da Türk kahvesi hayranıysanız da size iyi bir önerim olacak. :) Yapıda yer alan kafede çalışanlar ziyaretçilere gerçek Türk kahvesi ve çayı ikram etmeyi kendilerine bir görev edinmiş. Yani eğer ki Budapeşte geziniz esnasında Türkiye’yi özlerseniz Gül Baba Türbesi’ne gelip çay ya da kahvenizi yudumlayarak hasretinizi giderme olanağınız var.
Ayrıca siz de benim gibi gittiğiniz yerden sevdiklerinize hediyeler getirmekten hoşlanan biriyseniz Gül Baba Türbesi’nin içinde bir de hediyelik eşya dükkanı olduğunu bilmenizde fayda var. Siz de bu dükkanı gezmeye vakit ayırarak sevdiklerinize şehirden ufak bir hediye satın alabilir, onları mutlu edebilirsiniz.
Bu gezi notumda türbeyle ilgili en sevdiğim detayı en sona sakladım. :) Girişte de belirttiğim gibi Gül Baba Türbesi şehrin oldukça yüksek bir noktasında… Yani türbeye çıktığınızda Budapeşte’ye yukarıdan bakmanız mümkün. Demek istediğim o ki; türbenin kesinlikle görülmeye değer bir manzarası var. Siz de bu türbeye gelerek güzel şehir Budapeşte’nin doyumsuz manzarasını tepeden gözlemleme fırsatına sahip olabilirsiniz.
Başta da belirttiğim gibi Budapeşte’yi bir kez daha deneyimlemek, Gül Baba Türbesi’ni gezmek ve Türkiye’ye yeni bilgiler edinmiş bir şekilde dönmek çok güzeldi. Siz de eğer benim gibi Budapeşte hayranıysanız ve bu şehrin her köşesini keşfetmek istiyorsanız mutlaka türbeyi deneyimlemelisiniz. Ya da kenti ilk kez deneyimleyecekseniz yine yapıdan şehre mutlaka bir göz atmalısınız. Fakat türbenin şehrin oldukça yüksek bir noktasında yer aldığını ve yapıya ulaşmanın bir hayli zor olduğunu unutmayın! Benden söylemesi. :)