Ankara’da Gezilecek Yerler

Ankara Ulus’ta yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, günümüzde kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer almaktadır. Hem yerli hem de yabancı turistlerin oldukça ilgisini çeken müzede Anadolu Arkeolojisi, Paleolitik Çağ’dan başlanarak günümüze kadar Osmanlı devrinin bu tarihi mekanlarında kronolojik bir sırayla sergilenmektedir.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Anadolu’nun arkeolojik eserlerini sergileyen ve dünyanın sayılı müzeleri arasında önemli yere sahip bir müzedir. Müzede ilk etapta yalnızca Hitit eserleri sergilenirken, daha sonra diğer uygarlıklara ait eserler getirilerek zenginleştirilmiş ve Hitit Sergisi olmaktan çıkarak Anadolu medeniyetlerinin müzesi haline gelmiştir.  Paleotik Çağdan başlayarak günümüze kadar gelen kendine has eserler koleksiyonuyla dünyada sayılıdır. 1997 tarihinde Avrupa Müze Forumu’nun düzenlediği ve Lozan kentinde 68 müzenin katıldığı yarışmada  “Avrupa Yılın Müzesi Ödülü”nü almıştır. Bu ödülü kazanan Türkiye’deki tek müze olma unvanını taşımaktadır. Müzede ayrıca dünyanın bilinen en eski haritası olan ve milattan önce 6200 yılına ait Çatalhöyük kent planı haritası sergilenmektedir.

19 Mayıs 1919 itibariyle Mustafa Kemal önderliğinde başlayan milli mücadelenin yönetimi için Ankara’da açılan meclis, modern Türkiye’yi kuran meclistir. İki meclisli sistemden tek meclisli sisteme geçiş sebebiyle 1981 yılından bu yana kullanılmamaktadır. Ancak dini bayramların ilk günü dışında yılın her günü ziyaret edilebilir. Cumhuriyet Müzesi'nde Kurtuluş Savaşı’nı ve Türkiye’nin ilk üç cumhurbaşkanı dönemini yansıtan fotoğraflar, cumhurbaşkanlarının özel eşyaları ile o dönemde mecliste alınan kararlar ve kanunlar sergilenir. Yapı, Selçuklu ve Osmanlı bezeme motiflerinin yer aldığı ahşap tavan süslemesi, kemerler, saçaklar ve çinilerin yer aldığı bölümlerle döneminin mimari özelliklerini yansıtır. 

Atakule’nin, Ankara’nın başkent oluşunun 66. yılında, 13 Ekim 1989 tarihinde açılışı yapılmıştır. Atakule'nin altında bulunan alışveriş merkezi ise, Türkiye’nin ikinci ve Ankara’nın ilk alışveriş merkezi olarak hizmet vermeye başlamıştır. Sekizinci cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından açılışı yapılan Atakule’nin adı bir yarışma sonucunda belirlenmiştir.

Atakule, Türk mühendis ve işçiler tarafından inşa edilmiştir. Alışveriş merkezinin plan ve projesini Mimar Ragıp Buluç üstlenmiştir ve 1987 yılında dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal eşliğinde temelleri atılmıştır. Dikkat çeken mimari yapısı ve konumu ile Ankara’nın önemli bir turizm merkezi olan Atakule, düzenlenen bir yarışma sonucu halk tarafından isimlendirilmiştir.

M.S 7. yüzyılda Persler tarafından yapıldığı sanılan Ankara Kalesi sırayla Romalıların, Bizans’ın, Anadolu’ya girdikten sonra Selçukluların, Haçlı Ordusu’nun ve Osmanlıların eline geçmiştir. 1832’de Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın yenileme ve genişletme çabaları sonucunda kale şimdiki halini almıştır. 16 metre boyundaki duvarlarla çevrili olan kaleden tüm Ankara manzarası izlenebilir. Toplam 42 kulesi olan Ankara Kalesi’nin kuzeybatı kısmını Selçuklularca yapıldığı, üzerindeki yazıdan anlaşılmaktadır. 1640 yılında Ankara' ya gelen Evliya Çelebi, seyahat kitabında Ankara kentini ve kentteki yaşamı ayrıntılı biçimde anlatmaktadır ancak önceliği Ankara Kalesi’ne vermiştir.

Ankara Etnografya Müzesi şehrin Namazgah semtinde, 1925 yılında müze yapılmak üzere bağışlanan arazide kurulmuştur. Geçen hazırlık süresinin ardından 1930 senesinde açılarak faaliyete geçmiş olan Ankara Etnografya Müzesi’nde Türk kültürünün geleneksel yaşam örnekleri ile birlikte Selçuklu döneminden bugüne kadar süre gelen eserler sergilenmektedir. Anadolu Türk topluluklarının, Türk kültürünün etnik kültürüne ait eserler, müzenin koleksiyonları arasında sergilenmektedir. 

Ankara Etnografya Müzesi bünyesinde özellikle Anadolu’nun etnografik ve folklorik motifleri, sanat tarihini aydınlatan eserleri koruma altında tutan bir ihtisas kütüphanesi de yer almaktadır.

Kurtuluş Savaşı’nın önderi ve modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mezarının bulunduğu Anıtkabir’in inşası 1953’te tamamlanmıştır. Atatürk’ün 1938’deki ölümünden sonra başkent Ankara'da Anıtkabir’in inşasına başlanmıştır ve bitene kadar naaş Etnografya Müzesi’nde muhafaza edilmiştir. 1953’ten itibaren Anıtkabir, Atatürk’ün mezarını ziyaret etmek isteyen yerli ve yabancı herkese her gün ücretsiz olarak açıktır. Anıtkabir’in avlusunda ana binanın boyuyla orantısız şekilde hazırlanmış küçük bir mezar daha bulunur. Bu mezar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı ve Atatürk’ün silah arkadaşı olan İsmet İnönü’ye aittir. Anıtkabir’e gittiğinizde ayrıca Kurtuluş Savaşı Müzesi’ni ücretsiz ziyaret edebilir ve dilerseniz orada bulunan anı defterine duygu ve düşüncelerinizi kaleme alabilirsiniz. Müzeden sonra göreceğiniz anı dükkânından alışveriş yapabilirsiniz. Atatürk’ün asıl mezarı Anıtkabir’in içindeki özel bir odadadır ve giriş yasaktır.

Hacıbayram Camii ve Türbesi mimari niteliklerinin yanı sıra, Anadolu’da yayılmış Bayrami Tarikatı’nın gelişmesi ve tanınması ile ilişkili olarak da dikkat çekici bir özelliğe sahiptir.Ankara’da yer alan Hacıbayram Camii gerek tarihî önemi gerekse manevi yönü ile oldukça çok ziyaretçisi olan camilerimizdendir. Binanın dışında dolanıp incelediğinizde oldukça sade ve gösterişten uzak planlanmış Hacı Bayram Camii sizi yanıltabilir ancak içeri girdiğiniz zaman incelikle planlanmış pek çok detay ile aslında fazlasıyla dikkat çekici olduğuna şahitlik edebilirsiniz.

Elmadağ Kayak Merkezi, Ankara‘nın yaklaşık 17 kilometre güneydoğusunda, Elmadağ’ın kuzey yamacında bulunan bir kayak merkezidir. İlçe olan Elmadağ ile sıkça karıştırılan kayak merkezi, Elmadağ ilçesinde bulunmaz. İlçe olan Elmadağ, Ankara şehir merkezinin doğusunda, Kırıkkale – Samsun yolu üzerinde bulunur. Kayak merkezi olan Elmadağ ise Ankara şehir merkezinin biraz daha güneyindedir. Çankaya’dan baktığınızda yüksekliği ile gözünüze çarpan bölge, Nisan ayından itibaren yeşil, Aralık ayına gelindiğinde ise beyazlar içerisinde misafirlerini karşılar. Ankara şehir merkezine yakın olmasıyla kolayca ulaşılabilen bu cazibe merkezine kış aylarında kayak için gidebilirsiniz.

Atatürk Orman Çiftliği, 1925 senesinde Ankara‘da, Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulan bir çiftliktir. Sadece çiftlik deyip geçmek burası için yeterli olmayabilir. Atatürk, farklı kişilerden parça parça toprak satın alarak bu alanı oluşturmuştur. Atatürk Orman Çiftliği, diğer çiftliklerden farklı olarak içerisinde Türkiye’nin en büyük hayvanat bahçesini, Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin bir benzerini, Karadeniz havuzunu ve devlet mezarlığını bünyesinde barındırıyor. Aynı zamanda çiftlik Ankara’nın en büyük yeşil alanı olarak biliniyor. Atatürk’ün vefatından 1 yıl önce hazineye bağışladığı yer, günümüzde gezilebilecek iyi bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor.

Harikalar Diyarı, Ankara‘da bulunan ve aynı zamanda Avrupa’nın en büyük parklarından biri unvanına sahip olan bir eğlence parkıdır. Devasa alanda Harikalar Diyarı adlı kitaptaki her kahramanı görmeniz mümkündür. Ailecek bütün bir gün boyunca eğlenceli zaman geçirebileceğiniz parkta, kendinizi bir masalın içinde gibi hissedebilirsiniz. İçerisinde Masal Adası, Gençlik Merkezi, Nikah Salonu ve Hanımlar Lokali bulunan Harikalar Diyarı’nı ziyaret etmek için Ankara’nın Sincan ilçesine gidebilirsiniz.

Estergon Kalesi Ankara ilimizde yer alan ve 29 Mayıs 2005 yılında hizmete sunulan, tarihimizin ve geçmişten günümüze kadar uzanan kültür unsurlarının sergilendiği bir yerdir. Adını, Türk tarihi için büyük bir öneme sahip olan ve Budapeşte’de Tuna Nehri kıyısında bulunan tarihi Estergon Kalesi’nden almıştır. Etnografya Müzesi ve Asya Bahçeleri ile geçmişten günümüze Türk tarih ve kültürünü yansıtan önemli mekanlardan birisidir. Kalede; dükkan katı, Ören Köşk Katı ve seyir terası gibi farklı bölümler vardır. Estergon Kalesi filmi, Estergon kalesi türküsü ve Estergon kalesi marşı gibi pek çok sanat eserine konu olan Budapeşte’deki Estergon Kalesi, Macaristan ve Osmanlı tarihinde büyük bir önem taşır. 13. yüzyıl başında yapılan, Macaristan’daki bu önemli yapı, Macar Krallığı’nın da önemli idari ve din merkezi olmuştur. Siz ise aynı adı taşıyan bu kaleye yurtdışına çıkmadan Ankara’da rastlayabilirsiniz.

Kocatepe Cami, Ankara’nın Kocatepe semtinde 1967’de inşaatına başlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından bundan 20 yıl sonra yani 1987’de inşaatı bitirilen bir camiidir. Başkent Ankara’nın en büyük camileri listesinde başlarda yer alan cami, bir tarihi eser niteliği taşıyacak kadar eski değildir. Fakat nispeten yeni olmasına karşın dikkat çeken bir yapıdır. Bunun yanı sıra gösterilen işçilik anlamında ve sanatsal açıdan incelendiğinde de tarihte yer etmiş mimarilerden hiçbir eksiği bulunmamaktadır. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bu devasa yapıyı ziyaret etmenizi öneririz.

Kocatepe Camii’nin inşaatı çok uzun yıllar sürmüştür. 1981 senesinde caminin inşaatını ve mal varlığını Türkiye Diyanet Vakfı devraldıktan sonra inşaat çalışmaları hızlanmıştır. Sonrasında 1987’de dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından ibadete açılmıştır. Mimar Sinan’ın geliştirdiği mimari tarza bağlı kalınarak inşa edilen Kocatepe Camii‘nin ana mekanı 4 fil ayağı üzerine oturan bir merkezi kubbe ile dört yarım kubbeden meydana gelir. Caminin 88 metre uzunluğunda 4 adet minaresi bulunur. Minarelerin şerefelerine merdivenle çıkıldığı gibi asansör de kullanmak mümkündür. Camideki yazılar Hamit Aytaç ve Mahmut Öncü, konferans salonundaki yazılar ise Emin Barın imzası taşımaktadır. Caminin halı desenleri Afyon Ulucamii‘ndeki halı desenlerinden ilham alınarak hazırlanmıştır.

Nata Vega Akvaryum, Ankara’nın Nata Vega Outlet Alışveriş Merkezi içinde bulunan devasa akvaryum kompleksidir. Açıldığı tarihten itibaren bir cazibe merkezi olmayı başaran bu büyük akvaryum içinde pek çok çeşit deniz canlısına rastlamak ve yaşantılarıyla ilgili bilgi sahibi olmak mümkündür. Outletin içerisinde bulunması sebebiyle alışveriş öncesi ya da sonrası keyifli zaman geçirmek için ziyaret edebileceğiniz Nata Vega Akvaryum 4,5 milyon litre su kapasitesinin yanı sıra ve 98 metre uzunluğuna sahip. Devasa su alanı toplamda 24 akvaryumun bir araya gelmesiyle oluşuyor ve bünyesinde toplamda 12.000 deniz canlısına ev sahipliği yapıyor. Akvaryum ziyaretiniz sırasında ayrıca dünyanın en ilginç ve tehlikeli hayvanlarının olduğu Adrenalin Dünyası’nı gezerek gözlemleyeceğiniz canlı sayısını artırabilirsiniz. Kısacası deniz canlılarına ve farklı türlere ilginiz varsa Nata Vega Akvaryum fırsatını kaçırmamalısınız. Türkiye’nin en büyük tünel akvaryumu olma unvanını elinde bulunduran mekanı gezmediyseniz Ankara’nın Mamak ilçesine giderek bu deneyimi yaşayabilirsiniz.

Ulucanlar Cezaevi Müzesi, Ankara Altındağ’da yer alan ve 1925 senesinde inşa edilen bir cezaevidir. Cumhuriyetin ilk yıllarından 2006 yılına kadar geçen süreçte kader mahkûmların koğuşu olan Ulucanlar, yapılan restorasyon çalışmalarının ardından 2011 senesinde halkın hizmetine girdi. Pek çok tanınmış isme bir dönem mesken olan yapı günümüzde çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor. Aslına sadık kalınarak yenilenen yapıda görebileceklerinizin arasında mahkûmların balmumu heykelleri, günlük hayatta kullandıkları araç gereçler, tanınmış kişilerin fotoğrafları, belgeler ve çok daha fazlası yer alıyor. Yolunuz Ankara’ya düşecek olursa, Altındağ ilçesinde bulunan Ulucanlar Cezaevi Müzesi’ni ziyaret etmeyi unutmayın.

Kuğulu Park, başkent Ankara’nın Kavaklıdere Mahallesi’nde yer alan tarihi bir park alanıdır. Tüm Ankaralıların yanı sıra gezmek için farklı illerden de ziyaretçi alan park; Tunalı Hilmi Caddesi, Atatürk Bulvarı ve Polonya Caddesi arasında konumlanır. İçindeki kuğulardan adını alan parkın havuzunda ayrıca kazlar ve ördekler de bulunur. Şehrin gürültüsünden kaçmak ve dingin bir atmosferde dinlenmek isterseniz, çevresi ağaçlarla dolu olan Kuğulu Park‘ı ziyaret edebilirsiniz. Kuğulu Park ayrıca kafe ve barları ile meşhur olan Arjantin Caddesi‘ne de yakın bir noktada bulunur.

Seğmenler Parkı, Ankara ilinin Çankaya ilçesinde yer alan bir parktır. Kavaklıdere mahallesinde konumlanan Seğmenler Parkı 1983 yılından beri halkın hizmetindedir. Yaklaşık 67 bin metrekare arazi üzerinde bulunan alan, şehir gürültüsünden kaçmak isterseniz beklentilerinize yanıt verecek doğallıktadır. Soluk almanıza fırsat veren ender mekânlar arasında bulunan Seğmenler Parkı’nda, adını aldığı seğmenleri temsil eden bir heykel yer alır.

Ankara’da bulunan ve Türkiye’nin en önemli tabiat tarihi müzelerinden biri olan MTA Müzesi, MTA Genel Müdürlüğü’nün kuruluşundan itibaren bugüne kadar geçen süren kapsamında yapılmış olan her türlü jeolojik, mineralojik ve paleontolojik araştırma ve çalışmaların sonucunda elde edilmiş buluntulara sahiptir. Ayrıca bunlara ek olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki tüm üniversitelerin ilgili fakültelerinin yer bilimleri alanında yapmış ve yapmakta olduğu bilimsel ve teknik araştırmaların sonucunda ortaya çıkan ürünleri sergilemekte ve Anadolu’nun tabiat tarihine ışık tutmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk‘ün talimatıyla 1935 yılında kurulmuş olan Maden Tetkik Arama (MTA) Müdürlüğü kapsamında faaliyet gösteren MTA Tabiat Tarihi Müzesi, 7 Şubat 1968 tarihinde açılmış ve o günden bu yana hem Türkiye halkına hem de dünya çapında bilim dünyasına önemli hizmetler vermiştir.

Ankara teleferik, Türkiye’de ilk olarak toplu taşıma amacıyla yapılan başkent Ankara’da bulunan ve Yenimahalle – Şentepe arası düzenli olarak sefer yapan bir teleferik hattıdır. 2014 senesinden bu yana yolcu taşıyan teleferik, metro ile senkronize çalışır durumdadır. Günlük rutininiz gereği Ankara teleferiği kullanıyorsanız zamandan tasarruf etmeniz mümkün. Ancak yolunuz Ankara’ya düşerse dilerseniz güzergâhınız için, dilerseniz gezi amacı ile teleferiği kullanarak şehre yukarıdan bakma fırsatını yakalayabilirsiniz.

Ankara’da bulunan bu teleferik saatte 2.400 yolcu taşıma kapasitesine sahip. Yenimahalle istasyonundan binecek olursanız Şentepe teleferik son durak olarak karşınıza çıkıyor. Yenimahalle ve Şentepe ile beraber toplamda 4 durak bulunuyor. 3257 metrelik uzunluğa sahip ulaşım sisteminde 106 adet kabin yer alıyor. Her kabin ise yaklaşık 15 saniyede bir durağa ulaşım sağlıyor. Bu da yaklaşık 13 dakikada 200 metre kot farkı ve 3257 metre yol kat edilmesini sağlıyor. Her kabin 10 kişi kapasiteye sahip. Acil durum butonları olan teleferikte 19 adet ana direk yer alıyor.
Yenimahalle metrosundan çıktıktan sonra zaman kaybetmeden ve seri şekilde Şentepe’ye ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Ulaşım hattından yaşlı ve engelliler de rahatlıkla faydalanabiliyorlar.

Gordion, tarihte Frigya’nın başkenti olarak bilinen bir antik yerleşimdir. Ankara il sınırlarında bulunan Gordion höyüğündeki kazılar sonucunda yerleşimin Frigya’dan öncesine de gittiği anlaşılmıştır. Milattan önce 9. asırda Friglerin vatanı olan Gordion’u, tarihe ilginiz varsa mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Göksu Parkı, Ankara’nın en büyük parklarından biri olup Ankara Büyükşehir Belediyesi Anfa Altınpark işletmeleri tarafından işletilmektedir.

Ankara Duatepe Anıtı yurdumuzun düşman işgaline uğradığı, ülkenin dört bir yanında direniş ordularının vatanı kurtarma çabasında olduğu yıllarda kahramanlık hikâyeleri ile bu vatanı kurtaran herkese bir saygı duruşudur.

Başkentimiz Ankara’da yer almakta olan Çengel Han Rahmi M. Koç Müzesi 2005 senesinde ziyarete açılmış olup, tarihî Ankara Kalesi’nin ana kapısı karşısında bulunmaktadır.

Cumhuriyet Müzesi (2. TBMM) II. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında bulunmaktadır. Cumhuriyet Müzesi (2. TBMM) ev sahipliği yapan bina 1923 yılında Cumhuriyet Halk Mahfeli olarak planlanarak yapılmıştır fakat I. TBMM binası, meclise küçük ve yetersiz gelince Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile bu bina fonksiyonel olarak değiştirilmiş ve 18 Ekim 1924’te II. TMBB binası olarak hizmete girmiştir.

Cumhuriyet tarihinin kurulan ilk üniversitesi olan AnkaraÜniversitesi bünyesindeki Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi Türkiye’de açılmış olan ilk oyuncak müzesidir. Prof. Dr. Bekir Onur tarafından 23 Nisan 1990’da ziyarete açılmıştır. Müzenin kayıtlı bulunan en eski oyuncağı, 1890 yılından kalma olan ve İnci San’ın bağışı olan Alman yapımı Bebek Evi Takımı’dır.

Başkent Ankara’ya 60 kilometre kadar uzakta yer alan Ayaş ilçesi; eski evleri, lezzetli domatesleri, tadına doyulmayan dutu ve tarihî kaplıcalarıyla bilinir. Ayaş evleri isminde geçen Ayaş kelimesi Öz Türkçe lehçelerinden kaynaklı ayas ya da ayaz kelimelerinden gelmektedir. Parlak, açık olan, aydınlık gibi anlamlar taşımaktadır.

Hamamönü Ankara’nın en kalabalık ilçelerinden Altındağ’a bağlı, tarihî bir semttir. Şehrin en eski yerleşim bölgesi olan Hamamönü, tarihî dokusu ile Osmanlı ve cumhuriyetin ilk yıllarının şehircilik anlayışını yansıtan yapılarıyla, insanda bir Osmanlı kentini ziyaret etmiş hissini uyandırmaktadır. Evlerden camilere kadar Hamamönü’ndeki yapılar 17, 18 ve 19. yüzyılın mimari özelliklerini taşımaktadır.

Ankara'nın önemli yapılarından olan T.C. Ziraat Bankası binası, 1926-1929 yılları arasında İtalyan mimar Giulio Mongeri tarafından yapılmıştır. T.C. Ziraat Bankası Müzesi ise Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi yapılarından biri olan bu genel müdürlük binasında, 1981 yılında hizmete girmiştir. T.C. Ziraat Bankası Müzesi bankanın 118. kuruluş kutlamalarının yapıldığı 20 Kasım 1981 tarihinde, dönemin Danışma Meclisi Başkanı Dr. Sadi Irmak tarafından açılmıştır.

Başkent Ankara’nın Ulus Meydanı’nda yer almakta olan Ulus Cumhuriyet Anıtı Kurtuluş Savaşı’nda destan yazan kahramanlarımıza minnetimizin ifadesi olarak dikilmiştir.

Türk tarihine hem şehitlerimizin kanıyla hem de altın harflerle yazılmış olan Sakarya Meydan Muharebesi, 23 Ağustos tarihinde başlayıp, 13 Eylül 1921 tarihinde zaferimiz ile sona ermiştir. Ankara ilimizin Polatlı ilçesi ile Haymana ilçesi sınırlarında bulunan Sakarya Nehri’nin doğusundaki bölgede gerçekleşmiştir ve Kurtuluş Savaşı’mızın kaderinin değiştiği yerdir. Sakarya Meydan Muharebesi şehitlerini anmak adına yapılmış olan Sakarya Şehitleri Zafer Anıtı Ankara’nın Polatlı ilçesinde yer almaktadır.

Mustafa Ayaz Vakfı Plastik Sanatlar Müzesi, Ankara ilimizin Çankaya ilçesinde yer almaktadır. Zemini 1.720 metrekareye sahip olan müze 7 katlı planında toplam 5000 metrekare kullanım alanına sahiptir.

Mehmetçik Anıtı, Ankara ilimizin Polatlı ilçesinin 6 km batısında bulunan Kartaltepe’de yer almaktadır.

Yapımında Koç Holding ve Tüpraş isimlerini gördüğümüz Mehmetçik Anıtı ülkemizin en yüksek anıtı olmak özelliğine sahiptir. Heykeltıraş Prof. Dr. Sait Rüstem tarafından yapılmıştır. 22 metrelik heykel bölümü, 10 metrelik bir kaidenin üzerine yerleştirilmiş, toplamda 32 metre yüksekliğini bulan Mehmetçik Anıtı her biri savaş kahramanı askerlerimize, şehit ve gazilerimize bir saygı duruşudur.
Sakarya Meydan Muharebesi sırasında Ankara’yı inleten top mermilerinin sesinin yükseldiği mevki olan Kartaltepe, simgesel olarak da zaferin en iyi sembollerinden. Genel olarak “Dur Yolcu Mehmetçik Anıtı” diye anılan, halk ağzıyla “Polatlı’daki asker heykeli” diye tarif edilen eser, 6 Ağustos 2008 tarihinde tören ile açılmıştır. Açıldığı dönemde Dur Yolcu Mehmetçik Anıtı ile birlikte Duatepe ve Malıköy tren istasyonunu da içine alacak olan bölgede Sakarya Savaşı Tarihi Milli Parkı ve Panoramik Müze planlanmıştır. Aradan zaman içerisinde planlanmış çalışmaların bazıları hayata geçirilebilse de proje komple bitmemiştir.

Ankaralıların boş zamanlarında dinlenmek, eğlenmek, piknik yapmak, balık tutmak, mangal yapmak için tercih ettikleri park alanlarından birisi Mavi Göl (Bayındır Barajı) civarı. Parkın içinde bulunduğu Bayındır Barajı alanı içindeki 6 milyon metreküplük suyun yarattığı mavilik, alanın hem adını hem de bu mesire alanına en uygun tanımı vermektedir.

Ankara’nın Keçiören ilçesinde bulunan Keçiören Belediyesi Etnografya Müzesi, 2005 yılında faaliyete geçmiştir. Keçiören Belediyesi’nin kültür merkezlerinden Estergon Türk Kültür Merkezi alanının 1. katında bulunan müze Keçiören Belediyesi Etnografya Müzesi ismiyle hizmet vermektedir. Estergon Türk Kültür Merkezi ile Keçiören Belediyesi Etnografya Müzesi eş zamanlı olarak hizmete açılmıştır.

Ankara Sıhhıye Meydanı’nda konumlanmış bulunan ve 1974 senesinde yapılan anıt, küçük bir antik eserin büyütülmüş kopyasıdır aslında.

Ankara Roma Hamamı Ulus Meydanı’ndan Yıldırım Beyazıt Meydanı’na uzanan Çankırı Caddesi üzerindedir. Caddeden 2,5 metre yükseklikte konumlanan bu alanın, bir höyük olduğu bilinmektedir.

Ankara’daki tarihî Roma Hamamı ören yerinde, aşağıdan yukarı doğru Frig Devri kalıntıları, kısmen Bizans ve Selçuklu katları ve en üstte de Roma Çağı yerleşimi kalıntıları bulunmaktadır.

Dikmen Vadisi, Ankara’nın Çankaya ilçesinde yer alan vadiler ve dereler sisteminin bir koludur. Şehirden uzaklaşmak için en iyi alternatiflerden biri olan Dikmen Vadisi; çevre düzenlemesi, bol yeşilliği, meyve ağaçları ve çeşitli kuş türleri ile gidenlerin büyük beğenisini toplar. Yaklaşık 707 bin metrekare alanı, zengin bitki türü ve sahip olduğu 3 etabı ile Türkiye’deki nadide kentsel parklardan biri arasında kabul edilen vadiyi ziyaret etmediyseniz zaman kaybetmemenizde fayda var.

Dikmen ve Ayrancı semtleri arasındaki çukur bölgede konumlanan Dikmen vadisi, adeta bir cennet görünümündedir. Rekreasyon alanında yaklaşık 42 farklı çeşit yapraklı ağaç türü, 20 bin civarında ağaç çeşitliliği ve bin bir renkte çiçeği bir arada görebilirsiniz. Park alanı, 1994, 2002 ve 2009 yıllarında halkın hizmetine açılmıştır. Farklı senelerde 3 etap halinde tamamlanan park günümüzde sportif imkânları ile tercih edilen yerlerden biri haline gelmiştir.

Türkiye’deki ilk kampüs üniversitesi ODTÜ, Ankara şehir merkezinin 7 kilometre batısındaki alana yayılıyor. 1956’da Kızılay’da, Emekli Sandığı’na ait küçük bir bina ile TBMM arkasındaki barakalarda eğitime başlayan kurum, bugünkü arazisine 1963’te taşındı. Uzmanların görüşleri alınarak önerilen ve Balgat, Etimesgut gibi Ankara’nın az gelişmiş bölgeleri arasından seçilen kampüs arazisi, o dönemde ODTÜ’nün bugünkü görüntüsünden oldukça uzak, çorak bir alandı. Sonuçta devlet, üniversiteye Eymir Gölü içinde olmak üzere, 4.200 metrekarelik bir alan tahsis etti ve bir yarışma açtı. Kampüs planlaması dahil, her bölüm için açılan yarışmalar da ODTÜ’nün üniversite mimarlığına getirdiği ilkelerden biriydi.
 
ODTÜ Kampüsü için 1999 yılında açılan uluslararası mimarlık yarışmasının uluslararası jürisi Steen Eiler Rasmussen, Holmes Perkins, Sir Hugh Casson, Sedad H. Eldem, Kemal Ahmet Aru’dan oluşuyordu. Turgut Cansever’in yardımcıları Mehmet Tataroğlu ve Ertur Yener ile birlikte hazırladığı 24129 rumuzlu proje birinci seçildi. Daha sonra, ilk yarışmanın sonuçlarının iptalini takiben Eylül 1961’de şehircilik, genel vaziyet planıyla Rektörlük, Mimarlık Fakültesi ve Yurtlar’dan oluşan üç yapıyı kapsayan ve bu kez ulusal ölçekte açılan konkur, Altuğ ve Behruz Çinici tarafından kazanıldı. Şartnamede, mimarın işlerinin beğenilmesi halinde tüm yapıların kendisine verileceği veya verilmese bile bu yapıların yer seçim ve yapılaşma kararlarında görüşlerinin alınacağı belirtiliyordu. Kampüs içinde yapılan ilk bina, üniversitenin 1958’de açılan ilk fakültesi de olan ve seçkin bir modern mimarlık örneği oluşturan Mimarlık Fakültesi oldu. Rektör Kemal Kurdaş kampüs alanında bir orman yarattı, 300.000 metrekarelik yapılar ve çağdaş bir altyapı tamamlandı.